Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
Bu başarı o kentte yaşayan bütün yurttaşların ortak başarısıdır. Bu kentte ve diğer kentlerde yaşayanlar bu ülkede huzur istiyorlar. Siyasette gerginlik, kavga istemiyorlar. Eğer birlikte yaşayacaksak huzur içinde yaşamalıyız. Bursa içimde bir yaradır. Bursa’nın da Nilüfer Belediye Başkanımız tarafından yönetilmesi gerekiyordu. Orada eksiğimiz ve hatamız var. Zonguldak ve Giresun’da adaylarımız kazanamadılar. Elbette ki ne Bursalıları ne Giresunluları ne de Zonguldaklıları suçlamıyoruz. Bütün süreci masaya yatırmak zorundayız. Kampanya boyunca büyük mitingler yapmadık. Referandum sürecinde olduğu gibi, STK’larla meslek odalarıyla bir araya geldik. Ve onlarla karşılıklı güven içinde gerçekten de güzel sohbetlerimiz oldu.
Ne teröristliğimiz kaldı, ne dinsizliğimiz kaldı. Her şeyi söylediler. Ben şunu söyledim. Ben bu halkın ferasetine inanıyorum dedim. Halkımız mutlaka takdir edecektir dedim. Gerçekten halkımızın takdirine layık olduk en azından belli bölgelerde.
Asıl görevimiz bundan sonra başlıyor. Belediye başkanlarımız seçildikleri beldede bir partinin değil, artık o kentin belediye başkanlarıdır.
(YSK’nin KHK’den ihraç edilenlerle ilgili kararı) YSK’ye seslenmek isterim. Bunların seçime girmelerine siz izin verdiniz. Seçimi kazananlara sizin mazbatalarını teslim etmeniz gerekir. Mazbatalar verilirse Türkiye bir demokrasi ayıbından kurtulmuş olacaktır.
KHK bir bakanlar kurulu kararıdır. Olağanüstü dönemde alınan karardır. Bu insanlar mahkemeye başvurdular. Bu yargı süreci tamamlanmadı. Bu hakkın teslim edilmemesi sanki bunlar seçilme hakkını yitirmişler gibi bir garip sonuç çıkıyor ki böyle bir tablo yok Türkiye’de.