Temelli’nin açıklamasından satır başları şöyle:
İSTANBUL’DA KAYYIM VAR DEDİLER GELDİK: Dediler ki “İstanbul’da kayyım var”. “Geliyoruz” dedik. Biz kayyımları süpüre süpüre geldik, şimdi 23 Haziran’da İstanbul kayyımını da süpürüp atacağız hep birlikte. 31 Mart seçimine giderken Türkiye’de çok önemli bir değişime öncülük ettik. Tüm Türkiye halklarını, emekçilerini, kadınları bir cendereye sıkıştıran tekçi anlayışa karşı demokrasi ve barış mücadelesini yükseltmek için bir strateji hayata geçirdik. “Kürdistan’da kazanacağız, batıda kaybettireceğiz” dedik. Sözümüzü tuttuk. 31 Mart seçimine giderken meydan meydan dolaştı “Kürdistan yok” dedi, “Kürt bile değil” dedi, “defolun gidin” dedi. Biz de ona dedik ki, “Hiçbir yere gitmiyoruz, 31 Mart’ta sandığa gidiyoruz. İrademize sahip çıkıyoruz. O sandıktan barış çıkacak, demokrasi çıkacak sen gideceksin”.
HER SEÇİMDE YENDİK: Bize terörist diyenler 31 Mart seçim sonuçlarını içlerine sindiremediler. Sindiremedikleri için her türlü hileye başvurarak, YSK’yi her türlü şaibeye ortak ederek birçok belediyemizi çaldılar. Muş’u, Viranşehir’i, Malazgirt’i çaldılar. İtiraz ettik, hiçbir itirazımızı kabul etmediler. Şırnak’ı garnizona çevirdiler. Akla hayale gelmeyecek her türlü yol ve yöntemi hayata geçirdiler. Ama biz her seçimde bunları yendik. Barajın altında kalalım diye her seçimde hile yaptılar. Biz o barajları bunların kafasına her seçimde yıktık. Belediyelerimizi gasp ettiler. O kayyımları süpürüp attık. Bunu sindiremeyenler hile ile ayakta durmaya çalışıyorlar. Mazbatalarımızı gasp edip bizim belediye başkanlarımızın yerine atadıkları belediye başkanlarının hiçbir meşruiyeti yoktur. Halk da onları tanımıyor. Bir gün mutlaka o belediyelerde halkın iradesi hakim kılınacak. Kimsenin şüphesi olmasın.
SONUCU HDP BELİRLEYECEK: İktidarda kalabilmek için geldiler İstanbul seçimini de iptal ettiler. Oysa İstanbul’da bunları yenmiştik. Ama bunlar yenilmeye doymuyorlar. Madem öyle 23 Haziran’da bir kez daha yeneceğiz. Siz AKP’yi yemekten büyük haz duyuyorsunuz. 23 Haziran’da yine yeneceksiniz. Çünkü siz onurlu bir halksınız. Nerede zulüm, şiddet varsa, nerede böyle bir iktidar varsa o iktidarın karşısında 10 yıllardır dikildiğiniz gibi bugün de dikilmeye devam ediyorsunuz. Onlara gereken dersi bir kez daha sandıklarda vereceğiz. 31 Mart’a giderken bize küfür eden, HDP’yi yok sayan Kürt’ü, demokratları, solcuları, sosyalistleri, kadınları, gençleri, yok sayanlara en güzel cevabı yine biz vereceğiz. İstanbul seçim sonuçlarını bir kez daha HDP belirleyecek.
ARTIK ŞİRİNLİK YAPIYORLAR: Baktılar küfür ederek yol alamıyorlar. Taktik değiştirdiler. Biz dedik ki, biz bir yere gitmiyoruz, sen gideceksin. Dersini almış, meydanlara çıkmıyor. Hadi çık, hadi bize defol de. Hayır, şimdi şirinlik yapıyorlar. Diyarbakır’a gidip Kürtçe konuşuyorlar. Kürdistan diyorlar. Bizim aklımızla alay eden bu anlayışa verecek bir tek oyumuz bile yok. Onlar samimiyetsiz. Onlar siyasette samimi olsaydı ülke 17 yıl sonra bu halde olur muydu? Bu zulüm 17 yıl devam eder miydi? 4 yıl boyunca mutlak tecrit devam eder miydi? Dün akşam televizyon programını seyrettiniz mi? O samimiyetsizlik orada teşhir oldu. Moderatör soruyor; “Mültecileri ne yapacaksınız?” Sanki mülteciler insan değil. Suriye’nin başına bu belayı bu iktidar sarmış. O daha geçen hafta 10 gün önce Diyarbakır’da Kürtçe konuşan, Kürdistan diyen Binali Yıldırım diyor ki, “Nasıl Afrin’e girdiysek şimdi Fırat’ın doğusuna da gideceğiz. Orayı temizleyeceğiz, oraya Suriyelileri göndereceğiz.” Dervişin fikri neyse zikri de odur. İfşa ettiler kendilerini. Fırat’ın doğusunda kim var? Rojava’da kim var? Rojava’dan buraya gelen bir mülteci mi var? Rojava’da yaşayan Kürtler var. Kürt düşmanlığını her fırsatta dile getiren bu iktidar kendini bir kez daha teşhir etti. Türk’ü Kürt’ten, Kürt’ü Türk’ten ayıran, halkları birbirine düşman eden bu iktidarın adayına verecek oyumuz yoktur.
CİĞERPARE OLMUŞUZ: Bir de bu ittifakın küçük ortağı var. Biliyorsunuz “Kürt vatandaşım” demeye dili dönmüyor. Sabah akşam Kürt kökenli diyor. Kürt’e Kürt diyeceksin. Bunu diyemiyorsan ağzını açmayacaksın. Şimdi yeni bir şey daha öğrendik. Eskiden etle tırnaktık şimdi ciğerpare olmuşuz. Bunlar düşmanlık tohumu eke eke bu noktaya geldiler. Türkiye bu anlayıştan bıktı. Şimdi bunu bir kez daha değiştirme zamanı. O yüzden 23 Haziran’da sandığa gideceğiz. Bu zihniyete en güçlü yanıtı biz vereceğiz, HDP’liler verecek. Beka sorunu evvelsi gün yine hortlamış. Döndüler dolaştılar yine beka sorununa geldiler. Burada beka sorunu olan var mı? Yok. İşsizlik, yoksulluk sorunu olan var. Bunu görmeyenler, bu ülkeye bu zulmü dayatanlar kendi iktidarlarını sürdürebilmek için tüm bu zulmün üzerini beka sorunu ile örtmek istiyorlar. Bu ülkenin beka sorunu yok, Cumhur İttifakı sorunu var. Onu da en kısa zamanda biz sonlandıracağız. 23 Haziran seçimlerine giderken Türkiye halklarının önünde biz yürüyeceğiz. Çünkü biz yürüdükçe demokrasinin yolu açılır, barışın yolu açılır. Tıpkı Leyla Güven gibi, tıpkı cezaevlerindeki binlerce yoldaşımızın mücadeleyi yükselterek bu tecridi yıktığı gibi biz de bu faşizmi yıkacağız.
BİRLİKTE ÇÖZELİM: Bu ülkeye dayattığınız mutlak tecrit bu ülkeyi hukuksuzluğa, adaletsizliğe sürükledi. Savaşı derinleştirdi. Türkiye’yi de, Suriye’yi de, Irak’ı da içinden çıkılmaz yerlere sürükledi. “Bu tecride son verin” dedik. Tecrit devam ettikçe ülke tecrit koşullarına mahkum olur. Öyle de oldu. Emekçiye, kadına, gençlere tecrit. Bugün mücadelemizle, direnişle mutlak tecridi kırdık. Henüz tecrit bitmedi. O yüzden de mücadeleye devam. Çünkü bu tecridin uygulanmasının nedeni Kürt meselesinin çözümsüz kalmasındandır. Çünkü bu iktidar Suriye’de savaştan, Türkiye’de Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden beslenir. Kürt meselesi çözülmeden demokrasi meselesi, demokrasi meselesi çözülmeden Kürt meselesi çözülmez. O yüzden de gelin demokrasi mücadelesinde buluşalım, gelin Kürt meselesini hep birlikte çözelim. Kürt meselesi nasıl çözülür? Muhatabıyla çözülür. Kürt meselesinin muhatabı Sayın Öcalan’dır. 4 yıl boyunca bunu anlattık. Binlerce arkadaşımıza soruşturma açtılar, tutukladılar. Neden? Hakikati söylüyoruz diye. Bir meseleyi çözmek istiyorsan muhatabıyla diyalog kuracaksın. Bundan başka yöntem yok. Başka yöntem arayanlar ülkeyi 4 yıl boyunca uçuruma sürüklediler. Ülkeyi uçurumdan çekip almak bizim boynumuzun borcu.
BARIŞ KAZANIR: Pazar günü sandıklara gideceğiz. Sandığa sahip çıkacağız. Hepimiz müşahit olacağız. Hırsız hırsızdır, huylu huyundan vazgeçmez. Bunlara göz açtırmayacağız. Sandıklardan mutlaka biz çıkacağız. Soruyorlar seçim sonucu ne olur diye, ben de diyorum ki Binali kaybeder demokrasi kazanır, barış kazanır, HDP kazanır bu onurlu halk kazanır. İstanbul’da seçmen olduğu halde İstanbul’da olmayan akrabalarımız, arkadaşlarımız varsa mutlaka onlara ulaşalım. İstanbul seçmeniyseniz Pazar günü İstanbul’da olun. Kıymetli oyunuzu mutlaka kullanın. Bir oy Türkiye’yi değiştirir, bir oy Orta Doğu’yu değiştirir, bir oy dünyayı değiştirir. “HDP ne yapacak” diyorlar. HDP’nin yolu bellidir, barış yoludur, demokrasi yoludur. Biz bu yoldan dönmeyeceğiz. HDP umudun partisidir. Umudunuzu yalnız bırakmayın umudunuzla yürüyün. / DUVAR