Bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi güçlü bir katılımın sağlanması için hem siyasi partiler hem de emek örgütleri tarafından çağrı yapıldı. Son iki gün bir anons aracı bütün şehri dolaşarak Diyarbakırlıları Mayıs etkinliğine davet etti. Alanda, önceki yıla göre sayısal olarak küçük de olsa bir artıştan söz edilebilir. Bu önemlidir. Belki biraz daha fazla çalışıldı ya da seçim öncesi insanların tavrını göstermek istedi.
Ama bana öyle geliyor ki 1 Mayıs etkinlikleri, Diyarbakır’ın sosyolojik, sınıfsal kimliğini göstermesi açısından önemli. Yoksa Newroz meydanına her türlü engellemeye göğüs gererek akan Diyarbakırlıların söz konusu 1 Mayıs olunca “tembellik” etmesini başka nasıl açıklamak mümkün olabilir?
1 MAYIS’I POLİSLER KUTLASIN
Polis yine çok kalabalıktı. Alana girebilmek için iki polis barikatını geçmek gerekti. Kalemler, çakmaklar toplandı polis tarafından. Toplanan kalem ve çakmaklar bir poşetin içine konuluyordu. Polis, çakmağını, kalemini aldığı kişilere, “Çıkışta alırsınız” diyor ama kimsenin çıkışta kalemini aramayacağını biliyor elbette.
Bütün meydan, sahnenin dört yanı polislerle kuşatılmış. Sahnenin önünde ve arkasında kim sivil polis, kim tertip komitesinden belli değil. Sahnenin üstünde gazetecilerle birlikte çekim yapan polisler ise büyük bir ciddiyetle işlerini yapıyorlar. Çekim yapan polisler sivil olduğu için gazeteciler, “Bunlar polis mi?” diye soruyorlar birbirlerine. Bir sendikalı ise alan daha dolmaya başlarken şöyle mırıldanıyor: “1 Mayıs’ı polisler kutlasın, nasılsa onların sayısı bizden fazla.”
TGS İLK KEZ DİYARBAKIR 1 MAYIS’INDA
Diyarbakır’da çalışan gazeteciler, yıllardır haber takibi için katıldılar 1 Mayıs. Bu yıl ilk kez Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) pankartıyla girdiler alana. Sendikanın önlüklerini giyen gazeteciler, “Özgür Basın Susturulamaz”, “Biji Yek Gulan”, “Yaşasın 1 Mayıs” sloganlarıyla alana doğru ilerlerken sendikacılardan alkış aldılar. Emek örgütleri, daha önce haber takibi yaparken gördükleri gazetecileri ilk kez 1 Mayıs’ı kutlarken görüyordu.
Gazeteciler de örgütlerinin pankartıyla yürüyor olmanın heyecanını yaşadılar. Polis bariyerlerini geçip sahne tarafına geçmek gazetecilere polisin müdahalesi ise TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral’ın araya girmesiyle çözüldü. Bir gazeteci, “Örgütlü olmak işte bunun için önemlidir” diyerek günün heyecanını tarif etti. Merkezde ve diğer temsilciliklerde TGS’nin çalışmaları hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz elbette. Ama 20 küsur yıldır Diyarbakır’da çalışan Mahmut Oral, TGS Diyarbakır temsilcisi seçildiğinden beri gazetecilerin sorunlarıyla yakından ilgileniyor. “Gazeteciye, “Örgütlü olmak işte bunun için önemlidir” dedirten de bu ilgi olmalıydı.
GENÇLERİN COŞKUSU
Alanda gençler mi vardı daha çok, bana mı öyle geliyor? Gazeteci arkadaşım, “Gençler daha çok” diyor. Serde gençlik olunca slogan ister, halay çekmek ister insan. İstasyon Meydanı’ndaki gençler de bu fırsatı kaçırmadı. Şarkılara eşlik ederek halay çektiler, konuşmacıların konuşmasına sloganlarla karşılık verdiler.
Ama haklarını yememek lazım, yaşça daha büyük olanlarında gençlerden aşağı kalır yanı yoktu. Özellikle HDP flamalarıyla alana giren yaşça büyük kadınların coşkusu görülmeye değerdi. Hangi saikle gelmiş olurlarsa olsunlar, alanda bulunmanın hakkını verdiklerini belirtmek gerekiyor.
Amedspor Barikat taraftar grubu ise tribünlerdeki heyecanla katıldı 1 Mayıs’a. Alana giren taraftar grubuydu ama sanki Amedspor gelmiş gibi tezahüratla karşılandılar. Taraftar grubu, ligde kalmanın da rahatlığıyla, tribünlerdeki coşkuyu 1 Mayıs alanına taşıdı.
SEZAİ TEMELLİ’NİN DİYARBAKIR SINAVI
Etkinlikte konuşan emek örgütü temsilcileri, elbette, OHAL uygulamalarından yakındılar, şikayet ettiler ve direneceklerini dile getirdiler. KHK ile işten çıkarılan emekçiler, kapatılan kurumlar, ataması yapılmayan doktor ve öğretmenler, taşeron işçilerin sorunları… Bunların hepsi teker teker dile getirildi, hükümet eleştirildi ve bu uygulamalara 24 Haziran seçimiyle cevap verileceği vurgulandı.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ilk kez Diyarbakır’a gelmiyordu elbette. Ama bir kitlenin karşısında ilk kez konuşacaktı. Diyarbakırlılar nasıl bir konuşma yapacağını ve hitabet gücünü merak ediyordu. Temelli, Sur’un ve diğer Kürt illeri ile ilçelerinin yıkılmasına; belediyelere kayyım atanmasına; milletvekilleri ve belediye başkanlarının tutuklanmasına; KHK ile işsiz bırakılanlara; OHAL uygulamalarına, güvenlikçi politikalara, 24 Haziran seçimlerinde izleyecekleri yol haritasına değindi. Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’a ve bütün tutuklu siyasetçilere alandakilerle birlikte selam gönderdi.
Bunlar Diyarbakırlıların duymak istediği mesajlardı. Arada daha fazla ironi yapsa ve bazı konularda daha vurgulayıcı ses tonunu kullansa belki daha iyi olurdu. Ama hiç kuşkusuz hitabet gücü geçer not aldı. Konuşması uzundu. Sonradan öğrendiğime göre tertip komitesi kendisine 40 dakika zaman ayırmıştı ve o da bu zamanı en iyi şekilde kullandı.
Temelli, Konuşmasının ardından sahne arkasında partililer ve sendikacılarla halay çekti. Halay çekmede gösterdiği başarı da gözlerden kaçmadı.
Son olarak, sıcak havada başlayan miting, şarkılarla ve yağmurla bitti. Diyarbakırlılar seçimle ilgili mesajlarını da vermiş olmanın rahatlığıyla, Amedspor taraftarlarının tezahüratları eşliğinde tamamladılar etkinliği. / DUVAR