Säpo, bugüne kadar  Suriye’de DAİŞ çetelerinin saflarına katılanların sayılarının 80 civarında olduğunu iddia ediyor, Ukrayna’da ırkçı ve Nazilerle birlikte savaşan İsveç ırkçıları hakkında açıklama yapmaktan kaçınıyordu.

Thornberg, bugüne kadar bu bilgileri kamuoyundan gizlemelerinin nedenini “Açıklama yapabilmemiz için kesin bilgilere ihtiyaç var. Çok sayıda kişinin çatışmalara katılıması benim için de göreceli yeni bir bilgi. Bu bilgiler daha iyi istihbarat çalışması yürütmemizin sonucu” cümleleriyle ifade ediyor.

Ukrayna’ya giden ırkçıların cihatçılar kadar büyük bir tehlike olmadıkları değerlendirmesini yapan Thornberg, “İsveç’e tehdit oluşturabileceklerin hepsini izliyoruz. Bir şey yapmalarını engellemek için takip ediyoruz. Suriye’ye gidip geri dönenlerin küresel cihatda katılma görevleri gibi bir farklılıkları olabilir. Ukrayna’ya gidenlerde aynı şeyi görmüyoruz. Ukrayna’ya giden gençler silah ve patlayıcı kullanmayı öğreniyor ve kapasitelerini arttırıyorlar” şeklinde konuşuyor.

Bundan 6 ay önce Suriye’ye giden cihatçıların sayılarında bir azalma görüldüğünü ancak son bir kaç ay içinde katılımların yeniden arttığını gözlemlediklerini belirten Thornberg, dönen cihatçıların İsveç için bir tehdit oluşturduklarına, terör saldırıları düzenleme niyetleri olduğuna dikkat çekiyor.

Thornberg, Suriye’ye gidişlerin engellenmesini büyük bir ihtiyaç olarak gördüğünü ve hükümetin bu amaçla yasalarda değişiklik yapma girişimlerini olumlu karşıladığını söylüyor.

Geçtiğimiz yılın Eylül ayında Stockholm’de yapılan bir toplantıda ANF, İsveç’ten çok sayıda cihatçının Suriye ve Batı Kürdistan’a savaşmaya gittiğini hatırlatmış ve Thornberg’ye katılımların engellenmesi için ne yapmayı düşündükleri sorusunu yöneltmişti.

Thorberg bu soruyu, “Biz İsveç yasalarına göre kimsenin oraya gitmesini engelleyemeyiz. Biz onların suç işleyip işlemediklerini bilemeyiz. İnsanların elinden pasaportlarını alıp yurt dışına çıkmalarını engelleyemeyiz” diyerek yanıtlamış, demokratik ülkelerde böyle davranıldığını öne sürmüştü.