Kılıçdaroğlu konuşmasında özetle şunları söyledi:
TÜRKİYE’NİN TARİHİNE İHANET: Çarpık kentleşme varsa kent kimliğini kaybeder. En tipik örneği İstanbul’dur. Bir siyasal anlayış sonradan dönüp bir iç hesaplaşmayla ‘Biz ihanet ettik, etmeye devam ediyoruz’ diyorsa oturup hepimizin düşünmesi lazım. Sadece İstanbul’a ihanet midir bu? Yoksa bu Türkiye’nin tarihine de bir ihanet midir? Bunu böyle anlamak gerekiyor. Tabela kirliliğinin yaşandığı bir kentle tabela kirliliğinin olmadığı bir metropol düşünün. Başına her an bir tabela düşebilir. Ayafosya’yı Sultanahmet’i düşünün. Baktığınız zaman arkasında yüksek beton blokları. Kent estetiği kavramının ne kadar değerli olduğunu anlıyoruz.
MEYDANLAR NİYE YASAKLI?: Her kentin meydanları var. Yüzbinlerce insan nerede toplanacak, nerede eğlenecek, nerede miting yapacak? Yüz milyonlar enerjisini nerede boşaltacak? Meydanlarda. Meydanları yasakladığınızda turist neden gelsin? İstanbul’un tarihini kültürünü korumak zorundayız. Bu kadim şehrin bütün sorunlarını çözmek zorundayız. Şimdi ihanetin katmerlisi geliyor.
KANAL İSTANBUL’U YAPAMAZSIN: Herkes hayır diyor ama bir kişi ben yapacağım diyor. İlla ben Karadeniz’i Marmara ile buluşturacağım diyor. Yapamazsın kardeşim. Zaten yapamayacaksın. Zaten ilk seçimde gideceksin. Hiç kimse buna para ayırmaya kalkmasın. Ayırdıkları paranın beş kuruşu dahi verilmeyecek. İstanbul’a ihanete doymadılar mı? Bir tarih bir kültür, rant için mahvedilir mi? / DUVAR