Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
YENİ SİSTEMİN MİLADI: Seçimlere katılma oranı yüzde 86,24 gibi gerçekten çok yüksek bir düzeyde gerçekleşti. Buradan Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanan 50 milyon 68 bin 627 vatandaşımızın her birine şahsım ve milletim adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu seçimler yeni yönetim sistemimizin de miladıdır. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesini sağlayarak bizi bugünlere kadar getiren süreci başlattık.
CHP’LİLER HESAP SORSUN: CHP bölücü terör örgütünün gündemindeki partiyi barajın üstüne taşımak için kendisine oy verenlerin bir kısmını oraya yönlendirdi. Bugün CHP sayesinde bölücü örgütün belirlediği isimler Meclis’te milletvekili olarak yer alacak. Ülkesini, milletini, Cumhuriyetini, devletini seven her CHP’liyi, bu utanç için partisinin yönetiminden hesap sormaya davet ediyoruz. CHP bu hesaplaşmayı kendi içinde yapmazsa bölücü örgütle arasındaki bağ taktik olmaktan çıkıp asla dönüşecektir. Böyle bir durumda CHP’nin varlığının anlamı kalmayacaktır. Türkiye’nin en eski partisi CHP’yi bu hale getirenlerden tarih ve millet hesabını soracaktır. Bu ikazı CHP’nin içine karışmaktan değil sorumluluğumuzun gereği olarak yapıyoruz.
YENİ KABİNE PAZARTESİ: Pazartesi günü yemin edip göreve başlıyoruz. Yürütmeyi artık Bakanlar Kurulu değil cumhurbaşkanı yapacak. Pazartesi günü yayımlayacağımız Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bakanlıkları kuruyor ve aynı akşam kabineyi açıklıyoruz.
CUMHUR İTTİFAKI DEVAM EDECEK: Cumhur İttifakı’nı Meclis’te devam ettireceğiz. İttifaklarını pazara kadar sürdüremeyenlerin aksine bu birlikteliğe sahip çıkacağız.
MUHAKEME YAPACAĞIZ: Biz seçimlerden birinci çıkmakla yetinecek ve bunu başarılı sayacak bir parti değiliz. 24 Haziran’ın, en güçlü olduğumuz yerlerde gerilemenin muhakemesini yapıp gerekli adımları atmak zorundayız. Nerede yanlış yaptıysak bunları düzeltmek ve yerel seçimlere böyle girmek durumundayız. Gereğini yerine getiremezsek kendi ilkelerimiz ve geçmişimizle çelişkiye düşmüş oluruz. Millete yanlış yapan kimsenin AK Parti’de yeri olamaz.
Seçim sonuçlarını değerlendirirken cumhurbaşkanlığında aldığımız oy ile milletvekili seçiminde elde ettiğimiz netice arasındaki farkı çok iyi analiz etmeliyiz. AK Parti’nin 2007, 2011, 2015 Kasım seçimlerinde, 2007, 2010 ve 2017 halk oylamalarında aldığı sonuçlar ortadadır. Buna karşılık 2015 Haziran’ında ve son seçimlerde üzerinde uzun uzun durmamız gereken sonuçlarla karşılaştık. Biz seçimlerden sadece birinci çıkmakla yetinebilecek, bunu başarı sayabilecek bir siyasi parti değiliz.
Önümüzde bir mahalli seçimler var, bu seçimlere kadar 24 Haziran’ın muhasebesini yapıp gereken adımları atmak durumundayız. Nerede yanlış yaptıysak bunları düzeltmek ve yerel seçimlere böyle girmek durumundayız. Gereğini yerine getiremezsek kendi ilkelerimiz ve geçmişimizle çelişkiye düşmüş oluruz.
Seçim sonuçlarını kişisel kariyeriyle irtibatlandırarak eğip büken herkes her şeyden önce milletimize yanlış yapar. Millete yanlış yapan hiçkimsenin de AK Parti’de yeri olamaz.
24 Haziran’ı doğru analiz edemez ve gereğini yerine getiremezsek, her şeyden önce kendi ilkelerimizle, kendi geçmişimizle çelişmiş oluruz. Bugüne kadar böyle bir yanlışa hiç düşmedik, bugün de düşmeyeceğiz.
OY KAYBI AÇIKLAMASI: Seçimlerden sonra bana gelen raporlara baktığımızda bazı eleştiriler var çok önemli. Vatandaş tevazu arıyor. Belediye başkanı benim dükkanıma gelip bir çayımı içmedikten sonra bu belediye başkanını ne yapayım diyor. Yani seçimden seçime mi belediye başkanı, milletvekili beni ziyaret edecek diyor. AK Parti’nin müktesebatında bu olamaz.
Bizi yücelten tevazumuz olmuştur. Eğer biz bu tevazuyu kaybettiysek işte bu açık net puan kaybına da neden olmuştur. En güçlü olduğumuz yerde bu puan kaybı olduysa bunu kendimize soracağız. Hizmetler gerektir ama yeterli değildir. Yeterli olan gönüllere girmektir. 24 Haziran’ın fotoğrafını çok iyi çekmemiz lazım.
Gönüllere girmiyor da vatandaşa eğer tepeden bakıyorsak, bir gurur abidesi olarak bakıyorsak, kusura bakmayın bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir ondan sonra kenara koyar. Zaten demokrasinin güzelliği de burasıdır.
GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ SEFERBERLİĞİ: Kongremizle birlikte yeni bir oluşum olacak. Şüphesiz ki MKYK’mizden tutun da MYK’mize varıncaya kadar bir değişim, dönüşüm orada da azda olsa yapacağız ama ondan sonra çok yoğun bir maraton başlıyor. Yerel seçimlerin startını vereceğiz ve bu startı verirken de kaşına gözüne değil, hem iş bitirme potansiyeline hem halkla uyumuna bakarak adım atmak durumundayız. Yerel yönetim bu seçimlere benzemez. Yerel yönetimlerden 2019’da çok daha başarılı çıkalım. Teşkilatımın buna hazır olduğuna inanıyorum. 2019 Mart’ına kadar belediyeciliğin adını ‘gönül belediyeciliği seferberliği’ olarak koyuyorum.
AK PARTİLİ OLMAYAN BAKANLARDAN KABİNE: Şimdi artık partili olmayan bakanlarımızla bir kabine oluşturuyoruz. Onların başında da AK Parti Genel Başkanı olacak. Kimse kalkıp da şunu diyemeyecek; kadrolaşma yaptınız. Bakan olaylara bakarken daha objektif bakma imkanı yakalayacak. Burada aranan ehliyet ve liyakat olacak. Bunları öne çıkaracak şekilde yeni bir döneme girmiş olacağız.”