31 Mart yerel seçimlerinin dönüm noktası, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven’in 1 Nisan sabahı 10.30 sıralarında gazetecilere yaptığı açıklamaydı. Güven “Anadolu Ajansı benim müşterim değil” diyordu; “Benden veri almıyor. Nereden veri alıyor? Bilmiyorum. Benim üzerimden polemik yaratılmasın.”
Güven aynı zamanda o ana kadar YSK’ya gelen İstanbul sonuçlarını da açıklıyordu. Buna göre CHP adayı Ekrem İmamoğlu, AK Parti adayı Binali Yıldırım’ın 27 bin küsur oy önünde görünüyordu. Bu veri, İmamoğlu’nun sabaha karşı yaptığı “kazandık” çıkışındaki verileri doğruluyor, ancak AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak’ın 3 bin küsur farkla seçimi Yıldırım’ın kazandığı çıkışını yalanlıyordu. Güven, sonuçlara itiraz olacaksa da, olduğu aşamada İmamoğlu’nun önde gittiği gerçeğini sabitlemiş oluyordu.
Sadi Güven’i bu açıklamayı yapmaya zorlayan gelişme, AA tarafından sabah 02.20 sularında yapılan bir duyuruydu. Bu duyuruda “AA seçim yayın sistemine sahadan veri akışı gerçekleşmemektedir. Sahadan veya YSK’dan veriler ulaştığında sonuçların aktarımı sürecektir” deniyordu.,
AA’yı bu duyuruyu yapmaya zorlayan ise hem kamuoyundan, hem de müşterilerinden, yani AA abonesi yayın kuruluşlarından gelen baskıydı. AA, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, saat 22.10 sularında seçim üzerine ilk açıklamasını yapmasından bir süre sonra, 23.20’de, İstanbul seçim sonuçlarına ilişkin veri akışını durdurmuştu. O aşamada Ankara’da CHP adayı Mansur Yavaş’ın öne geçtiği, farkın yüzde 3 civarında sabitlendiği belli olmuştu. Ancak AA’nın veri akışı, Yıldırım’ın geride kalmaya başladığının görüldüğü sırada, fark 4 bin oya yaklaştığında, kesilmişti.
…
Peki, “sahadan” nasıl veri alıyordu AA? Veri akışı aradan yaklaşık 11 saat geçtikten, YSK Başkanı AA’yı “Müşterim değilsin” diye payladıktan sonra nasıl yeniden başlamıştı.
Olan şuydu: AA’nın İstanbul’daki 31 bin 186 sandığı, sandık başında izleyen muhabiri yoktu. Açıklamada “saha” denilen AK Parti İl Başkanlığıydı. AK Parti hükümeti, 2014 seçimlerinde, seçim sonuçlarının artık Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından terör örgütü sayılmış olan Fethullah Gülen Cemaatinin uzantısı sayılan Cihan Haber Ajansı (CHA) tarafından değil, sadece AA tarafından yayınlanmasını öngörmüştü. Dönemin AA Genel Müdürü Kemal Öztürk zaten 31 Mart seçimi sonrasında da bu konuda yeterince açıklama yaptı, Yeni Şafak’taki köşesinde yazdı. AA’nın seçim sonuçları konusundaki asli kaynağı ise AK Parti il başkanlıkları ve AK Parti seçim koordinasyon merkeziydi.
AA yönetimi, 31 Mart gecesi saat 23.20’de Bayram Şenocak başkanlığındaki AK Parti İl Merkezinden veri akışının kesildiğini gördü. AK Parti Genel Merkezine yapılan başvurular, İstanbul İl Başkanlığından Genel Merkeze olan veri akışının da kesildiğini gösteriyordu. Yani seçim gecesi, ciddi bir süre başında Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un bulunduğu AK Parti seçim merkezine de, yarışın en sert geçeceği yer olan İstanbul’dan sandık sonucu verisi güncellemesi gelmez olmuştu. Bu da tam Binali Yıldırım’ın Ekrem İmamoğlu’nun gerisine düşmeye başladığının görüldüğü sıralara denk geliyordu.
…
Seçim gecesi, Yıldırım’ın geriye düşmeye başladığı sırada İstanbul İl Başkanlığından AA’ya güncellenmiş veri akışının kesilmesi, bir teknik arıza sonucu mu, oy sayım akışını hem Erdoğan ve AK Parti yönetiminden bir süre saklayarak geri dönüş ihtimalini bekleme arayışı mı, yoksa parti içinde seçim işini üstlenmiş bir grubun koltuklarını koruma kaygısı mıydı? Bunu henüz bilemiyoruz. Ancak veri akışının kesilmesinden bir süre sonra, Şenocak’ın çıkıp 3 bin küsur oy farkla seçim galibiyeti ilan etmesi, günler sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’da “13-14 bin oy farkla” seçilmenin “rahatsızlık” sebebi olacağını söylemesiyle karşılaştırıldığında hayatın olağan akışına uygun görünmüyor.
Tabii bu sonuçta, başında Canan Kaftancıoğlu’nun olduğu İstanbul İl Başkanlığının sandıklara sahip çıkması, Ekrem İmamoğlu’na tam destek vermiş olması, İmamoğlu’nun sonuç açıklarken “imzalı tutanaklar elimde” diyebilmiş olmasının rolü büyük.
…
Gerçi krizin yankılarının AA içinde hala devam ettiği 11 Nisan’daki bir gelişme ile açığa çıktı. AA Genel Müdürü Şenol Kazancı’nın seçim yayınını emanet ettiği isimlerden Türkiye Haberleri Yayın Yönetmeni Hasan Öymez, saat 09.43’te “YSK abonemiz değil. Bu kararları nerden alıyor bilmiyoruz” diye, kendince YSK’yı alaya alan bir Twit attı; yazım hatası kendisine ait. Ancak bu mesaj kısa süre sonra silindi.
Bu arada, AA Genel Müdürü Kazancı’nın da, tıpkı Bakan Albayrak gibi, İstanbul doğumlu olsa da Trabzonlu bir aileden olduğunu söylemiş miydim? Neyse, şimdi söylemiş oldum.
Belli ki bu pilav daha çok su kaldıracak.