Hürriyet gazetesinden İpek Özbey’e konuşan İmamoğlu’nun açıklamalarından bir kısım şöyle:
Belediyede kadro değişikliğine gidilecek mi?
Gayet tabii. Bizim bir kadromuz var. Ancak mevcut kadrodan da içimize katacağımız ve çalışmayı düşündüğümüz insanlarımız var.
31 Mart’tan sonra sizi protesto eden çalışanlarla ilgili bir işlem yapacak mısınız?
Beni şahsen ne için protesto ettiklerini bilmiyorum. İkincisi benim temelde duruşum, kin duymam. Ama herkesin iş hukukuna, iş ahlakına uygun davranması gerektiğine inanırım. Bu, kurum içi disiplini sağlar.
Zarar eden şirketlerle ilgili bir tasarrufunuz olacak mı?
İstanbul’un hiçbir iştiraki zarar etmez, etmemeli. Göreceksiniz kendi alanında uzman, liyakat sahibi profesyonellerin iştiraklerimizde bize çok büyük katkıları olacak. Bu iştiraklerin tümünü uluslararası düzeyde denetime açacağız.
Belediye Meclis üyeleriyle uyum noktasında bir sorun yaşayacağınızı düşünüyor musunuz?
Asla, hiç düşünmüyorum. Belediye başkanı, meclisteki çoğunluk, bu tartışmalar artık bitti. Her şey toplumun gözü önünde olacak. Kimsenin kendi egosunu tatmin edeceği bir ortam olmayacak, buna ben de dahilim. Vatandaşın çıkarının konuşulduğu bir ortamda kimin kendi çıkarı üzerinden menfaat elde etme gibi bir niyeti varsa biz bunu topluma deşifre edeceğiz. Herkes işini yapacak.
İmamoğlu, Suriyeli sığınmacılarla ilgili olarak da şunları söyledi:
“İstanbul’un mülteci envanterini net bir şekilde çıkaracağız. İstanbul’da büyük mağduriyet yaşayan mültecilerin mutlak vatanına dönmesi lazım. Ne bu şehir ne bu ülke bunu kaldırır. Uluslararası politikalar geliştirme konusunda öncülük yapacağız. Bu sorunla bire bir ilgileneceğim. Güvenlik güçleriyle entegre çalışacağız. Benim şehrimin dokusu değişemez. Bir günde bütün tabelalar Arapça olamaz.”