Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi’nde ise Genel Başkan Devlet Bahçeli söz aldı.
Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) grup toplantısında ise Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü söz aldı. Yazısı ve amblemi kürsüde yer alırken, HDP'nin Meclis'te grubu olmadığı için Kürkcü'nün konuşması da Meclis TV'de yayınlanmadı.
Konuşmalardan öne çıkan noktalar şu şekilde:
Kürkçü: Barış devlete bırakılamayacak kadar ciddi
“Milletin egemenlik hakkını cübbeli zorbalara teslim ettiniz. Kendi adamlarınızı onların hukuksuzluğundan kurtarmak için bir gecede yasalar çıkarttınız ama sıra tutuklu vekillerimize gelince acı bir alay gibi 'bizde bağımsız yargı var' demekten yüksünmediniz, yazıklar olsun size.”
“(Öcalan'ın ‘Barış sürecinin sırat köprüsünde’ açıklamasını hatırlatarak) Hükümeti bu köprü başına getirmek de başarı ama bu barış sürecini köprüden geçirmek hükümetin sorumluluğu. Öcalan'ın çabaları olmasa büyük bir çatışma ikliminin geri dönmesi kaçınılmaz görünüyor.
“Çatışmasızlığın güvence altına alınması hepimizin sorumluluğu. Çünkü bu savaşa sadece Kürt halkına değil Türkiye halklarına da zarar veriyor. Bu ülkede yaşayan herkesin evlatları tehdit altında yeniden çatışma başlarsa. Gençlerimizin hayatları hala namlunun ucunda.”
“Barış devlete ve hükümete bırakılamayacak kadar ciddi bir meseledir. Barış, ancak yurttaşların omuzlarında yükselebilir.”
“Evlerimizi dikizlemeyin”
"Öğrenci evlerine, yaşam tercihlerine yönelik saldırılar, aslında sadece öğrencilere değil toplumun tamamına yöneliktir. Bu gençleri kimse Tayyip Erdoğan'a emanet etmiş değildir. Kim, kimin evinin içinde ne olduğunu merak edebilir? Ben merak ediyor muyum senin evinde oluyor diye.
“12 Mart 12 Eylül generallerinin ahlakını dervalmışsın, bu halka ahlakçılık tasliyorsun. Halk kendi ahlakından sorumludur. Sen ahlak peşinde misin? O zaman önce üniversitede öğrencilere not karşılığı tecavüz eden, senin atadığın profesörlerine, doçentlerine, doktorlarına söz geçir.
“Evlerimizi dikizlemeyin. Buna hakkınız yok. Ev, özel yaşamın en mahrem yeri. Herkes orada nasıl biliyorsa öyle yaşıyor.
“Adana Valisi gibi buradan vazife çıkaranları uyarıyoruz. Siz o lafları kendinize layık görebilirsiniz ama bir yurttaşımıza öyle seslendiğin zaman o lafları iade ederiz, ediyoruz; Ne diyorsan, osun sen."
Kılıçdaroğlu: Cezaevlerinde 162 ağır hasta var
“Cezaevleri Türkiye’de tıka basa dolu. Şu anda tutuklu sayısı 132 bini geçti. Bunlar hep geçmişte övünüyorlar. Ağır hastalar var, Adli Tıp kurumlarının raporlarına rağmen tutulanlar var. 162 ağır hasta diri diri tabuta gömülmüş durumda.
“Beton duvarları Nusaybin sınırına neden örüyorsun? Sözde orada mayınlı araziler temizlenecekti 2014’e kadar. Mayınları temizleyin, topraksız köylülere toprak olarak verin dedik. Bunun yerine duvar yapacaklar.”
“İlk görev öğrenci yurdu yapmak”
"Tartışmayı başlatan kişi bu ülkenin Başbakanı. Kızlı erkekli öğrenciler nasıl aynı yerde kalabilir. Bu öğrencilerin kalabileceği kapasitede yurt yaptın mı? Yapmadın. Neden bu soruyu kendine sormuyorsun. 11 yıldır iktidardasın. Neden çözmedin?"
“Annelerin babaların kafalarına kuşku tohumları ekmeye başladın. Ayıp değil mi, günah değil mi? Önce kız ve erkek yurtları beraber dedi. Sonra biri uyardı yok böyle bir şey diye herhalde. Sonra aynı yerlerde kalıyorlar diye plağı değiştirdi. Gençliğe güveneceğiz.Kimsenin gençliğe ahlak bekçiliği yapmasına gerek yoktur. Bizim gençliğimize kimsenin ahlak dersi vermeye haddi de yetkisi de oktur. Gençler zaten zor koşullarda yaşıyor.Dün Zonguldak’ta üniversitede kızlar isyan ediyor. Su yok, yemekhane yetersiz diyorlar.”
“Bütün CHP’li belediyelere çağrı yapıyorum. İlk göreviniz öğrenci yurdu yapmak olsun.”
“(Adana Valisi) Tam Başbakan’a göre bir vali. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş…Erdoğan’a önerim var. Muhbirlikte falan kimse eline su dökemez. Çiftçiye, gazeteciye kızıyorsun. Bence Arınç’ı o görevden al, yerine de bu valiyi getir.”
Bahçeli : Başbakan ve hükümeti Adanalılardan özür dilemeli
“Başbakan Erdoğan küfür çıtasını, hakaret ibresini yükselttikçe kendisini takip eden, rehber gören ve partisinin il başkanı gibi davranan bazı zavallı valililer ve devlet görevlileri durumdan vazife çıkarmışlardır.”
“Millete hizmetkar olduğunu iddia eden Başbakan'ın kraldan çok kralcı bürokratları, vatandaşlarımıza baskı, kabalık ve zorbalıkta ölçü ve eşikleri aşmıştır.”
“29 Ekim ve 10 Kasım günleri Adana'da yaşananlara artık üçüncü dünya ülkelerinde bile nadiren tesadüf edilmektedir. AKP valisi sanki sokak kabadayıları gibi, sanki ona buna sataşmak, çatmak ve kavga çıkarmak için fırsat kollayan bir meczup gibi terör estirmiştir.”
“Adana'nın başına musallat olan, Adanalı kardeşlerime gözdağları veren bu zat; şovmen midir, sokak dövüşçüsü müdür, derebeyi midir? Görevi, taşıdığı unvan ve mevkii ne olursa olsun, kalabalıkların üstüne hakaretlerle, ağza alınmayacak galiz ifadelerle yürüyen ve burnunun dikine giden bir devlet görevlisine Adana müstahak değildir ve olmamalıdır.”
“Görüldüğü kadarıyla Başbakanla valisi tencere kapak misali yuvarlana yuvarlana birbirini bulmuş, millete hazımsızlıkta, şiddet ve nefret dolu sözlerde hevesle buluşmuştur.Başbakan Erdoğan ve hükümeti Adanalılardan özür dileyerek, gerekli idari tasarrufu hemen hayata geçirmelidir.” / Bianet