Üniversite öğrenimini yarıda bırakan öğrencilerin sayısı 2017-2018 döneminde ise hızla arttı. Verilere göre 2017-2018 döneminde üniversiteyi bırakan öğrenci sayısı bir önceki yıla göre yüzde 92.2 artışla 408 bini aştı.
Öğrenciler istihdam olanağı azalan bölümleri terk ediyor
Eğitim-Sen Genel Sekreteri Özgür Bozdoğan'a göre Türkiye'de öğrencilerin üniversiteyi yarıda bırakmasının birkaç temel nedeni bulunuyor.
Bunlardan birisi üniversitelerde planlama ile ilgili sıkıntıların devam etmesi. Bunun yanında istihdam olanağı azalan üniversite bölümlerinin varlığı da üniversite öğreniminin terk edilmesine yol açıyor.
Üniversite kaydının dondurulması ve silinmesine yönelik istatistiklerin tutulmadığını belirten Bozdoğan öğrencilerin istihdam olanağı azalan bölümleri daha çok terk ettiğini ifade ediyor. Buna karşın tıp fakültelerinde kayıt dondurma oranlarının oldukça düşük olduğuna dikkat çekiyor.
Bozdoğan, "Türkiye'de üniversite bölümlerinin kontenjan planlaması ile ilgili sıkıntılar söz konusu. Üniversite öğrencileri eğitimleri sırasında bölümlerinin istihdam olanaklarını da gözden geçiriyor. İstihdam olanağı azalan bölümlerde kayıt dondurma daha çok yaşanırken, tıp fakültelerinde kaydını donduran ya da silen öğrenci neredeyse hiç yok" değerlendirmelerini yapıyor.
Geçim sıkıntısı üniversiteyi bırakma nedenlerinden biri
Bozdoğan'a göre maddi sıkıntı yaşayan öğrenciler de üniversite öğrenimini yarıda bırakıyor. Kadir de onlardan biri... Kaynakçı bir babanın dört çocuğundan biri olan Kadir, babasının işini kaybetmesinin ardından Kocaeli Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’ndeki öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı:
"Babam kaynak işçisiydi. Fakat işlerin kötü gittiği gerekçesiyle işten çıkarıldı. 1 yıldır emekli. Emekli maaşıyla dört çocuğuna bakmaya çalışıyor. Babamın işini kaybetmesinin ardından ekonomik durum elvermeyince okulu yarıda bırakmak durumunda kaldım."
Ailesi İstanbul’da yaşayan Kadir için Kocaeli'nde özellikle barınma önemli bir harcama kalemi olmuş: "Bir süre Kocaeli'de öğrenci yurdunda kaldım. Sonrasında bir ev arkadaşı ile eve çıktım. Ev sahipleri üniversite öğrencilerini bir fabrika gözüyle bakıyor. Ev kiralarını yüksek tuttukları gibi, kiralara dönemsel artışlar yapmaya da devam ediyor. Bu yüzden üniversitelinin bütçesi için barınma büyük masraflardan biri oluyor. Kaldığımız evlerde kiramız yaklaşık 850-900 lira civarındaydı. Ayda 400 liralık öğrenci kredisi alıyordum. Ama bu rakam yeterli olmadı."
Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre 2017-2018 döneminde lisans öğrencilerine verilen kredi miktarı önceki eğitim dönemine göre yüzde 11 artış gösterdi. Buna karşın Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2018'de konut, su, elektrik ve ısıtmayı kapsayan konut ana harcama grubunda yıllık fiyat artışı yüzde 24 oldu. Aynı dönemde gıda fiyatları ise yüzde 25 artış kaydetti.
Üniversiteyi bıraktıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle de kendine uygun bir iş bulamayan Kadir, şartların uygun hale gelmesiyle üniversite eğitimine devam etmeyi planlıyor.
"Öğrenciler krediden kaçınıyor"
Eğitim-Sen Genel Sekreteri Özgür Bozdoğan’a göre, üniversite öğrencilerine sağlanan burs ve kredi desteği gereksinimlerin gerisinde yer alıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre 2016-2017 öğretim yılında 1 milyon 614 bin 60 kişi burs ve öğrenim kredisi alırken, 2017-2018 öğretim yılında bu rakam 1 milyon 579 bin 937’ye geriledi.
Burs ve kredi alan öğrencilerin toplam üniversite öğrencilerine oranı da geçen öğretim yılına göre geriledi.
Burs ve öğrenim kredisi alan öğrenci sayısının gerilemesinde, kredilerinin geri ödemesinde zorluk yaşayan mezunların sayısının artması da rol oynadı.
Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü'nün paylaştığı verilere göre, kredi alan ve muhtelif yıllarda borçlarını zamanında ödemediği için takibe giren 2018 yılında vergi dairesine bildirilen borçlu sayısı 279 bin 897 kişi oldu.
Bozdoğan, bu durumun üniversite okuyan öğrencilerin krediden kaçınmasına yol açtığını da belirtiyor. Geçmiş senelere göre kredilerin burslara göre daha ağırlıklı olduğunu da söyleyen Bozdoğan, kredi kullanmayan öğrencilerin de maddi sıkıntılarla daha çok karşı karşıya kalabildiğini ifade ediyor.
DW Türkçe