Sözcü gazetesinden Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre, Sağlık Bakanlığı Fiyat Değerlendirme Komisyonu, her yılın ilk 45 gününde ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan dönemsel euro kuru değerini güncelliyor. Bu nedenle özellikle enflasyonun arttığı, döviz kurlarının yükseldiği son yıllarda firmalar kasım ayı itibarıyla eczanelere ve depolara ilaç akışını yavaşlatmaya başladı. İlaçta yüzde 60 oranında dışa bağımlılık nedeniyle kurdaki dalgalanmalardan etkilenen firmalar zam beklentisi nedeniyle piyasaya vermeleri gereken ilaçları ellerinde tutuyor. 2018’de yaşanan kur krizi nedeniyle 2019 Şubat ayında ilaç fiyatlarını belirleyen kur değerini yüzde 26.4 oranı ile rekor zam yapıldı. Zammın ardından euro kuru şirketler için 3.40 liradan sabitlendi. 2018’de ortalama euro kuru ise 5.68 TL seviyesindeydi. 2019’da ise ortalama euro kuru 6.35 seviyesindeydi. Bu yıl da en az yüzde 20 fiyat artışı bekleniyor.
Yılda bir kez şubat ayında ilaç fiyatlarında güncellemeye giden Sağlık Bakanlığı’nın bu uygulamasını eleştiren İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu, “Her yıl şubat ayında zam yapılacağı bilindiği için tarih yaklaştıkça kasım, aralık, ocak aylarında ilaçlar yoka giriyor. Şubatta euro kuru belirlenmesinin ardından zam oranı belli olunca ilaçların hepsi piyasaya çıkıyor. Zam oranından hemen sonra ilaç akışının başlaması aslında kıtlığın suni olduğunu gösteriyor” dedi.
SIKINTI BÜTÜN İLAÇLARA YANSIYOR
Sağlık Bakanlığı’na yılda bir değil 3 ayda bir fiyat güncellemesi ile bu sıkıntıların aşılabileceğini önerdiklerini kaydeden Sarıalioğlu, kanser ilaçlarından diyabete, kalp sağlığı ilaçlarından ağrı kesicilere kadar tüm ilaç gruplarında sıkıntı yaşandığını, ihtiyacın çok daha altında ilaç bulunduğunu söyledi. Sarıalioğlu, şöyle devam etti, “İlaçta yüzde 60 oranında dışa bağımlıyız. Bundan kaynaklı dövizdeki oynamalar sıkıntıyı tetikliyor. Kanser ilaçlarının hepsi ithal. Hem enflasyon hem de dövizdeki oynamalar ithal ilaçta bizi sıkıntıya sokuyor.”