Peki Duma’da ne oldu? BM Güvenlik Konseyi’ndeki anlaşmazlığın temelinde ne yatıyor? Rusya ABD’nin karar tasarısını niçin reddetti? Moskova’nın dikkat çektiği ‘detay’ neydi? 6 soruda…
1- BM GÜVENLİK KONSEYİ’NDE NE OLDU?
Moskova ve Washington birbirlerinin BM Güvenlik nezdindeki girişimlerini karşılıklı olarak engelledi. Dün, BM Güvenlik Konseyi’ne üç tasarı getirildi. Rusya’nın hazırladığı iki tasarı 15 üyeli Konsey’de kabul edilmesi için gereken asgari dokuz oya ulaşamadı. ABD’nin tasarısı ise Rusya’nın Konsey’in daimi üyesi olarak sahip olduğu veto hakkını kullanmasıyla reddedildi.
2- AMERİKAN VE RUS TASARILARININ FARKI NE?
ABD ve Rusya’nın karşılıklı veto ettiği tasarıların temelinde esasında aynı öneri var: Kimyasal silah saldırısı iddiasının soruşturulması. Ancak taraflar, bu soruşturmanın nasıl yapılacağı ve yetkilendirilen ekibin nihayetinde bir ‘suçlu’ tespit edip etmeyeceği konusunda anlaşamıyor.
Rusya’nın veto ettiği Amerikan tasarısında, kimyasal silah kullanımını araştıracak yeni bir BM mekanizmasına ‘suçluyu tespit etme’ yetkisi veriliyordu.
Rusya’nın kendisinin sunduğu tasarılarda ise araştırma heyetine böyle bir yetki verilmiyor, sorumluya ilişkin nihai kararın BM Güvenlik Konseyi yetkisi dahilinde kalması talep ediliyordu.
3- RUSYA’NIN VETO GEREKÇESİ NE?
Beşar Esad yönetiminin en güçlü müttefiki olan ve Suriye’ye uluslararası bir askeri müdahaleye karşı çıkan Rusya, iç savaşın başlamasından bu yana BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’de harekete geçmesinin önünü açabilecek 12 tasarıyı veto etti. Rusya insani yardımla ilgili kararların büyük kısmına ise onay verdi.
Moskova, son vetoda da askeri müdahalenin önünün açılacağı uyarısında bulundu. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Washington’ın karar tasarısının Batılı ülkelerin Suriye’ye karşı bir hava saldırısına zemin hazırlayacağını söyledi.
Nebenzia “Sizden, Suriye için geliştirmekte olduğunuz planlardan kaçınmanızı rica ediyorum, istirham ediyorum” dedi. Rus temsilci, ‘yasadışı askeri maceraların hukuki sorumluluğunun ABD’ye ait olacağını’ da ekledi.
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley ise Rusya’nın vetosuna tepki göstererek, “Tarih, Rusya’nın bugün Suriyelilerin hayatlarına karşı bir canavarı korumayı tercih ettiğini yazacaktır” tepkisini gösterdi.
4- SALDIRI İHTİMALİ VAR MI?
ABD, Fransa ve İngiltere, ‘kimyasal saldırının faillerinin tespit edilmesi gerektiği’ şerhini düşseler de, Suriye yönetimini ‘cezalandırmak’ amacıyla hava saldırısı düzenleme tehdidini açık açık dile getiriyor. ‘Sorumluların kanıtlanması sonrası birkaç gün içinde hızlı ve güçlü bir yanıt vereceği’ uyarısında bulunan ve Esad’a açıkça ‘Hayvan’ diyen ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’ye odaklanmak için Latin Amerika ziyaretini iptal etti. Trump, ABD’nin ‘çok sayıda askeri seçeneği bulunduğunu’ söylerken, Fransa ve İngiltere’den de olası bir Amerikan müdahalesine destek sinyali geldi.
Reuters’a konuşan iki Amerikalı üst düzey kaynak, savunma ve istihbarat kurumlarının Suriye hava savunma sistemlerinin ne kadar etkili olduğuna ve Rusya’nın Şam’a bu konuda ne kadar yardımcı olduğuna dair değerlendirmeler yapıldığını aktardı.
Europol, 72 saat içinde bir saldırı düzenlenebileceği gerekçesiyle Doğu Akdeniz’deki sivil uçuşlar için uyarıda bulundu. Diğer yandan Amerikan Donanması’na ait USS Donald Cook adlı destroyer şu an Akdeniz’de.
Rusya cephesine gelince… Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ABD ile bir askeri çatışma tehdidi bulunmadığını söyledi. Ancak iddiaya göre, Rusya Akdeniz’deki Batılı savaş gemilerine gözdağı vermekten de geri durmadı. Haftalık Fransız dergisi Le Point, bir savaş uçağının haftasonunda, 16 cruise ve 16 karadan havaya füze taşıyan Aquitaine adlı Fransız fırkateyni üzerinde alçak uçuş yaptığını öne sürdü.
Bazı uzmanlar, selefi Barack Obama’yı Suriye’de çok çekingen davranmakla suçlamış olan Trump’ın, gerilim bunca tırmandıktan sonra geri atamayabileceği yorumunu yapıyor. Öte yandan, Trump’ın geçen yıl benzer bir kimyasal saldırı iddiası üzerine Suriye’nin Şayrat hava üssünü vurduğunu da hatırlatan uzmanlar, bu tür sınırlı ve hedefli bir saldırının savaşın gidişatında bir değişiklik yaratmayacağına dikkat çekiyor; dolayısıyla ABD’nin daha büyük çaplı bir müdahaleye girişebileceğini belirtiyorlar.
Bazı kaynaklar ise Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) sahada yapacağı soruşturma sonuçlanana ve kanıtlar netleşene dek askeri bir müdahale düzenlenmeyeceğini söylüyor.
5- DUMA’DA NE OLDU, ZAMANLAMA NEDEN DİKKAT ÇEKİCİ?
Son gerilim, Suriye’nin başkenti Şam’ın Doğu Guta bölgesinin bir ilçesi olan ve uzun zamandır ‘İslam Ordusu’ isimli silahlı grubun hâkim olduğu Duma’da, cumartesi günü bir kimyasal silah saldırısı düzenlendiği iddiasıyla patlak verdi. Batı basınına konuşan doktorlar ve mağdurlar çoğu sivil en az 60 kişinin hayatını kaybettiğini, 1000’den fazlasının yaralandığını öne sürüyor; ‘muhtemelen sinir gazı kaynaklı’ zehirlenme vakalarının görüldüğünü, klor gazı kokusu aldıklarını söylüyor.
Batı dünyası Suriye yönetimini sorumlu tutarken, Şam ile Moskova iddiaların zamanlamasına dikkat çekiyor. Zira saldırı iddiasının birkaç saat öncesinde, Suriye yönetiminin İslam Ordusu’yla anlaşmak üzere olduğu, militanların bölgeyi terk etmesi için son pürüzlerin görüşüldüğü haberi gelmişti. Rusya ve Suriye yönetimleri de bu bağlamda, saldırının mizansen olduğunu, Suriye yönetiminin Şam’da zafer ilan etmeye bu kadar yaklaşmışken kimyasal silah kullanmasının ‘akıldışı’ olacağını savunuyor. Bu görüşü savunanlar, saldırı sonrası çekilen görüntülerde hayatını kaybedenler ve yaralananlar arasında militanların bulunmamasına da dikkat çekiyor.
6- DUMA’DA YAŞANANLAR NASIL ARAŞTIRILACAK?
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), bizzat Rusya ve Suriye’nin davetiyle Duma’ya bir araştırma ekibi göndermeye hazırlanıyor. Lahey merkezli örgüt, Suriye’nin kimyasal silah programının lağvedildiği 2013’te de sahada denetimde bulunmuştu.
OPCW’den son yapılan açıklamada, Suriye’ye kısa süre içinde gönderilecek ekibin söz konusu olayda yasaklı silahların kullanılıp kullanılmadığının araştırılacağı belirtildi. OPCW, kimyasal kullanımı tespit etse bile, saldırıyı kimin düzenlediğine ilişkin bir çıkarımda bulunma yetkisine sahip değil.
Rusya ve Suriye’nin OPCW’yi davet ederek bir Amerikan saldırısından kaçınmaya çalıştığı yorumu yapılsa da, iki ülke de saldırının hemen sonrasında bağımsız soruşturma çağrısında bulunmuştu. Batılı ülkeler ise Suriye ordusunu kanıtları ortadan kaldırmakla suçlamıştı.
Reuters’a konuşan Avrupalı bir kaynak ise Avrupa hükümetlerinin OPCW soruşturmasının çıkabilecek olası somut kanıtları beklediğini, askeri bir müdahalenin de bu soruşturma sonuçlanana kadar düzenlenmeyeceğini söyledi. / DUVAR
Güncelleme Tarihi: 12 Nisan 2018, 11:25