Bu sözler DAİŞ çeteleri tarafından 3 Ağustos 2014’te Şengal’e yapılan saldırı ardından kaçırılan, ancak bir arkadaşıyla birlikte kaçıp HPG gerillalarının bulunduğu alana ulaşmayı başaran 15 yaşındaki E.A.’ya ait. E.A, 17 Eylül günü köle pazarlarında satılmak üzere Baac’a bağlı Rambusi köyüne getirildiğinde 18 yaşındaki arkadaşı F.B. ile fırsatını bulup çetelerin elinden kaçar. 2 gün boyunca arazide saklanan E.A. ile F.B., 19 Eylül günü HPG gerillaları tarafından saklandıkları bir evde bulunarak kurtarıldılar.
Koşmaktan ayakları yaralanan E.A.’ya gerilla sağlıkçıları ilk müdahalede bulunduktan sonra arkadaşı F.B. ile birlikte Şengal’de gerilla ve Şengal Direniş Birikleri’nin denetimindeki güvenlikli bölgeye götürdüler.
E.A. ile F.B, yaşadıkları vahşet ile tanık oldukları olaylar ile kurtuluşlarını ANF’ye anlattı.
DAİŞ çetelerinin Şengal’e girdikleri 3 Ağustos günü önce kardeşini ardından da kendisi ve tüm aile fertlerini kaçırdıklarını anlatan E.A sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizi Til Efer’e götürdüler bir akşam orda kaldık. Daha sonra dokuz gün Sina Baduş’ta kaldık. Baduş’tan Til Efer’e götürdüler tekrar. Biz kızları annelerimizden koparıp Musul’a götürdüler. Daha sonra Baac’a götürdüler bizi. Oradan da Rambusi köyüne… Arkadaşlarımızın yarısını Suriye’ye sattılar. Kadınlarla çocukları Til Efer’e, erkekleri Musul’a götürdüler. Kızların yarısını emirleri kendileriyle götürdüler. Zorla namaz kıldırıyorlardı. Namaz kılmayanları vuruyorlardı. Çeteler kızları birbirlerinden satın alarak yine birbirlerine hediye olarak veriyorlardı. Bizi beşerli gruplar halinde evlere kapattılar. Çocuklara kuran öğretmek için 10 gün götürdüler sonra geri getirdiler. Oradan bulunduğum sürede çok kişiyi sattılar.”
‘BİRÇOK ARKADAŞIM YANIMDA KENDİNİ ÖLDÜRDÜ’
E.A., çetelerin bu vahşetine karşı birçok arkadaşının intiharına tanık olduğunu söyledi:
“Birçok arkadaşım yanımda kendilerini öldürdüler. Kimi bileklerini kesti kimi kendini astı.”
Çetelerin uçak saldırılarından korktukları için her gün kaldıkları yeri değiştirdiklerin belirten E.A, “Bize Musul’da şiddet uyguladılar. Zorla namaz kıldırıyorlardı kılmadığımız zaman da dövüyorlardı” dedi.
‘PKK’LİLER BİZİ GÖRÜP KURTARDILAR’
E.A, Rambusi köyünde 17 Eylül günü kaçış hikayesini ise şöyle anlattı: “Akşam saat yedi gibi onlar yemek yerken bir fırsat bulup kaçtık. Şengal'in yakınına kadar koştuk iki gün boyunca yoldaydık. Daha sonra orada bir evde saklandık. Sabah yine çeteler gelip bağırıp çağırdılar. Sonra PKKliler bizi görüp kurtardılar.”
Kendilerini kaçıran kişinin DAİŞ emiri Ebu Xufran adlı kişi olduğunu söyleyen E.A., “Kurtulacağıma hiç inanmıyordum. Ailenizi unutun dediler. Sizin aileniz biziz diyorlardı. Ben kaçmayı başaramasaydım diğer arkadaşlarım gibi kendimi öldürecektim” dedi.
Kaçırıldıklarında arabayla Musul’a, Til Efer’e götürüldüklerini belirten F.B, “Annelerimizi babalarımızı çocukları bizde ayırdılar. Kızları hepsini bir yerde topladılar. Hoşlarına gidenleri kendileriyle götürüyorlardı” diye konuştu
“Kızların hepsini Musul’da büyük bir evde topladılar sonra bunları iki gruba ayırarak bir grubu Baac’a bir grubu da Musul’da bıraktılar. Yaşlı ve erkekleri hapse attılar çocuklara ise din öğretiyorlardı. Kızları da satmak için ayırdılar. Musul’da 200-300 kadar kızdık. Yine Rambosi tarafında da 200 kız çocuğu vardı. Çeteler emirlerinden bizi satın alıyorlardı. Birinin ismi Ebu Xufran’dı. Kızları bundan satın alıyorlardı. Gruplar halinde bizleri tutuyorlardı. İki gün iki gece koştuk HPG gerillalarına ulaşmak için. Çeteler arkamızda mermiler attılar ama vuramadılar. Yine fenerlerle falan bizi aradılar. Ben bir arkadaşımla (E.A.) birlikte kaçmayı başardım.”
‘KIZLAR GÜZEL GÖRÜNMEMEK İÇİN SAÇLARINI KESİYORLARDI’
Çetelerin elinde bulunduğu süreç boyunda 4 kız çocuğun intiharına tanık olduğunu aktaran F.B, “Bileklerini kestiler. Kendilerini astılar. Kızlar güzel görünmemek için saçlarını kesiyorlardı. Kendilerine zarar veriyorlardı” diye konuştu. / Firatnews