Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa ziyareti öncesi havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, bu ay içinde kabine revizyonu yapılacağı iddiaları için “Haberlerin doğruluk payı yok” dedi.
Beşiktaş Belediye Başkanı’nın Murat Hazinedar’ın görevden alınması ve ailesine de yurtdışı yasağı konulmasına ilişkin, belediyelerde sürekli mülkiye müfettişlerinin inceleme yaptığını ve ihbarlar olduğunu belirten Erdoğan, şu açıklamada bulundu; “Bu tür bir açığa alma kararını bakanlık veriyorsa demek ki bir su kaçağı var. Ataşehir’de ne olduysa burda da şimdi o olacak. Bize gelen bilgiler çok daha farklı. İşadamlarımız, vatandaşlarımız kendilerinden rüşvet talebinde bulunulduğu şikayetinde bulunduğu zaman ‘yüzleşmeye var mısın, bir suç üstü yapalım’ dediğimizde, kaçıyorlar. O zaman görevi kötüye kullananları nasıl ortaya çıkartacağız. Beşiktaş’da da böyle bir süreç söz konusu. Yurtdışı yasağı İçişleri’nin yasal hakkıdır ve bu hakkını yasal hakkını kullanmıştır. Benim çocuklarımın da yurtdışında okuduğunu söylemiş. Benim erkek oğlum, üniversite puanı çok çok yüksek olmasına rağmen, Boğaziçi’ni tutmasına rağmen katsayı engeline takıldı. Kızlarım başörtüsü yasağı nedeniyle dünyanın en saygın üniversitesinde okudu. Onların ki gibi gibi değil. Bunları bilmeden farklı farklı yakıştırmalar yapıyorlar. Sayın başkanın ailesinin yurtdışına çıkışına yasal engel olmasa, böyle bir yasak getirilmez. Bakanla da konuşurum, engel yoksa önleri açılıyor.”
Erdoğan’ın açıklaması ve sorulara yanıtlarında şu konular öne çıktı:
ABD KUMPASLAR ZİNCİRİ İŞLETİYOR (Hakan Atilla davası): Şu anda çok ciddi bir kumpas zinciri içerisinde bir süreç var. Sadece hukukta kumpas değil ekonomik alanda da kumpas var. Hakan Atilla meselesinde ABD’ye girişinde daha önceden bir engellemeyle karşılaşmıyor, yedinci girişinde alınıyor. Şu verilen kararın bile çelişkilerle dolu olduğunu görüyoruz. Halkbankası’nın kendisiyle bu davanın ilgisi yok. Çok daha çirkin olanı bu davalarda süreç çok farklı işletildi. ABD’nin adalet anlayışı bu ise o zaman dünya yandı. Amerika adalet anlayışını gözden geçirmeli. Böyle bir adalet anlayışı olamaz. Dünyaya da adalet dersi vermeye kalkmasınlar. Rıza Zarraf konusunda yapılmakta olanlar dönenler… Onu geç bir tarafa bize karşı bir darbe girişiminde bulunacaklar, sene 99 o günden bu güne kendilerine tahsis ettikleri arazide paşalar gibi yaşatıyorlar. Aramızdaki ikili ilişkilerdeki uluslararası hukuk hükmünü yitiriyor. Bundan sonraki süreç maalesef böyle işleyecektir.
100 BİN İMZAYI TOPLAYAMIYOR: (Kılıçdaroğlu-Karamollaoğlu görüşmesi) Siyaset yapıyoruz. Eğer 100 bin imzayı toplamaktan uzaksa bir siyasi hareket o zaman bunu yapmasına gerek yok. Demek ki hiç gücü yok. Bu yolda bu mücadeleyi vermek de zor bir iş, yürümez. Bir diğer konu maliyetleri çok yüksekse, maliyet noktasında noter masrafları falan onun sorunu. İktidar bu kararı tek başına vermedi ki.
BUNU GÖRDÜĞÜ ZAMAN BAZI VATANDAŞLARIMIZ İDAM DİYOR: (Kadına şiddet olayları) Bunlar cani, insanlıktan nasibini almış değil. Bu son dönemde yaşadıklarımız, TV’de bunları izlediğimiz zaman medyayı mı suçlasak diyoruz? Toplum bir bunalımın içerisine giriyor. Bunlar zerre kadar insanlıktan nasibini almış değil. Bunu gördüğünde bazı vatandaşlarımız idam diyor. O yavruları nasıl öldürürsün. Sende zerre kadar vicdani bir şey yok mu? Hemen yorumlar başlıyor, ruhsal bunalıma girmişti vs. Ruhsal bunalıma girmeden bunu yapan da var. Toplumsal tepkiler çok önemli. Onları yalnızlığa itmek veya psikolojik sıkıntıdan çıkarmak için yakınlarının önce adımları atması gerekir. Bu noktada dini eğitimin de ben önemli olduğunu ifade etmem lazım. Burada Diyanet’e düşen önemli görevler var.
İRAN’IN İÇİŞLERİNE MÜDAHALE DOĞRU DEĞİL: (İran’daki olaylar) Ruhani ile görüşme yaptım, hafta sonuna kadar normalleşmenin olacağını söylediler. Dün de süreç normalleşmeye girdi. Ruhani’nin ilk açıklamasından sonraki süreç de; sokak gösterilerinin kendi halkının demokratik hakkı olduğuna yönelik ifadeleri süreci yumuşatmıştır. ABD ve İsrail başta olmak üzere bazı ülkelerin, içişlerine karışmalarını doğru bulmuyoruz. Bu ülkelerin kendi içinde halkları karşı karşıya getirmektir. Bunu Irak’ta gördük, Irak iflah etti mi? ABD’nin oraya attığı adımla Irak’ta geri sayım başlamıştır. O günden bugüne bir düzelme olmamıştır. Karıştırılan hep Müslüman ülkelerdir. Bu ülkelerin yeraltı zenginlikleri var, bunları nasıl kendilerine ait hale getirebilirler bunların adımlarını atıyorlar. Bu gerçekleri başta halkımızın bilmesi ve ardından tüm insanların bu gerçeği bilmeleri gerekmektedir. Birilerini yalnızlığa sevk etmek isteyenler dünyada yalnız kalacaklardır. / DUVAR