‘BARIŞIN KOŞULLARINI HDP YARATABİLİR’
HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’ye göre bu çağrı hem HDP’ye hem de tüm topluma yönelik bir çağrı. Hükümetin gündeminde böyle bir konu yokken bu çağrının yapılması ayrıca önem taşıyor, buradaki mesaj da “Barışın koşulları yoksa bunu HDP yaratabilir” olarak okunuyor. Planın nasıl ayrıntılandırılacağı, önceki süreçle nasıl bağlantısının kurulacağı, Öcalan’ın ilkeleri olarak nitelendirilen Dolmabahçe’deki 10 maddelik ilkeler bütünüyle aktüel durumun nasıl ilintilendirileceği ise üzerinde çalışılacak başlıklar.
Demirtaş’ın partinin önüne oldukça uzun bir dönemi kapsayacak yeni bir yönelim koyduğunu söyleyen Kürkçü, plan hazırlanırken dikkat edilecek unsurlar içinse şunları söyledi: “Birden çok unsuru hesaba katmamız gerekecek. Çatışan tarafların buna nasıl bir anlam yükleyeceğini görmemiz gerekecek. Toplumda oluşan muazzam kutuplaşma içinde buna nasıl bir yol açabiliriz, bunu ayrıca çalışmamız gerekecek. Çünkü 7 Haziran’a giderken yaşanan koşullardan tamamen farklı koşullardayız. Öznel koşullar da sosyal psikoloji de değişti. Bütün bunları sahici bir mesele olarak çalışmamız gerekiyor.”
‘BARIŞA DÖRT ELLE SARILMA ZAMANI’
HDP’nin deneyimli siyasetçilerinden İstanbul Milletvekili Celal Doğan’a çağrının zamanlamasını sorduk. “Barış marketteki süt yumurta değil, kullanım süresi yoktur, ömür biçilemez” diyen Doğan, bunun her zaman gündemde olması gerektiğini ve asla vazgeçilmemesi gerektiğini söyledi. İç ve dış gelişmeler açısından bakıldığında da ortamın barışa en çok vurgu yapılması gereken zaman olduğunu söyleyen Doğan şöyle devam etti:
“Mesele parti meselesi değil. Türkiye’nin tümünü kapsayacak anlayışın gündeme getirilmesi gerekiyor. Suriye üzerinden ortaya konulan beka meselesinin kendileri için değil Türkiye için bir mesele olduğunu idrak ederlerse tam da barışa dört elle sarılma zamandır. Türkiye’nin en başta Suriye’de kendini yalnızlaştıran dış politikasındaki yanlışlığını ortaya koyup doğruyu söylemesi gerek. Oradaki Kürt halkını düşman saymaktan vazgeçilmeli. Kürt kompleksi, korkusundan vazgeçilmeli. Barışa sarılmalı.”
REFERANDUMDA ERDOĞAN’A AVANS VERİLDİ
Bu süreçte gücün Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olduğunu hatırlatan Doğan, “Recep Tayyip Erdoğan her şeye rağmen referandumda özellikle Kürt bölgesinde aldığı oyları bir avans olarak kabul etmeli. Bu yaşananlara rağmen çıkan oylardan bir avans verildiği, umut beklendiği anlaşılıyor. O umut dikkate alınmalı” dedi. “Yeni bir çözüm süreci” yorumları için “İyi niyetli tartışmalar” diyen Doğan “İsmi önemli değil ama bu tartışmaların özü Türkiye’nin yeniden siyaset konuşmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
YARIN DAHA GÜÇLÜ BİR MÜCADELE BAŞLAYACAK
HDP Sözcüsü Osman Baydemir’e “tekçi anlayış” olarak nitelendirdiği “tek vatan, millet, bayrak, devlet” söylemi AK Parti tüzüğüne konulurken istedikleri barış planının ne kadar gerçekçi olduğunu sorduk. “Gerçekçi kılmak için elimizden gelen tüm çabayı ortaya koyacağız” diyen Baydemir şöyle devam etti:
“Barış, özgürlük, demokrasi çabayla gelir. Muhattaplarımızın duruşu ne olursa olsun, biz inat ve ısrarla, barışın inşası için, çocuklarımıza özgürlük, barış sağlamak için çalışacağız. HDP bu manada çözümün partisidir. Aynı zamanda savaşın yarattığı tahribatı teşhir etme çabasıdır. Savaşın kimseye kazandırmadığı gelecekte de kimseye kazandırmayacağını anlatacağız. Hemen yarın çözümü sağlayacak bir sihirli değnek değil bahsettiğimiz ama hemen yarın daha güçlü bir barış, demokrasi, özgürlük mücadelesini başlatma çağrısıdır bu.”
HAZİRAN ÖNCESİ VE SONRASI DENEYİMLER DİKKATE ALINMALI
Peki, yeni bir çözüm süreci Dolmabahçe mutabakatının devamı mı olacak? Yoksa yeni bir sayfa mı açılacak? Baydemir bu soruya da şu yanıtı verdi:
“2013-2015 Dolmabahçe mutabakat süreci Cumhuriyet tarihi boyunca en kıymetli deneyimlerden biridir. O deneyim mutlaka gözetilmeli. O deneyim içinde geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak nüveler var. Ama aynı zamanda 2015 Haziran’ından bu yana şiddetli bir deneyim var. O deneyim de Türkiye’nin asla şiddet politikalarına geri dönmemesi gerektiğini ispatlayan bir deneyim. Bu iki deneyimden pozitif olanı almak, negatif olanı bırakmak herkesin ahlaki siyasi sorumluluğudur.”
İKTİDARDAN YANIT BEKLEYEREK OLMAZ
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Demirtaş’ın çağrısının Türkiye halklarına bir çağrı olduğunu söyledi. Halkın barış sesini daha duyulur hale getirmesi gerektiğini söyleyen Kerestecioğlu şöyle devam etti:
“Türkiye ve Ortadoğu için başka çözüm yok. Biz barışa dönemezsek ülke daha karanlık noktalara gidecek. AK Parti kongre mesajları önemli ama esas olan Türkiye halklarının mesajı. Mahalle mahalle dolaşıp, meclislerimizi çoğaltmamız, muhalefeti örgütlememiz, sesimizi daha da yükseltmemiz gerek. Sendelemeler yaşıyoruz ama demokrasiyi, barışı kurmak birden olmuyor. Tüm Türkiye, tutuklu vekillere demokrasi adına sahip çıkmalı. Dün Gündem gazetesine yapılan bugün Sözcü’ye yapıldı. Bir sonraki aşamada başka vekiller de içeride olacak. Türkiye içeride olacak. Sadece iktidardan yanıt bekleyerek onlardan umuda kapılarak yaşanacak bir şey değil. Türkiye kendi geleceğine sahip çıkmalı.”
ZAMANIN RUHUNU OKUMAYA ÇALIŞIYORUZ
HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise Demirtaş’ın barış planı çağrısını bir deklarasyon olarak niteledi, “Biz kendi doğru ve ideolojik kodlarımıza saplanıp kalmadığımızı gösteren bir deklarasyon yayımladık. Zamanın ruhunu okumaya çalışıyoruz. Değişen bölge ve dünya koşullarına göre yeni siyaset belirlemeye çalışıyoruz. Kendi doğrularımızı topluma dayatmıyoruz. Çağrının özeti de bu” dedi. / Duvar