Temel Karamollaoğlu’nun bugün yaptığı haftalık basın toplantısındaki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
EYÜP DAL TÜRKİYE’NİN GERÇEĞİDİR: Ülkemizin ekonomik tablosu ortada, bu konuda hafta içi içimizi yakan bir olay vuku buldu. Uzun süredir işsiz olan Gaziantep’li Eyüp Dal isimli vatandaşımız son olarak iş başvurusu yaptığı belediyeden de olumsuz cevap alınca bunalıma girerek kendisini yaktı ve Pazartesi günü hayatını kaybetti. Eyüp Dal’ın durumu kötü olduğu için kendisini yakıyor. Hatta durum o kadar kötü ki, kendisini yakacak benzini bile borç almış. Eyüp Dal’ın yaşadığı durum bugün ülkemizin bir fotoğrafıdır. Her 4 gençten 1 tanesinin işsiz olduğu bir ülkede gençlerimiz gelecek kaygısı yaşamaktadır. Milyonlarca gencimiz hem ülkelerinden hem de gelecekten ümit kesmiş durumdadırlar. Bu durumu düzeltebilmenin yolu açık ve ne bir şekilde ortadadır; adil bir yönetim, israf ve yolsuzluğun olmadığı bir düzen, üreten güçlü bir ekonomi, Eyüp Dal ile alakalı ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyor, bir daha böyle olayların olmadığı bir Türkiye temenni ediyorum.
FOTOĞRAF FİİLİYATA GEÇMELİDİR: Uzun süredir gerek iktidara gerekse Sn Cumhurbaşkanına Türkiye’deki kutuplaşmayı azaltmalarını tavsiye ettik. Bunun yanı sıra bütün muhalefeti bir araya getirmelerini ve bir masa etrafında toplamaları çağrısında bulunduk. Geçtiğimiz hafta 19 Mayıs Kutlamalarında Samsun’da bir adım atıldı. Türkiye’nin kutuplaşma ve kamplaşma atmosferinden çıkması benzer yaklaşımların ortaya konulmasını gerektirmektedir. Cumhurbaşkanı’nın liderleri Samsun’a davet etmesi müspet bir gösterge. Biz bu göstergenin arkasının gelmesini bekliyoruz. Başka benzer yaklaşımlara ihtiyaç var. Cumhurbaşkanı kendisiyle aynı görüşü paylaşmayan insanları bir araya getirebilmeli. Birbirimizle kavga etmek için değil, birbirimizi tenkit etmek için değil, birbirimizi anlamaya çalışmak için bir araya gelmeliyiz. Türkiye’nin buna çok ihtiyacı var.
İSTANBUL SEÇİMLERİ BİR İMTİHANDIR: Türkiye’de bir bütün olmanın, birlik ve beraberlik ruhunun tesis edilmesinin elzem olduğu hususlardan birisi de İstanbul seçimleridir. Gerekçesini yazamadıkları bir kararı ilan eden Yüksek Seçim Kurulu hâlâ gerekçeli kararı açıklayamadı. Bunu geçiştirmeleri kanaatimizce doğru bir karar vermediklerinin göstergesi. Biz yine de ümitvar olmak istiyoruz İnşallah bu seçimler bundan önce geçirdiğimiz seçimlere hele hele de 31 Mart Seçimlerine benzemez. Gerginliğin, kutuplaşmanın ve yalanın olduğu bir seçim sürecine dönmez. Dolayısıyla İstanbul seçimleri Türkiye için bir imtihandır. Eğer bu imtihan aşılırsa ülkemizin geleceğine dair umutlar artacaktır. Hukukun üstün olduğu, adaletin tesis edildiği bir Türkiye kurulur.
KÖPRÜ HESABI İÇİN MATEMATİK DERSİ ŞART: Köprülerle ilgili yapılan açıklamalara şaştık kaldık. Geçenlerin ödedikleri para 2 milyarın altında ama geçmeyenlerin ödediği para 6 milyar civarında. Deli Dumrul misali! Bu nasıl matematik Allah aşkına? Bu projelerin bugüne kadar Fizibilite etütlerini görmek istedik ama ne yazık ki gösterilmedi. Şimdi Çanakkale köprüsü ve Kanal İstanbul geliyor Sn. Cumhurbaşkanı’nın adeta vazgeçilmezi. Milyar dökülecek, ama oraya verilen paranın birkaç misli bütçeden çıkacaksa yazıktır günahtır. Malumunuz olduğu üzere matematik seçmeli ders mi zorunlu ders mi olacak yeni sistemde son günlerde tartışılıyor. Latife edeceğim bu hususta; matematik çok önemli, gençlere öğretilmezse iktidarın yol köprü hesaplarında olduğu gibi toplama çıkarma bilmeyenlerle karşı karşıya kalabiliriz sonra.
YENİ EĞİTİM SİSTEMİ: Sayın Ziya Selçuk Bey’in açıklamış olduğu yeni eğitim sistemi ile alakalı hususlara değinmek istiyorum. Öncelikle bu sistem üzerinde bir gayret ve emek olduğu görülmektedir. Umuyoruz ki bu sistem ülkemizin kanayan yarası durumunda olan eğitim sistemimizin rayına girmesine vesile olur. Bu sayede eğitim sistemimiz yapboz tahtası olmaktan kurtulur. Buradan iktidara ve muhalefete sesleniyorum. Gelin kısır tartışmaları ve kutuplaşmayı bir kenara bırakarak ülkemizin ekonomik kalkınmasını ve eğitim hamlesini sağlayacak adımları hep birlikte atalım. İsrafı ve tüketimi değil yatırımı ve üretimi önceleyen ekonomik bir anlayış üzerinden eğitimden tarıma birçok alanda Türkiyemizi hep beraber kalkındıralım.
İRAN’A DESTEK VERMELİYİZ: Türkiye olarak üzerimize düşen ABD hegemonyasına karşı İran’a destek vermektir. Unutulmamalı ki İran bir D8 ülkesidir bu noktada üzerimize düşen D8’i canlandırmaktır. Bu sadece İran’ın meselesi değil bütün İslam ülkelerinin meselesidir. Bakınız ABD bugün Akdeniz ve Basra’da yığınak yapıyor adeta ülkemiz de dahil İslam ülkelerini kuşatma altına alıyor. Bu kuşatmayı kırmanın bağımsız bir ülke olmanın en temel yolu da güçlü bir ekonomiden geçiyor bu noktada D8’lerin önemi bir kere daha ortaya çıkıyor. Kısa vadede ise S400 füze savunma sisteminin ne kadar önemli olduğu bu gelişmelerden anlaşılıyor. Türkiye ABD’ye karşı tereddüt etmemeli bağımsızlığını tehlikeye atacak tavizlerden kaçınmalıdır. / DUVAR