HDP’li adaylara Haliliye Eş Başkanı Müzeyyen Polat, Eyyübiye Eşbaşkanı Hasan Dürbin eşlik etti. Adayları oduncular pazarında Oduncular Pazarı Dernek Başkanı Hadi Öge karşıladı. 

Ziyarette ilk sözü alan HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan, “Bildiğiniz üzere Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar önemli bir seçim sürecini yaşıyoruz. 7 Haziran seçimleri Türkiye’nin geleceği açısından oldukça önemli bir seçim. 13 yıllık iktidarı süresince AKP hükümeti Urfa başta olmak üzere Türkiye’nin tamamına verdiği sözleri yerine getirmedi” dedi. Urfa’nın 13 yıllık AKP iktidarı döneminde hakkı olan hizmeti görmediğini dile getiren Ayhan, “Aksine Urfa daha fazla eziyet görme politikası ile karşı karşıya kalmış. Sandığa giderken sizi temsil edebilecek ve sonradan şikayet etmeyeceğiniz bir tercihte bulunmanız hepimiz açısından önemlidir” diye konuştu.

‘BİZİ TERCİH ETTİĞİNİZ İÇİN GURUR DUYACAKSINIZ’

Osman Baydemir ise, “Esas maraton bizler açısından 8 Haziran sabahında başlayacak. Sizler HDP’ye vermiş olduğunuz destekten dolayı başkalarının huzurunda mahcup olmayacaksınız. İyi ki desteğimizi HDP’ye vermişiz, bakın bu insanlar bu kentin hakkını hukukunu nasıl koruyarak diyeceksiniz ve bunun haklı gururunu inşallah sizlere yaşatırız” dedi.
7 Haziran seçimlerinin 3 temel açıdan önemli olduğunu kaydeden Baydemir, şunları söyledi;
“78 milyonun barışa ulaşımı açısından önemlidir. Bugüne kadar demokrasi barış mücadelesinde vermiş olduğumuz emeklerin hayat bulup bulmaması açısından önemlidir. Urfa’nın hakkına hukukuna kavuşmasının da tarihi seçimidir.” 

‘YA ZENGİN BİR PARLAMENTO YA DA BAŞKANLIK SİSTEMİ’

Baydemir, Urfa’nın AKP’nin 13 yıllık iktidarı döneminde sürekli gerilediğine dikkat çeken Baydemir, “Teşvik belgelerine baktığımızda Urfa’nın almış olduğu bütün teşvik sayısı 616, Bursa’nın almış olduğu teşvik sayısı 2202’dir. Urfa’ya gelen 3 milyardır, Bursa’ya giden 22 milyardır. Bursa’ya giden teşvik miktarıyla işe yerleştirilen insan sayısı 111 bindir. Oysa Urfa 48 tane vilayetin amele pazarı haline dönüştürülmüştür. Bütün bunlara dur demek hepimizin görevidir” diye belirtti.  
HDP Urfa Milletvekili Adayı Osman Baydemir daha sonra Yol İş Sendikası 1 No’lu Şube’yi ziyaret etti. 7 Haziran seçimlerinin önemine değinen Baydemir, “Ya bütün farklılıkların, Türkiye’nin bütün gerçekliklerinin taşındığı bir parlamento ya da nereye gideceği belli olmayan, Türkiye’ye özgü veya cumhurbaşkanının şahsına özgü bir başkanlık modeli, bir maceraya doğru Türkiye sürükleniyor” dedi. 

‘İLK DEFA PARLAMENTOYA KAPIDAN GİRECEĞİZ’

Parlamentonun kapılarının bugüne kadar partilerine kapalı olduğunu ifade eden Baydemir, “Bizler kapalı olan bu kapıya rağmen bacadan giriyorduk, pencereden giriyorduk. Şimdi inşallah Urfa’nın öncülük etmesiyle, ilk defa kapıdan parlamentoya girmiş olacağız” diye konuştu. 

Baydemir, ancak barışın olduğu bir zeminde emekçi alın terinin karşılığını alabileceğini dile getirerek, şunları söyledi:

“Demokrasinin ve barışın birlikte hayat sürdüğü bir zemin ancak üretim tesislerinin oluşumuna ve dolayısıyla istihdam alanlarının yaratılmasına ve dolayısıyla emek sınıfının kendi arasında örgütlenmesine ve birbirinin hakkını hukukunu korumasına fırsat verebilir. Şu anda sömürü düzeni içerisinde sömürü düzeni var. Emek A’dan Z’ye mevzuat açısından sömürülüyor. Kanunsal olarak sömürülüyor. Bunu ortadan kaldırmanın yolu parlamentoda güçlü bir muhalefeti ortaya koyabilmektir. Muhalefetinin olmadığı bir ülkenin demokrasiye erişmesi kalkınması mümkün değildir. Aynı zamanda içerisinde muhalefet olmayan bir kentin de hakkına hukukuna kavuşmasının da imkanı yoktur,  hizmetin gelişiminin de imkanı yoktur. Urfa HDP’den en az 6 milletvekilini parlamentoya göndermeli ki, hastanesini çalıştırabilsin, eğitim kurumlarını çalıştırabilsin, vilayetini çalıştırabilsin. 763 projeyi takip edebilsin.”

‘KARA DÜZEN İÇİNDE KARA DÜZEN’

Türkiye’deki ücret politikasının bir sömürü düzeni üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Osman Baydemir, bu alanda yaşanan sorunlara ilişkin şöyle konuştu; “Uluslararası standartlar itibariyle Türkiye’de ücret politikası kendi dinamiği içerisinde sömürü düzenidir. Şu anda sizin emeğiniz sömürülüyor. Ama sizin emeğinizden daha fazla sömürülenler var; hizmet alım personeli. Onların emeği de sömürülüyor ama onlardan daha fazla sömürülenler var, onlar da İŞKUR üzerinden işe alınanlar. Bugün orman işletmelerinde çalışan emekçilerin halini biliyorsunuz. Sırf özlük haklarından istifade etmemeleri için 5. aydan sonra çıkışları veriliyor, bir ay sonra tekrar girişleri yapılıyor. Yani kara düzen içerisinde başka bir kara düzen. Bunu bertaraf etmenin yegane bir yolu var örgütlenmek, muhalefetini açığa çıkarmak. Diyarbakır’da yerel yönetim deneyimim içerisinde hizmet alım personeli ile sendikalı emekçi kardeşimi aynı toplu sözleşmede buluşturduk. Hizmet alım personeli ile de yaptık. Ve dedik ki idareye karşı, bize karşı örgütlü olun. Çünkü netice itibariyle iktidar ve emek mukayesesi yaptığımızda emek kutsaldır. Sizin eliniz bu ülkedeki en temiz eldir. Çünkü emiğinizle varsınız.”