Türkiye ziyaretleri ve Suriye Ulusal Koalisyonuyla yaptık görüşmeler hakkında ANF’e konuşan Batı Kürdistan Halk Meclisi (MGRK) Eşbaşkanı Abdulselam Ehmed, yaptıkları görüşmelerin çok yararlı olduğunu ve bu görüşmelerde Rojava hakkında oluşan bir ok önyargının aşıldığını söyledi. Suriye Ulusal Koalisyonuyla yeni başlangıç ve daha iyi ilişki zeminin bu görüşmelerde yaratıldığını belirten Ehmed, önümüzdeki süreçte demokratik bir Suriye için daha pratik adımlar atacaklarını söyledi.
Neden böyle bir süreçte Suriye Ulusal Koalisyonuyla görüşme ihtiyacı hissettiniz?
Suriye muhalefetiyle görüşmek üzere Türkiye'ye gittik. Kendilerine bir mektup götürdük. Önümüzdeki süreçte Suriye muhalif güçleriyle birlikte çalışma koşullarını yaratma, ortaklaşmayı geliştirme ve bunun yol yöntemlerini arama amaçlı görüştük.
Şu bir gerçek ki, Suriye'de kaos durumu ve kanlı bir mezhep savaşı var. Suriye muhalefeti de giderek güç kaybetti. İçerde veya dışardaki muhalif güçler arasında da birlik yok. Derli toplu değiller. Buna karşın Rojava'da örnek bir model geliştiriyoruz. Özgür, güvenli, sakin ve demokratik bir ortam var. Rojava yeni ve özgün bir deneyimdir. Denilebilir ki, Suriye muhalefetinin elindeki yerler içinde en demokratik ortam Rojava'da bulunmaktadır. Bu güce dayanarak halkların demokratik birliğini oluşturuyoruz.
Koalisyonun durumunu nasıl gördünüz?
Maalesef muhalefet oldukça zayıf bir durumda. Koalisyon içindeki tüm güçlerle görüştük. Suriye'nin durumunu, Rojava'daki gerçekliği ve devrimsel sürecini derinliğine tartıştık. Kendileri de çok olumlu yaklaştılar. Bir çoğunun Rojava'ya dair yanlış bilgilendiğini, kendilerine Rojava hakkında yanlış bilgiler verildiğini gördük. Kürt, Arap, Süryani-Asuri ve diğer toplumsal kesimlerin bir arada yaşayıp birlikte ortak bir yönetim oluşturabildikleri gerçeğinden bihaber olduklarına tanık olduk. Üzerimizde ekonomik ambargo uygulandı, kuşatmaya alınmak istendik. El-Nusra, IŞİD, ÖSO gibi birçok gücün askeri saldırılarına maruz kaldık. Ama tüm bunlara rağmen Rojava bugün en özgür ve en güvenli alanlar olarak herkese kapılarını açmıştır. Suriye'nin diğer kentlerinde savaş nedeniyle evleri yakılıp yıkılan on binlerce insan Rojava'ya sığındı. Kendilerine eldeki imkanlar ölçüsünde yardımcı da oluyoruz. İnsani yaklaşımda da bir kusurumuz olmadı.
Görüşmeler de neler ön plana çıktı?
Muhalefetle diyalog ve görüşmelerimiz olumluydu. Bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmalar, örgütlenme ve yönetim modeli hakkında kendilerine bilgi verdik. Rojava'da oluşturduğumuz yeni demokratik özerk sisteme ilişkin bir tanıtım oldu demek yanlış olmaz. Tüm muhalif güçleri Rojava'ya gelip durumu yerinde görmeye davet ettik.
Tabii görüştüğümüz muhalefet güçleri de tüm Suriye halkını temsil etmekten uzaktır. Ancak bir kesimi olabilir. Rojava halkı ve iradesinin de görülmesi ve dikkate alınması kaçınılmazdır. Kendilerine ortak bir demokratik cephe oluşturmayı ve bu çerçevede plan-program geliştirip ortak hareket etmeyi önerdik.
Suriye ulusal koalisyonu sizin sunduğunuz bu projeyi kabul etti mi?
Hemen bir cevap vermekten öte önerimizi olumlu karşıladılar. Bunu değerlendirip önümüzdeki süreçte bu konudaki düşüncelerini iletecekler. Mesela koalisyonun Asuri grubu, Cezire alanında Asuri ulusal kongresi veya konferansını birlikte gerçekleştirmeyi önerdi. Kanaatimce bu görüşmelerle yeni bir diyalog kapısı açılmış oldu. Bunun bir çok nedeni vardır. En önemlisi, Rojava'nın güçlü bir siyasi irade olarak kendini Suriye siyasi ortamına dayatmış olmasıdır. Diğer yandan demokratik muhalefet giderek zayıflamış ve kontrol ettiği birçok yeri kaybetmiştir. Bunun yerine El Nusra ve IŞİD gibi radikal dinci grupların etkinlik alanı artmıştır. Buna karşı yeni bir arayışa girmek demokratik muhalefet güçlerinin de yararınadır. Bu arayışlardan birinin de Kantonumuzdaki demokratik yapılanmayla ilişki ve ittifak arayışı olması gayet tabiidir ve beklenendir.
Bu arada Türk yetkililerle bir görüşmeniz oldu mu?
Heyetimiz sadece Suriye muhalif güçleriyle görüşmek ve siyasal örgütsel durumları tartışmak üzere oluşmuştu. Programımızda Türk yetkililerle görüşme ve temasta bulunma yoktu. Ancak karşı taraftan bu yönlü bir talep gelseydi reddetmez, gayet tabii ki görüşürdük.
Türkiye'nin bu kritik süreçte Rojava ve PYD'ye yaklaşımında bir değişiklik hissettiniz mi?
Evet. Yumuşak bir hava seziliyordu. Birçok aydın gazeteci Rojava durumunu yeterince kavrayamadıklarını ve aslında sınırlarını bizim koruduğumuzu belirttiler. Bu önemli bir yaklaşım değişikliğiydi bizce.
Daha önce Suriye ulusal koalisyonu Kürtleri tanımıyordu. Hatta sizi Suriye işbirlikçisi olarak tanımlıyordu. Bu görüşmeler ardından muhalefetin bu karalayıcı yaklaşımlarının aşılacağını bekliyor musunuz?
Bu durum tabii bizim diplomatik faaliyetlerimizin bugüne kadar zayıf olmasından da kaynağını aldı. Rojava gerçeğini, üçüncü çizgi olarak adlandırdığımız duruşunu, askeri direnişini ve demokratik oluşumunu yeterince dışarıya tanıtamadık. Bunun yanında bazı muhalif güçler de Kürtleri karalayarak siyasi-ekonomik çıkar sağlamaya çalıştı. Bunu politik bir çizgiye dönüştürdü. Biz de bunu kıracak bir diplomatik çalışma yürütemedik. Bugün kabul görüyorsak bunun dayandığı birçok maddi koşul oluştu.
Her şeyden önce Rojava direnişi saldırılar karşısında rüştünü ispatladı. Yine Suriye'deki siyasi tabloyu iyi ve doğru okuduğumuz şimdi herkese ayan oldu, açığa çıktı. Bu tablonun gerektirdiği siyasi duruşu ve buna bağlı somut pratik adımları zamanında attığımız, bunların bugün sonuçlarını verdiğini herkes gibi muhalefet güçleri de görüyorlar. Muhalefetin izlediği politikanın, stratejinin yanlış ve yetersiz olduğu da giderek güç kaybetmeleri ve zayıf düşmelerinden açıkça görülebilmektedir.
Görüşmemiz elverişli bir siyasal konjonktürde gerçekleşti ve olumluydu. Ancak yine de esas yetersizliğin yürüttüğümüz diplomatik çalışmaların zayıflığından kaynaklandığını belirtmek gerekir. Örneğin Ankara'da, Kahire'de henüz bir temsilciliğimizin olmaması önemli bir eksikliktir bizim açımızdan. Neden buralarda bir temsilciliğimiz olmasın? Yaptıklarımız elbette önemlidir. Ama bunu uluslararası alan taşırmak da önemli bir görev olarak karşımızda durmaktadır. Bu eksikliği ileriki zamanda aşmaya dönük çalışmalarımız artacaktır. Olumlu bir zemin vardır. Koşullar da olgunlaşmıştır. Geçmişte kapısını çaldığımız ama bizi ciddiye almayan muhalefet güçleri artık kendileri gelip kapımızı çalmakta, ilişki ve ittifak arayışına girmektedir.
Muhalefeti Cezire kantonuna davet ettiniz. Peki buna ilişkin bir takvim belirlendi mi veya bir program oluşturdunuz mu?
Hayır. Takvime bağlanmış bir tarih veya somut bir program çıkmadı görüşmelerimizde. Ama Asuri grubu, Cezire'de Suriye Ulusal Konferansı veya kongresi toplanmasını önerdi. Küçük halkalardan başlayıp bunu Suriye bütününe yaymak istediklerini, bunula bölge ve dünya kamuoyuna da Kürt, Asuri, Arap ve Türkmenlerin birlikte ortak demokratik bir yönetime imza attıklarının, yaşamlarını örgütleyip geleceklerine dair kararları ortak aldıklarının mesajını güçlü verebileceklerini belirtti. Yine ilk defa Türkmen meclisiyle bir araya geldik. Ağırlıklı olarak da Afrin-Kobani arası Cerablus, Membic, Azez'de, yine Kobani-Serêkaniyê arasındaki bölgelerde Kürtlerle iç içeler. Rojava'da oluşturduğumuz sisteme hayret ettiler, hayran kaldılar. Çok etkilendiler. "biz bir anda kendimizi kaybettik. Önümüzü göremedik ve hiçbir pratik sonuç almadan farklı politikaların kurbanı olduk. Suriye'deki kaostan çok zarar gördük. Halkımız perişan oldu, yerleşim yerlerimiz yakılıp yıkıldı. Ama siz doğru politika izlediniz ve bugün iyi bir sonuç aldınız. Önemli bir gücünüz de var." Önümüzdeki süreçte gelip bölgemizi ziyaret etmek istediklerini söylediler. İhvan-ı Müslümin de aynı şekilde bir heyet oluşturup Rojava'ya gelmek, bölgeyi görmek ve Kürtlerin tecrübelerinden faydalanmak ve birlikte çalışma koşulları oluşturmak üzere projeler hazırlamak istediklerini belirttiler. Bu elbette memnuniyet verici bir durumdur.
Türkmenlerle bir ittifak durumu geliri mi, Türkmen meclisinin bu yaklaşımını Türk devletinin tutumundan ayrı ele almak mümkün mü?
Ayrı düşünmek gerçekçi olmaz. Şimdi Türkiye'nin himayesinde bir araya toplanmaya çalışıyorlar. Üç milyonu aşkın Türkmen'in Suriye'de yaşadığını söylediler. Bu rakam ne kadar doğru bilemiyoruz. Türkmen Meclisi adıyla da daha yeni örgütlenmişler. Yeni bir yönetim oluşturmuşlar. Birlikte çalışmaya, ittifak kurmaya, kendilerine yardımcı olmaya hazır olduğumuzu ifade ettik.
KDP ile İstanbul ve Ankara'da iki ayrı görüşme yaptığınız basına yansıdı. Bu görüşmeler planlanmış mıydı?
Görüşme talebi HDP kongresindeyken, KPD heyetinden geldi. Bunun üzerin uzun bir görüşmemiz oldu. Olumluydu. Kürtler açısında yeni dönemin başladığı konusunda her iki tarafta hem fikirdi. Bunun için var olan sorunların kısa sürede çözülmesi önemlidir. Bu konuda görüş paylaşımları oldu.
4 madde üzerinde anlaştığınız ileri sürüldü?
Hayır, öyle bir anlaşma yok. Ama ortak görüşler var. Yakın zamanda bu konuda yeni görüşmelerin olacağını umuyoruz. Beklentimiz en kısa sürede yeni bir diyalog ve ittifak için görüşmelerin başlamasıdır. / anf