Olay, 2010 yılı Aralık ayında meydana geldi. C.S., aynı mahallede oturan D.B.'yi zorla bisiklete bindirerek boş bir araziye götürdü. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre; C.S., mağdur D.B.'yi bir kamyon kasasına bindirerek tecavüz etti. C.S.'nin eve gelmesi ardından üstünü değiştiren annesi, iç çamaşırını kanlı görünce D.B.'yi doktora götürdü. Yapılan muayenede 'Fiili livata' bulgularına rastlayan sağlık görevlileri, durumu polis ekiplerine bildirdi. D.B.'nin ifadesinin alınması üzerine polis ekipleri aynı mahalleden C.S.'yi gözaltına aldı. C.S., suçlamaları kabul etmeyerek, "Okuldan kaçmasına yardım ettim. Cinsel istismarda bulunmadım" dedi.
Başsavcılığın hazırladığı iddianamede, çocuk psikiyatri uzmanından alınan rapora göre mağdurun ruh sağlığının bozulduğu belirtilerek, mağdurun iç çamaşırında yapılan teknik incelemede elde edilen sıvının, S.C.'den alınan kan ile genotip uyumlu olduğunu belirtti. İddianamede, S.C.'nin tehdit ve zor kullanarak hürriyetinden yoksun kıldığı mağdurun vücuduna organ sokmak sureti ile cinsel istismarda bulunduğu vurgulandı. İddianameyi hazırlayan savcı, C.S.'nin, 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'Cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 24 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
11 YIL 8 AY HAPİS CEZASI
İddianamenin kabulü ardından suça sürüklenen çocuk C.S.'nin tutuksuz olarak yargılanmasına, 2012 yılında Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Davanın geçen gün görülen son duruşmasında savcı esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Adli Tıp Kurumu'ndan gönderilen "Ruh sağlığı bozulmamıştır" raporuna atıf yapan Cumhuriyet Savcısı, şu anda 19 yaşında olan C.S.'nin cezalandırılmasını istedi. Duruşmada söz alan C.S.'nin avukatı, müvekkili için beraat kararı verilmesini istedi. Kısa bir ara ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, C.S.'nin, 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'Cebir kullanarak çocuğu hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 11 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. / dha
Başsavcılığın hazırladığı iddianamede, çocuk psikiyatri uzmanından alınan rapora göre mağdurun ruh sağlığının bozulduğu belirtilerek, mağdurun iç çamaşırında yapılan teknik incelemede elde edilen sıvının, S.C.'den alınan kan ile genotip uyumlu olduğunu belirtti. İddianamede, S.C.'nin tehdit ve zor kullanarak hürriyetinden yoksun kıldığı mağdurun vücuduna organ sokmak sureti ile cinsel istismarda bulunduğu vurgulandı. İddianameyi hazırlayan savcı, C.S.'nin, 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'Cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 24 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
11 YIL 8 AY HAPİS CEZASI
İddianamenin kabulü ardından suça sürüklenen çocuk C.S.'nin tutuksuz olarak yargılanmasına, 2012 yılında Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Davanın geçen gün görülen son duruşmasında savcı esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Adli Tıp Kurumu'ndan gönderilen "Ruh sağlığı bozulmamıştır" raporuna atıf yapan Cumhuriyet Savcısı, şu anda 19 yaşında olan C.S.'nin cezalandırılmasını istedi. Duruşmada söz alan C.S.'nin avukatı, müvekkili için beraat kararı verilmesini istedi. Kısa bir ara ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, C.S.'nin, 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'Cebir kullanarak çocuğu hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 11 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. / dha