Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca ihalesi yapılan ancak başlamayan projelere de başlanmayacağını duyurdu. Başta Kanal İstanbul olmak üzere, Boğaz’ın altına yeni tüp geçit ve Millet Bahçeleri gibi projeler hükümetin vaatleri arasında yer alıyordu. Erdoğan’ın açıklamasıyla bu projelerin akıbeti belirsiz hale geldi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) 20. Olağan Genel Kurulu’na katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında şu başlıklar öne çıktı:
SERBEST PİYASA KOŞULLARINA DEVAM: Türkiye geçmişte yaşadığı kimi darbelere rağmen her seferinde tercihini demokraside yana kullanmış bir ülkedir. Son olarak 24 Haziran seçimlerinde milletimiz hür iradesiyle kendisini yönetecek bir cumhurbaşkanını ve meclisi seçmiştir. Türkiye’nin demokrasi konusunda eksiği, gediği, sıkıntısı yoktur. Türkiye’nin bugün de tercihi ve uygulamaları serbest piyasa ekonomisinden yanadır. Kurdaki dalgalanma başta olmak üzere, ekonomimizi olumsuz yönde etkileyen tüm hadiseleri, serbest piyasa çerçevesinin dışına çıkmadan çözmenin mücadelesini veriyoruz. Satın alma paritesine göre dünyanın 13, milli gelire göre de 17, ekonomisi haline getirdik. Türkiyenin bugünde tercihi ve uygulamaları serbest piyasa uygulamalarıdır
PARA BELLİ MERKEZLERDE TOPLANMAYA BAŞLADI: Küresel düzeyde finans ve üretim alanındaki yatırımlarda dolaşan paralar bir süredir belli merkezlerde toplanmaya başlamıştır. Türkiye özellikle son bir kaç yıldır gelişmekte olan ülkelerin ortalama seyrinden farklılaşan daha olumsuz bir görüntü içindedir. Burada bir başka durumla karşı karşıyayız demektir. Biz de ülkemizin içinden geçtiği dönemin nezaketine ve önemine uygun kararlar almaktan ve uygulamaktan asla çekinmiyoruz. İlgili tüm kurumlarımızla gece gündüz çalışıyoruz.
DÖVİZLE YOLLARI KESİŞMEMELİ: Döviz kurundaki dalgalanmayı önlemeye yönelik pek çok tedbiri hayata geçirdik geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemde yeni adımlarımız olacak. Dövizle kira konusunu kökten çözüyoruz. İhracat ve ithalat gibi dışarıyla işi olmayan hiçkimsenin dövizle yolu kesişmemelidir.
KAMUDA TASARRUF: Kamuda kullanılan araçları hem sayı hem nitelik olarak sınırlandırıyoruz. Kiracı olunan yerlerin hemen hemen tamamından çıkarak ciddi bir tasarrufta bulunuyoruz. Personel alımında da tasarruflu olunacak. Kamu harcamalarında mümkün olan en yüksek tasrrufu gerçekleştirerek bütçe dengesine katkıda bulunacağız. Üretim ve verim ekonomisine geçiyoruz. Elimizdeki kaynakları önceliği biten projelere vereceğiz.
FAİZ HASSASİYETİ SÜRÜYOR: Özellikle faiz konusundaki hassasiyetim aynıdır. Değişen bir şey yoktur. Merkez Bankası bağımsız, o kendi kararını alır. Özel sektöre ait bankalar var onlar da Merkez Bankası’nın kararına bakıyor. 50’lere varan şu anda faiz uygulaması var.
YÜZDE KAZANÇ ANCAK EROİN TİCARETİNDE OLUR: Reel sektördeki yatırımlarını neye göre yapacak. Özel sektör bankalarının bir çoğu kredi musluklarını da açmıyor. Yüzde 50’lere varan faiz oranları olduğu zaman içinizde o kadar kazanan var mı bu ancak esrar eroin ticaretinde olur. Faiz denilen bu sömürü aracını kullanmaya asla aracı olamayız, vesile olamayız.
TERSİNİ DİYE İŞİ BİLMİYOR: Bu yüksek faizi düşürelim diyorum. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir, tersini diyorsan bu işi bilmiyorsun arkadaş.
MERKEZ BANKASI: Faiz ve enflasyon bir sebep netice ilişkisi olarak masaya yatırdığınızda faiz sebep enflasyon neticedir. Zira faizin oranını sen tespit edersin enflasyon o akışta kendisi oluşur. Merkez Bankası her zaman yıl sonu enflasyon tahminlerini açıklıyor. Ben bugüne kadar Merkez Bankası’nın açıklamış olduğu enflasyon oranlarını tutturduğunu görmedim.
ZAMLARA KARŞI HUKUK SİSTEMİNİ ÇALIŞTIRACAĞIZ: Döviz bahanesiyle hiç alakası olmadığı halde sattıkları ürünlere zam yapanlar iflah olmayacaklardır. Helalı haramı ayırt etmeyenlerin iflah olması mümkün değil. Hukuk sistemini çok kararlı çalıştıracağız. Nice fırtınaları atlatıp hedeflerine yürüyen Türkiye bu dönemi de geride bırakacaktır. Bu kriz değil manipülasyondur. Bu kriz üzerimize atılmak istenen sahte bir dalgalanmanın ürünüdür. Şayet hep birlikte sağlam durursak bu dalganın üzerinden aşar yolumuza devam ederiz.
İHALESİ YAPILAN AMA BAŞLAMAYAN PROJELERİ BİR KENARA KOYUYORUZ: İsraf ekonomisine değil, üretim ve verim ekonomisine geçiyoruz. Devam eden projeleri bitiriyoruz, ihalesi yapılmış başlamamış olanları oturup konuşup onlara başlamayacağız. Şu anda onları bir kenara koyuyoruz. Şu anki durum bunu gerektiriyor. (DUVAR)