“1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakmak üzere Valiliğimize 9 başvuru yapılmıştır. Konfederasyonlar ve Sendikalar tarafından yapılan başvurular Valiliğimizce değerlendirilerek, sosyal mesafe kuralına uymak kaydıyla tamamına izin verilmiş ve bu izninin kapsamı önceden kendilerine bildirilmiştir. Bazı sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve konfederasyonlar tarafından 30 Nisan 2020 tarihinde Kazancı Yokuşu’na bu kapsamda çiçek bırakılmıştır. Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakma talebiyle başvuru yapan Birleşik Kamu-İş, Enerji-Sen., Hak-İş, Hak-Sen, Nakliyat-İş, Sahim-Sen, Sime-Sen. ve Türk-İş, önceden kararlaştırılan şekilde bugün faaliyetlerini gerçekleştirmişlerdir.
‘ÖZEL ARAÇLARIYLA GİTMEDİLER’
Ancak; Disk Genel Merkez Binasındaki sendika yetkilileri tarafından, çelenk bırakmak için toplu olarak Taksim Meydanı’na yürümek istedikleri bildirilmiştir. Talepte bulunanlara; Covid-19 Salgınıyla mücadele kapsamında sokağa çıkma yasağı olduğu, yapılmak istenen yürüyüşün sosyal mesafenin korunmasıyla ilgili kurallara uygun olmadığı, diğer sendikaların yaptığı gibi kendi özel araçlarıyla gidebilecekleri, eğer ihtiyaç duyuluyorsa temin edilen aracı da kullanabilecekleri izah edilmiştir. Bütün bunlara rağmen; Taksim Meydanı’na yürümekte ısrar ederek, yapılan yasal uyarıları kabul etmeyen ve görevli polis memurlarına mukavemette bulunan gruba Cumhuriyet Savcılığı talimatı ile gözaltı işlemi yapılmıştır. Gözaltı işlemi yapılanlar, ifadeleri alındıktan sonra Cumhuriyet Savcılığı tarafından serbest bırakılmıştır."
DİSK: İKİ YÜZLÜLÜKLERİNİ SERGİLEDİLER
DİSK Yönetim Kurulu adına açıklamayı yapan DİSK Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan ise İstanbul’daki açıklama öncesinde İçişleri Bakanlığı ve valilikten izin almaya çalıştıklarını ancak “hükümetin yasakçı tutumunun” devam ettiğini söyledi.
Açıklamada şöyle dendi:
HUKUKSUZ GÖZALTI: Çarklar dönecek diye yüzbinlerce işçiyi ölümüne çalıştıranlar, her iş kolundan işçi temsilcilerini gözaltına aldı! 1 Mayıs Taksim mücadelesi hükümetin ikiyüzlü politikalarını bir kez daha açığa çıkardı. Hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan Genel Başkanımız, Genel Sekreterimiz, YK ve GYK üyesi arkadaşlarımız, sendika başkanlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Emeğiyle geçinen, milyonlarca yoksul işçi ve emekçi kitleleri bir yandan sağlıksız koşullarda ölümüne çalışmaya zorlanarak yaşam hakları ellerinden alınıyor, yoğun işten çıkarmalar ve ücretsiz izin uygulamalarıyla sermayenin salgını fırsata çevirmesine çanak tutuluyor, diğer yandan da sosyal yardımlara erişimleri kısıtlanarak sosyal cinayetlere kurban ediliyor.
FABRİKALARDA İŞÇİ ÖLÜMLERİNE GÖZ YUMULUYOR: İnsanlıktan zerre kadar nasibini almayan yöneticiler halkın gözünün içine baka baka salgına karşı önlem aldıkları yalanını utanmadan söyleyip, çıkardıkları yasakçı yasalarla emeğin ellerini kollarını bağlayarak sermayeye çanak tutarken; pandemi koşullarında çalışması zorunlu olmayan işkollarında dahi, sokağa çıkma yasağına rağmen işçileri fabrikalara doldurarak işçi ölümlerine göz yumuyor. Bütün bunlara karşı sessiz kalamazdık! İşçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta işçi sınıfının sesini duyulur, yaşadığı çileyi görünür hale getirmek istedik. Emekçilerin yaşadığı sorunları ve taleplerini Taksim 1 Mayıs Alanı’nda haykırmak için görüşmelere başladık.
YASAKÇI TUTUMLARI DEVAM ETTİ: Valilikle ve İçişleri Bakanlığı’yla yaptığımız görüşmelerde, hükümetin yasakçı tutumu ve kendilerinin belirlediği bir ‘gösteride’ yer almamızı zorlayan dayatmaları devam etti. Ne bizi sokmaya çalıştıkları kaba sığardık ne de dayatmalarını kabul ederdik. Etmedik. Şunu bir kez daha söyleyelim ki 1 Mayıs yasak tanımaz! Tarihin hiçbir döneminde 1 Mayıs’lar yasaklanamadığı gibi, “çarklar dönecek” anlayışının işçi sınıfını salgına karşı korumasız hale getirdiği, binlerce-milyonlarca işçinin işini kaybettiği, işverenlere sınırsız ücretsiz izin olanağı verilirken işçilerin günlük 39 Lira, aylık 1177 Lira gibi bir sefalet ücretine mahkum edildiği bir süreçte ise 1 Mayıs asla yasaklanamaz! Yasaklarını tanımadığımızı, 1 Mayıs sabahı Genel Merkez binamızdan Taksim 1 Mayıs Alanı’na yürüyüp çelenk bırakacağımızı açıkladık.
BOYUN EĞMEDİK: Pandemi gerekçesiyle 1 Mayıs’ın önüne yasaklamalar getirenler, salgın boyunca yaptıkları sosyal cinayetlere karşı sessiz kalmamızı isteyenler, bize dayattıkları göstermelik seçeneklere ve yasaklarına boyun eğmediğimizi, asla eğmeyeceğimizi gördüklerinde yaptıkları şey iki yüzlülüklerini sergilemek oldu. Çarklar dönecek diye yüzbinlerce işçiyi ölümüne çalıştıranlar, içlerinde Genel Başkanımız Arzu Çerkezoğlu, Genel Sekreterimiz Adnan Serdaroğlu, YK Üyemiz Seyit Aslan’ı, sendika başkanlarımızı, sendika GYK üyesi arkadaşlarımızı, yani her iş kolundan işçi temsilcilerimizi gözaltına aldı!
İŞÇİ TEMSİLCİLERİNİN YÜRÜMESİ KAMU DÜZENİNİ BOZMAK MIDIR?: Soruyoruz: İşçi temsilcilerinin yürümesi mi kamu düzenini bozmaktadır yoksa haksız, hukuksuz ve adaletsiz bir şekilde, salgına rağmen binlerce işçiyi riskli ortamlarda çalışmaya zorlamak mı? Hukuksuzluğu yasa haline getirenlere sesleniyoruz: Yüzbinlerce işçiyi ölüm koşullarında çalışmaya zorlayarak insanlık suçu işlemeyin! Gözaltına alınan tüm yönetici ve temsilcilerimizi derhal serbest bırakın. Tüm işçi sınıfını ve halkımızı bugün saat 21:00’de balkonlara, pencerelere çıkarak 1 Mayıs’ı kutlamaya çağırıyoruz. / DUVAR