İnce, “Bir kez daha uyarıyorum” başlığıyla yaptığı açıklamada, “Yaşanan gelişmelerden sonra kurultay için bir gün bile beklememelidir. Çünkü, kurultayın toplanması kararı artık delegelerin sayısının yeterli olup olmadığı aşamasını çoktan geçmiştir. Sayısal yeterlilik ve siyasal istek, delegelerimizde ve üyelerimizde fazlasıyla mevcuttur” ifadelerine yer verdi.
Siyasal Partiler Kanunu’na göre, kurultay için delege sayısının 5’te 1’i kadar imzanın yeterli olduğunu belirten İnce, CHP Tüzüğü’ndeki şartı “kendi tüzüğüyle demokratik bir ilkeyi rafa kaldırmış bir parti olmak, başlı başına olumsuz bir durumdur” şeklinde değerlendirdi.
‘AKIL TUTULMASINA YAKALANMA HALİDİR’
CHP’nin yenilenmesi gerektiğini savunan Muharrem İnce, şöyle devam etti:
“Parti yönetiminin imza süreci içinde gösterdiği tutum, ne yazık ki sadece bugün için değil gelecekte de partililer adına utanılacak bir durum ortaya çıkarmıştır. ‘İmza bulamazlar’ söylemiyle başlayan lakaytlık, ‘şu kadar imza getirin kurultayı hemen toplayalım’ iddiasına dönüşmüştür. Karşımızda duran sorunu algılamaktan uzak olan bu açıklamalar, imzalar verildiğinde ise sorumsuz ve keyfi değerlendirmeler yapılarak sürdürülmüştür. Bu görüntü kendi örgütüne, seçmenine ve halkına yabancılaşma görüntüsüdür. Bu tutarsız zihin hâli, akıl tutulmasına yakalanma hâlidir.”
‘BU CİDDİYETSİZLİKLE SEÇİM SONUCUNU TAHMİN ETMEK ZOR DEĞİL’
Yerel seçim için hazırlıklarına başlanması isteyen İnce, “Önümüzde hazırlıklarına süratle başlanması gereken bir yerel seçim var. Bu ciddiyetsiz anlayışla seçimlere gidilmesi durumunda sonuçları tahmin etmek zor olmayacaktır. 24 Haziran seçimleri sonrasından başlayarak bu konuda sürekli uyarılarda bulundum, bulunmaya devam ediyorum. Bu benim CHP’ye karşı duyduğum sorumluluğun bir gereğidir” ifadelerini kullandı.
‘DEĞİŞİMİ ERTELEMEK SEÇMENE KARŞI POLİTİKA ANLAMINA GELİR’
Seçmenleri değişim umudunu kaybetmeye başladığını kaydeden Muharrem İnce, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“CHP’ye oy veren seçmenlerin çoğunluğunda, partide değişim olmayacağına yönelik güçlü bir inanç ortaya çıkmaktadır. Bu inancın, istifa etmek, oy vermemek, seçimlere katılmamak gibi istenmeyen mecralara yöneleceği hususunda ciddi endişeler şimdiden belirmiştir. Bu nedenle, partide değişimi ertelemek, seçmene rağmen ve hatta seçmene karşı politika yapmak anlamına gelmektedir.”
‘PARTİLERİ İDEALLERİ DEĞERLİ KILAR, KİŞİLER DEĞİL’
“Değişim talebini görmezlikten gelen değerli delege kardeşlerim, sorumluluk sizlerindir. Sizlerin bu koşullarda nasıl davranmanız gerektiği konusunda ben dahil kimseye danışmaya, kimseyi dinlemeye ihtiyacınız yoktur. Evinizden çıkıp, sokaktaki sıradan insanlara düşüncelerini sormanız yeterlidir. Üstlendiğiniz görevin, partinize ve ülkenize duyduğunuz sorumluluğun gereği budur.
Siyaset sokağa karşı, halka karşı yapılamaz. Parti olmak, partili olmak, halkla birlikte hareket edildiğinde amaca uygun sonuçlar ortaya çıkarır. Partiler, ulaşılması hedeflenen toplumsal amaçlar için, en güçlü kurumsal araçlardır. Onları değerli kılan amaçlarıdır, idealleridir. Kişiler ya da kişisel çıkarlar değildir.” (DUVAR)