Şengal’in ve Êzîdî toplumunun artık eskisi gibi olamayacağını vurgulayan Êzîdî Dernekleri Federasyonu (FKE) Eş Başkanı Dr. Leyla Ferman, Şengal’i Özgürleştirme Operasyonu ile Şengal’in geleceği hakkında ajansımıza konuştu.
Şengal’i Özgürleştirme Hamlesi ile Şengal ve Êzîdîler için nasıl bir süreç başladı?
Kuşkusuz Êzîdîlerin durumu değişecektir. Fermandan çıkarılan sonuç; özgürlük olmadan Êzîdîlerin, Şengal’in geleceği olmayacağıdır. YPG, YBŞ, HPG bugün savunma görevini yerine getiriyor, ancak Êzîdîlerin savunması için bu yeterli değildir. Gerçekleşen özgürleştirme operasyonu ile birlikte, Êzîdîlerin kutsal toprağına dönüşün imkanları yaratılıyor.
Geçen 5 aylık süreç zarfında, Êzîdî toplumunda yaşanan değişimi nasıl açıklayabilirsiniz?
Katliamdan iki ay sonrasına kadar, Êzîdî toplumu şoktan kurtulmamıştı. Ancak belli bir süreçten sonra bu şok durumu atlatıldı ve Êzîdî toplum içerisinde ilk defa öz savunma gücü oluştu. Şengal Savunma Birlikleri (YBŞ) kuruldu, yani Êzîdîler ilk defa kendisini ve toprağını korumaya başladı. 3 Ağustos tarihinden bu yana ağırlıklı olarak Kuzey Kürdistan’da bulunduğum için, kuzey kamplarında bulunan Êzîdîlerin katliam şokunu üstünden attığını söyleyebilirim. Bunu günlük yaşamda görmek mümkün. Ayrıca, kurtuluş yolu olarak Avrupa’ya çıkma gibi yanılgılı bir durum da söz konusuydu. Geçen süreç zarfında, bunun kurtuluş olmadığı, uluslararası kurumlar ile Avrupa devletlerinin Şengallileri kabul etme niyetinin olmadığı, Şengalliler tarafından anlaşıldı. Bundan dolayı kampların temel gündemi şu an Şengal, Şengal’e, kutsal toprağa dönüştür. Şengali Özgürleştirme Operasyonu kamplarda yürüyüşlerle, çeşitli kutlama etkinlikleriyle karşılandı.
Bazı Şengallilerin kafasında, Şengal’in durumu, dönüş koşulları konusunda soru işaretleri olabilir. Bu doğal bir durum. Ağır bir süreçten geçtiler. Bizim bu konuda onlara güven vermemiz gerekiyor. Şengal’den çıkmak zorunda kalan Êzîdîlerde dönüş umudunun oluştuğunu düşünüyorum.
Şengal’in geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şengal artık özerlik olmadan düşünülemez. Eski Şengal ile şimdiki ve gelecek Şengal kesinlikle aynı değildir. Toplumumuz ve Şengal kesinlikle değişecektir. Bizim için gerekli olan, öncelikli durum nedir? Biz, Şengal’in kendisi kendi geleceği hakkında karar vermesi gerekiyor diye düşünüyoruz. Bunun içinde hazırlığın başlaması gerekiyor. Şu an gerekli olan Şengal Konferansı ya da Şengal Meclisinin örgütlenmesidir. Böylesi bir örgütlenme ile Şengalliler kendi özerk durumunu belirleyecektir. Bunun tartışılması gerekiyor. Özerlikliğin tartışılması özellikle kamplarda kalan Şengallilerin temel taleplerinden bir tanesi. Özerklik nedir, sistemin oluşmasında kendileri nasıl bir rol sahibi olacak, bunları tartışmak istiyor. İlk adım bizim toplumumuza özerkliğin kavratılmasıdır. Federasyon olarak tepeden böyle bir özerklik sistemini öngörüyoruz diyemeyiz, böyle bir hakkı da kendimizde görmüyoruz. Bizim görevimiz bunun örgütlenmesini sağlamak, hazırlığını yapmaktır. Karar Şengal halkının kendisindedir. Böylesi bir meclis oluşmadan, özellikler Şengal halkının karar mekanizması kurulmadan, Kuzeydeki Êzîdîler olarak Şengalliler hakkında karar verme hakımız yoktur. Kuşkusuz Şengal şerefimiz, namusumuzdur ancak Şengal halkı olmadan onlar hakkında karar veremeyiz.
İki ay önce FKE olarak Kuzey Kürdistan Êzîdîleri örgütleme konusunda çeşitli toplantılar yaptınız, Viranşehir, Mardin, Batman Êzîdî komisyonu kurdunuz? Örgütlenmeniz ne durumdadır?
Kuzey Kürdistan da Êzîdîler ilk defa kendini örgütlüyor. Viranşehir Êzîdîler Komisyonu, Mardin Êzîdîler Komisyonu, Batman-Diyarbakır Êzîdîler Komisyonu olmak üzere 3 komisyon kurduk. Ocak ayın sonlarında da Kuzey Kürdistan Êzîdîler Meclisini kuracağız. Êzîdîler her ne kadar Kürt halkının bir parçasıysa, şimdiye kadar köylerinden çıkamamış, toplumun genel yaşamına katılamamıştır. Böylesi bir örgütlenme ile köylerde içine kapanan Êzîdîleri genel toplum yaşamına katmak istiyoruz, genel toplum yaşamından uzak olan duruma son vermek istiyoruz. Meclis 5 komisyondan oluşacak. Bunlardan bir tanesi Şengal Komisyonu olarak. Bir diğeri ise kadın komisyonu olacak. Ziyaretler Komisyonu aracılığıyla da Êzîdîlerin ziyaretlerini, tarihini araştıracağız, aydınlatmaya çalışacağız. Ziyaretlerimizi anlamadan, ziyaretlerimizin tarihini bilmeden, tarihimizi tanımadan, gelecek sahibi olamayız. Bundan dolayı, kendini, dinini, toprağını, ziyaretlerini tanıyan kişi, kendisini de tanıyan kişidir. Kuzey Kürdistan Meclisinin Kuruluşu bana umut veriyor. Çünkü geçmiş bilinci ve kendi arasında ittifakı olamayan toplum, gelecek sahibi olamaz, varlığını koruyamaz.
Şengal dağında bulunan on bini aşkın Êzîdî ile Şengal’den ayrılmak zorunda kalan Êzîdîlere yardım için, özellikle Avrupa’da yaşayan Kürdistanlılara ne demek istersiniz?
Şengal dağında bulunan halkımızın özellikle bu süreçte yardıma ihtiyacı var. Kuşkusuz Şengal’den ayrılmak durumunda kalan Êzîdîlerin de yardıma ihtiyacı var, ancak Şengal dağında kalanların koşulları çok daha ağır. Avrupa’da yaşayan halkımızdan özellikle insani yardımının artırılmasını, kamplarda bulunan Şengallilere uğramasını öneriyorum. Sahiplenme duygusu onlarda ciddi bir umut yaratıyor. / Firatnews