TARİHE GEÇECEK BİR KATLİAM YARATILMAK İSTENDİ
"Saray devletinin acımasız terörü ağır silahlarla utanç verici bir saldırı gerçekleştirmiştir" diyen Baluken, yaşatılan katliamların vahşet boyutunun katlanacak şekilde Diyarbakır'da devreye konmak istendiğini, bunu yöneticiler ve halkla birlikte birebir gözlemlediklerini söyledi. Silvan'da her yerin ablukaya alınmış olduğunu ve 18 Ağustos tarihinde kanlı bir operasyonun düğmesine basıldığına vurgu yapan Baluken, "İlçenin tüm iletişim bağları hukuksuz bir şekilde kesilmiştir. Elektrik, su, internet gibi temel işlevler devre dışı bırakılıp keskin nişancılarla tarihe geçecek bir katliam yaratılarak kamuoyundan saklanmak istenmiştir" dedi.
SARAY SİLVAN HALKINA SAVAŞ AÇTI
Tekel ve Mescit mahallelerinde adeta taş üstüne taş bırakılmadığını dile getiren Baluken, Silvan halkıyla dayanışmak isteyen STK temsilcilerinin ve gazetecilerin 2 gün boyunca ilçeye alınmadığını kaydetti. Gazetecilerin ilçeye alınmamasıyla kamuoyunun yaşanılanlardan habersiz bırakıldığına dikkat çeken Baluken, "Tüm bu engellemelere rağmen vekillerimiz ve yöneticilerimiz katliamı kayıt altına almıştır. Silvan'da yaşananların özeti: 'Saray devleti Silvan halkının üzerine terör estirmiştir.' Saray, Silvan halkına savaş açmıştır ve tarihe geçecek bir terör estirmiştir. Pek çok evin çocuk odalarında onlarca öldürücü mermi kovanının bulunmasının orada yaşananları özetleyecek durumdadır. Birçok ev gladyolar tarafından taranmıştır. Can ve mal güvenliği adı altında yapılan operasyon 2 gün boyunca Silvan halkının güvenliğini ortadan kaldırmıştır" diye konuştu.
SİLVAN’IN GÖRÜNTÜLERİ EMNİYET VE VALİLİKTE VAR
Milyonlarca liralık maddi hasar bulunduğunu ifade eden Baluken, gladyo terörünün taziye evleri başta olmak üzere birçok kamu alanına saldırdığını ve kullanılmaz hale getirdiğine dikkat çekti. Sokak ortasında annesinin elini tutmaya çalışan bir bebeğe art arda gaz bombası atıldığının altını çizen Baluken, "Bir kamu çalışanın çocuğunun başına silah dayatılarak tehdit edilmiştir. Bu kadar insanlıktan uzaklaşmış, hukuku ortadan kaldırmış bir gladyo teröründen bahsediyoruz. Bu olayın görüntüleri Diyarbakır Emniyeti'nde ve Valiliği'nde vardır. Eğer bu söylediklerimizi yalanlayacak en küçük beyanları varsa kendilerini Silvan'daki görüntüleri halkla ve basın emekçileriyle paylaşmaya davet ediyoruz" dedi.
SİLVAN’A GÖNDERİLEN YETKİLİLER KİMLER
Silvan'da yaşatılan vahşeti ve terör dalgasını yaratanların Silvan dışından getirildiğine dikkat çeken Baluken, terör operasyonlarında DAİŞ'le eşleşmiş olan tekbir seslerinin Silvan'da yükseltildiğini kaydetti. Baluken, devlet yetkililerinin cevaplamasını istediği soruları şöyle sıraladı: "Silvan'a gönderilen yetkililer kimleridir? Silvan'a nereden getirilmişlerdir? Tüm dünya kamuoyunda IŞİD kılıfında savaşan özel birlikler olabilir mi? Rojava ve Kobanê'de yaşanan yenilginin nefretinin intikamı mı yaşatılıyor?"
SAVAŞ TÜM TÜRKİYE’YE TAŞIRILMAK İSTENİYOR
AKP ve DAİŞ işbirliğinin herkesçe bilindiğini kaydeden Baluken, katliam konseptinin uzatılması halinde sonuçlarının ağır olacağını vurguladı. "Saray Türkiye'yi bir iç savaşa mı sürüklemek istiyor" diye soran Baluken, savaşın tüm Türkiye sokaklarına taşıtılmak istendiğini ve soruların yanıtlanması gerektiğini vurguladı. Baluken, "Tıpkı 90'lı dönemlerde ki gibi geri dönüşümsüz Kürt ve Türk çatışmasının yaşatılmak isteniyor. Bu konsept tamamen saray masasında hayata geçirilmektedir. Defalarca cenazelere yapılan işkencelere dönük sorularımıza cevap olunmamıştır" diye belirtti.
Katliama maruz kalan halkının yanında yer alan belediye eşbaşkanlarına ve seçilmişlere siyasi soykırım yapıldığına vurgu yapan Baluken, "Bunların tek amacı gerilimi, çatışmayı, kaosu artırarak Suriye gibi bir iç savaşın hayata geçmesini sağlamaktır. Bu kanlı tezgahlar tek başına iktidar olmak adına sarayda gerçekleştirilmektedir. Analar ağlamasın diyenler bugün ne mutlu analar ağlasın demeye gelinmiştir bu büyük bir vicdansızlıktır. Biz bu yaklaşımı asla kabul etmiyoruz" diye konuştu.
SİVİL KATLİAMIN PEŞİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ
Darbe süreci ve savaş konsepti devreye konulduğu andan itibaren çözüm sürecine ve masa başına gelinmesi için çağrıda bulunduklarına değinen Baluken, "Bütün yoksul emekçi halklarımızla yaşayacaksak insan gibi yaşayalım diyoruz. Bizler sivil katliamların peşini asla bırakmayacağız. Biliyoruz ki biz peşini bırakırsak bunlar oluk oluk kan akıtmaya devam edeceklerdir ve biz buna asla izin vermeyeceğiz. Bugüne kadar yaşanan katliamların tamamı nasıl tarihin hesap sorulması gereken sayfalarında yer almışsa Lice, Silvan, Şemdinli, Varto, Ağrı, Hakkari katliamlarının da hesabı sorulması adına yerini çoktan almıştır. Tüm Türkiye halklarını bu savaş katliamlara karşı dayanışmaya davet ediyoruz. Sarayı boşa çıkarmak adına müzakere masasının etrafında buluşularak bu süreci daha fazla uzatmayalım diyoruz" dedi.
Güncelleme Tarihi: 20 Ağustos 2015, 21:14