Halka öz yönetime sahip çıkma çağrısında bulunan Aydoğan, derhal Kürt Halk Önderi Öcalan ile görüşme yapılması gerektiğini söyledi.
HDP Amed Milletvekili Nursel Aydoğan, Silvan ilçesinde yaşanan devlet terörüne ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı...
'AKP SİLVAN'DA HALKIN YAŞAMINA KASTEDİYOR'
Aydoğan, 10 gün içinde Silvan'a devlet tarafından iki büyük operasyon yapıldığına dikkat çekerek, izlenimlerini şöyle anlattı: "Silvan'daki bu mevcut tabloya bakınca bu operasyonun öncelikle bir halkı sindirme, yıldırma; halka geri adım attırma ve korkutma, sonuç olarak da halkı yaşadığı alanlardan göç ettirme operasyonu olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki Diyarbakır Valiliği bu operasyonu, öz yönetimini ilan eden ilçede halkın ve gençliğin tutuklama-gözaltılara ve devlet şiddetine karşı kendini korumak için kazdığı hendek ve barikatları ortadan kaldırmak amaçlı yaptığını ifade ediyor. Fakat sonuçlarına baktığımızda bunun böyle olmadığını görebiliriz. Her iki operasyonda halkın malına zarar verilmiştir. Silvan, 'İç Güvenlik Paketi'nin ilk uygulandığı yerlerden biri. Halkın yaşamına kasteden operasyonlar yapılmıştır. Silvan, Cizre, Silopi halkın direniş geleneğinin olduğu ilçeler. Bu geleneği kırmak amacıyla yapılmıştır. 150'den fazla iş yerinde tahribat vardı; evler ve iş yerleri taranmıştı. Onlarca aracın yakılı olduğunu gördük. Onlarca araç polisin kullandığı kepçeler tarafından pert edilmişti. Bazı iş yerleri yakılmıştı. Bazı evler kullanılamaz halde. Bu operasyonlar sonunda, ilk günlerinde mahallede operasyonlara karşı direnen bir halk vardı. Özellikle kadınlar sokaklara çıkmışlardı, ellerinde akşam ses çıkarma eylemi yapıyorlardı. Ancak operasyonun ilerleyen günlerinde bu operasyonun şiddeti, boyutu o kadar yüksekti ki, artık sivil eylemleri yapmak üzere sokağa çıkan halk, çıkamaz hale geldi."
'POLİS ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİLERİNİ BOZUYOR'
Dört mahallede yaşayan halkın, çocukları devlet teröründen etkilendiği için geçici olarak göçe başvurduğunu da aktaran Aydoğan, "Halkın bir kısmı, çocuklarını bu devlet teröründen uzak tutmak için ne yazık ki evlerini terk etmek zorunda kaldı. Geçici olarak bulundukları mahallelerden göç etmek zorunda kalanlar oldu. Tabii bunun devlet politikası olduğunu, bu kadar orantısız devlet gücünün nedeninin de bu olduğunu, 1500 polis veya daha fazla askeri güç, 40-50'den fazla TOMA, Akrep ve diğer tipte askeri araçlarla yapılan operasyonların amacının tam da bu olduğunu, bu politikaya prim vermemek gerektiğini ifade ettik. Onlar da asla yılgınlıklarının olmadığını, geri adımlarının olmadığını, mücadelelerine bağlı, kararlı olduklarını ifade ettiler. Özel harekat polisleri insanın aklının alamayacağı kadar şiddet uyguluyorlar ve sokaklarda tekbir getirerek, mermileri boşaltarak özellikle çocukların psikolojilerini bozuyorlar" diye konuştu.
Kimi çevrelerin yansıttığı gibi, halkın sindiği için bazı mahalleleri terk etmesinin doğru olmadığını söyleyen Aydoğan, evleri kullanılamaz hale gelenlerin mecburen diğer mahalleler veya kent merkezine taşındığını aktardı.
Aydoğan, halkla yaptıkları görüşmelere değinerek, "Halk bize '90'lı yıllarda da devletin Silvan'da teröre başvurduğunu, o zaman yılmadıkları gibi şimdi de yılmayacaklarını söyledi. 'AKP'ye karşı geri adım atacağımızı sananlar yanılıyor' dediler. Her şeye rağmen halkın morali yüksek" dedi.
ÖZ YÖNETİME SAHİP ÇIKMA ÇAĞRISI
Kürt halkının kendini yönetmek istediğine ve öz yönetim ilanlarına işaret eden Aydoğan, öz yönetimin ülkeyi bölme, parçalama değil, birlikte yaşamı sağlama projesi olduğunu belirtti. Aydoğan, halka öz yönetime sahip çıkma çağrısında bulunurken, şunları ifade etti: "Öz yönetim ileri bir demokrasidir, radikal bir demokrasidir. Kürt halkı radikal demokrasiyi yavaş yavaş harekete geçiriyor, yaşama geçiriyor. Suç oluşturan bir durum değildir ama AKP hükümeti her zamanki gibi öz yönetimini ilan eden halka saldırmış ve öz yönetim ilanının yanında duran belediye eşbaşkanlarını tutuklamıştır. Öz yönetimin ilanı ya da demokratik özerklik, birlikte yaşam projesidir. Kürt halkının geleceği, özgür yaşamı için son derece önemli bir projedir. Bu projeye sahip çıkılması gerekir. Öz yönetimin ilan edildiği her yerde AKP'nin kriminalize etmesine rağmen öz yönetime dört elle sarılmalı. Sadece savunma boyutuyla değil. Bütün boyutlarıyla yaşama geçirme mücadelesini devam ettirmelidir. Hiçbir kazanım kolay elde edilmemiştir; öz yönetim de bir radikal mücadele gerektirir. Kararlı şekilde bu mücadele verilirse, Kürt halkı kendi kendini yönetmeye erişecektir."
'HALK DİRENMEYE DEVAM EDECEK; İMRALI'NIN KAPILARI AÇILMALI'
AKP'ye de seslenen Aydoğan, öz yönetim projesine saldırılmasına son verilmesini istedi. "Öz yönetime devlet şiddetiyle karşılık verilmesi demek, çatışmalı ortamın devam etmesi demektir çünkü Kürt halkı öz yönetimini hayata geçirirken kararlıdır. Bu kararlı duruşun karşısında devlet gücüyle gelinecek olursa Kürt halkı da direnmeye devam edecektir" uyarısında bulunan HDP Milletvekili Nursel Aydoğan, şu taleplerde bulundu: "Kürt sorununun çözümü için adım atılması gerekiyor. İmralı'nın kapılarının açılması ve Sayın Öcalan ile görüşmelerin sağlanması gerekiyor. Çözümle birlikte çoğulcu, sivil bir anayasa yapılırsa, bu anayasada da öz yönetim, demokratik özerklik bir biçimiyle tanımlanırsa bu konuyla ilgili gerekli sıkıntılar giderilecektir."
Güncelleme Tarihi: 26 Ağustos 2015, 17:37