CHP heyetinden Suruç raporu

Urfa’nın Suruç ilçesinde 32 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından bölgede incelemelerde bulunan CHP heyeti, bir değerlendirme raporu yayımladı.

CHP heyetinden Suruç raporu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 32 kişinin yaşamını yitirdiği Urfa’nın Suruç ilçesindeki saldırının ardından bölgede yaptığı incelemelere dair raporunu yayımladı.

Suruç saldırısı sonrası olay yerine giden ve aralarında CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Veli Ağbaba’nın da bulunduğu CHP’li vekillerden oluşan heyetin hazırladığı ‘Suruç Katliamı ve IŞİD Tehdidi Hakkında Değerlendirme Raporu’ başlıklı raporda dikkat çeken noktalar şöyle:

‘Bölge halkında tedirginlik hakim’

“IŞİD, en yaygın ve sistematik insan katliamlarını gerçekleştirenler terör örgütlerinden biridir. 2011 yılından itibaren de bu örgütlenmeye en büyük lojistik destek Türkiye’nin denetimsiz sınırlarından sağlanmaktadır. Uluslararası toplumun baskıları sonucu son dönemlerde bazı önlemlerin alındığı ifade edilse de Türkiye’nin bugüne kadar sürdürdüğü yanlış Suriye politikaları, Reyhanlı’da 52, Cilvegözü Sınır Kapısında 13, Niğde’de iki yurttaşımızın öldürülmesinde olduğu gibi, son olarak Suruç ‘ta yaşanan katliamın da asli nedenlerinden biridir. Bölge halkında tedirginlik hakimdir.

‘Araştırma komisyonu kurulmalı’

“Yaşanan travmanın boyutu ve eylemlerin devam etme riski dikkate alındığında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin olağanüstü olarak toplanması ve acilen bir Araştırma Komisyonu kurulması önem arz etmektedir.

‘MİT görevini yerine getirmedi’

“Olayın gelişimine neden olan temel faktörlerden birinin istihbarat zafiyeti olduğu anlaşılmıştır. Siyasallaşan MİT’in son zamanlarda gerçekleşen diğer saldırılarda olduğu gibi, Suruç patlamasında da görevini etkin biçimde yerine getiremediği görülmektedir.

‘Sınır güvenliği halen ihmal ediliyor

“Yaşanan bunca vahim olaya ve tehditlere rağmen sınır güvenliğinin halen yok denilecek ölçüde ihmal edildiği, gerekçe olarak sınırın uzunluğunun gösterildiği gözlenmiştir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Sınır güvenliğindeki bu zafiyet hem IŞİD’in sınırdaki geçişlerini kolaylaştırmakta hem de ulusal güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir.

‘Kriz yönetimi doğru yapılamadı’

“Patlamanın hemen ardından olay yerine intikal eden güvenlik güçleri slogan atan vatandaşlara TOMA’larla müdahale etmiştir. Bu durum devletin, travmaya neden olan olaylarda yatıştırıcı, güven verici tavır alması gerekliliğine uyulmadığını açıkça göstermektedir. Olayın hemen ardından güvenlik güçlerinin sergilediği tutum endişenin ve paniğin artmasına neden olmuştur. Kriz yönetimi doğru yapılamamıştır.

Öneriler

Raporda IŞİD tehdidine ilişkin yer alan değerlendirmeler ve çözüm önerileri ise şöyle:

* TBMM’de bir araştırma komisyonu kurularak IŞİD faaliyetlerinin tespit edilmesi ve Türkiye sınırları içinde IŞİD yapılanmasının tamamen yok edilmesi için kapsamlı bir iç güvenlik stratejisi oluşturulmalıdır.

* Hükümet IŞİD’le etkin mücadele edileceği yönünde irade beyan etmeli ve kamuoyuna bu tavrını açıklamalıdır.

* Türkiye’den IŞİD’e katılımın önlenmesi için istihbarat ve güvenlik ayaklarını içeren yeni bir yaklaşım benimsenmelidir. (Not: Bugüne dek sınır ötesinden toprağa verilmek üzere Türkiye’ye getirilen, çatışmalarda ölen Türkiye’li IŞİD militanı sayısının 300 civarında olduğu belirtilmektedir. Bu rakamdan yola çıkarak, sınır ötesinde IŞİD saflarında çatışmakta olan 10 bin civarında Türkiye vatandaşı olduğu tahmin edilmektedir)

* IŞİD’in Türkiye mevzuatı bakımından da terör örgütleri listesine eklenmelidir.

* Suriye sınırındaki kontrolsüz durum, acilen sona erdirilmeli ve sınır güvenliği sağlanmalıdır.

* Türkiye’den Suriye’ye yapılan silah sevkiyatı durdurulmalıdır.

* Türkiye’nin Suriye politikası yeniden ele alınmalı, sınır güvenliği ve bölgesel barışı ön plana çıkaran yeni bir yaklaşımın benimsenmelidir.

* Uluslararası toplumun IŞİD’le daha etkin mücadele etmesi için Türkiye inisiyatif almalı, girişimlerde bulunmalıdır.

* IŞİD eylemlerine katılan birçok kişinin aranan, izlenen, kişiler olduğu göz önünde bulundurulduğunda, çok vahim ihmallerin -hatta göz yummaların- olduğu şüphesi ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle özellikle ‘önleyici dinlemeler’ hakkında tüm ülkeyi kapsayan etkin bir soruşturma yapılmalı, eylemlere katılan IŞİD mensupları hakkında elde edilen bilgilerin gereğinin yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.

* İstihbarat birimleri arasında kopukluk olup olmadığı TBMM tarafından araştırılmalı. TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonuna kendiliğinden inceleme yapma yetkisi tanınmalıdır.

* Suç iddialarının birden fazla Cumhuriyet Savcılığının yetki alanına girdiği gözetilerek, birleştirilebilir nitelikteki soruşturmalar birleştirilerek tek elden hızlı ve etkin bir soruşturma yapılmalıdır.

Güncelleme Tarihi: 27 Temmuz 2015, 15:36
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER