Dünya Mülteciler Günü nedeniyle Mardin’in Midyat ilçesindeki göçmenlerin yaşadığı kampları ziyaret eden sinema oyuncusu ve BM İyi Niyet Elçisi Angeline Jolie, Suriye’deki savaşın artık son bulması gerektiğini belirterek “Savaşa son vermek üzere siyasi bir çözüme ulaşmak için güvenilir bir plan yapma zamanı çoktan gelmiştir” dedi.
20 Haziran Dünya Mülteciler Günü nedeniyle Mardin’in Midyat ilçesinde bulunan mülteci kampını ziyaret etmek amacıyla Türkiye’ye gelen sinema oyuncusu ve Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komisyonu (BMMYK) İyi Niyet Elçisi Angelina Jolie ile BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Gutierrez, kapları ziyaret ettikten sonra basın açıklaması yaptı.
Angelina Jolie açıklamasında dört yıllık bir süre zarfında, 1.8 milyon yerinden edilmiş Suriyeli ve Iraklıya ev sahipliği yapan Türkiye’nin dünyadaki en fazla mültecinin olduğu ülke haline geldiğini söyledi.
Konuşmasında BM Güvenlik Konseyi’ne de çağrıda bulunan Jolie şunları söyledi:
’60 milyon insanın evlerinden edildi’
“Bakanlarınızı ve elçilerinizi Suriye’ye gönderin. Bu krize kendiniz tanıklık edin. Devam edemeyeceğini görün. Savaşa son vermek üzere siyasi bir çözüme ulaşmak için güvenilir bir plan yapma zamanı çoktan gelmiştir. Türkiye, Irak, Lübnan ve Ürdün halkına cömertlikleri için teşekkür ederim.
“Yaklaşık 60 milyon insanın evlerinden edildi. Dünyamız hiçbir zaman daha zengin ya da daha sağlıklı ya da daha gelişmiş olmamıştı. Fakat, öncesinde hiçbir zaman böylesine fazla sayıda insan malından mülkünden edilmemiş ve temel insan haklarından yoksun bırakılmamıştı.
‘Türkiye dünyadaki en fazla mültecinin olduğu ülke’
“4 yıllık bir süre zarfında 1,8 milyon kişi yerinden edilmiş, Suriyeli ve Iraklıya ev sahipliği yapan Türkiye dünyadaki en fazla mültecinin olduğu ülke haline gelmiştir. Dün ziyaret ettiğim Lübnan, daha da büyük yoğunlukta yerinden edilmiş insana ev sahipliği yapıyor, şu anda Lübnan’daki her dört kişiden biri Suriyeli mülteci.
“İnsanların kaçacak yerleri tükeniyor. Eğer, şiddetten kaçan bir Iraklı ya da Suriyeliyseniz nereye gidersiniz? Sınırlarındaki her bir ülke, limitlerinin ötesine itiliyor. İşte bu yüzden böylesine çok sayıda insanın denizlerde hayatını kaybettiğini görüyoruz. Bu yeni bir eğilim değil, bu bir ülkeden diğerine kaçıp güvenli bir yer bulamayan insanlar sebebiyle ortaya çıkan bir durum.
‘Onlar bir sorun değil’
“Onları korumalı ve onlara yatırım yapmalıyız. Onlar bir sorun değil, bu küresel krizin çözümünün bir parçası. Onlar, ülkeleri yeniden inşa etmek ve yeniden istikrarı sağlamak için potansiyel. Bundan daha çok, uluslararası topluma ve dünyadaki liderlere büyük ölçekli yerinden edilmedeki tanıklık ettiğimiz bu anın ne anlamaya geldiğini kabul etme çağrısında bulunuyorum
“Uluslararası toplum olarak, mülteci akınlarının temel nedenlerine kararlılıkla cevap verdiğimiz bir tek ana işaret etmek zor. Yerinden edilmeler artıyor çünkü savaşlar son bulmuyor ve çatışmadan çıkan ülkelere ihtiyaç duydukları destek sağlanmıyor. Krizleri, yalnızca askerler ya da insani yardımı tartışarak ele alıyoruz.
‘Merkezi bir sorun’
“İnsanların çektiği acı ve yerinden edilmede, şimdiye dek hiç görülmemiş düzeyde bir patlama söz konusu ve bu insani yardım ile yönetilemez, diplomasi ve hukuk ile yönetilmelidir. Bu, merkezi bir sorun. Hangi insan hakları ihlallerini hoş göreceğimizi hangilerini hoş görmeyeceğimizi seçemeyiz.”
Guterres: Her biri birer insan hikayesi ve birer trajediyi yansıtıyor
Jolie’yle birlikte düzenlenen basın toplantısında konuşan BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, ise şunları söyledi özetle:
“60 milyonun her biri birer insan hikayesi ve birer trajediyi yansıtıyor. Git gide artan sayılardan bahsediyorum size. 2010 yılında günde 11 bin kişinin ülkesini terk etmesi söz konusu iken 2011 yılında bu sayı 14 bine, 2012’de 23 bine, 2014 yılının sonunda da 46 bin 500’e ulaşmış.
“Dünyada eşi görülmemiş ölçekte yerinden edilme ile karşı karşıya kaldık. Uluslararası camianın iki kere başarısızlığa uğradığını gördük. İlki tüm bu çıkan çatışmaları, zulümleri, yerinden edilmeleri ve acıları önleyememesi, ikincisi de bu çekilen acıların sebebi olarak yapılması gereken müdahale ve yardımlar konusunda yetersiz kalması.
“Güvenlik Konseyi maalesef aktif bir şekilde işlev göremiyor. Güç ilişkilerinin belirsiz olduğu ve öngörülemezlik ile cezasız kalmanın oyun haline geldiği savaşta olan bu dünyada, bu çatışmalara taraf olanlar üzerinde etkisi olan herkesin farklılıklarını bir kenara bırakması gerektiğini düşünüyorum.
“Maalesef uluslararası camianın gerekli kaynağı vermede, acıların çekilmesinde, yaşananların önlenmesinde yetersiz kaldığını görüyoruz ve bu yardımları yapamıyor.
Üç çağrı
Dünyaya 3 çağrısı olduğunu ifade eden Guterres, bunlardan birinin dünyanın tüm yerinden edilen insanların daha fazla yardıma ihtiyacı olduğunu anlaması gerektiğini belirtti.
Guterres, ikinci çağrısının çok daha kuvvetli bir uluslararası dayanışma çağrısı olduğunu aktararak, “Özellikle bugün gördüğünüz Türkiye resmi gibi çok sayıda mülteciyi evine almış, bunları kendi kaynaklarından yardımlar yaparak gerçekleştiren ülkeler için çağrım olacak” şeklinde konuştu.
Üçüncü çağrısının aslında tüm sınırların açık olması gerektiğini söyleyen Guterres, sadece Türkiye’nin sınırlarının açık olmasının yeterli olmadığını, tüm dünyadaki sınırların koruma ihtiyacı içindekilere açık olması gerektiğini belirtti.
Güncelleme Tarihi: 21 Haziran 2015, 21:22