“Selahattin Demirtaş, Türkiye’de aslında etnik kökenli bir partinin ülke üzerinde ne kadar derin bir şekilde izler bırakacağını gösterdi” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, “Olağanüstü halin getirdiği baskılar, seçilmişlerin içeri alınması, tutsak tutulması bir duygusal kopuşa neden oluyor. Bu duygusal kopuş, Türkiye’deki ortak yaşam açısından en büyük sorunlardan bir tanesi… Üstelik, iktidar böyle yaptığı sürece bu sorun sınırları aşıyor. Kürtlerin, sınır ötesindeki akrabalarına karşı yapılmış eziyetler de içeriyi etkiliyor. Bu da duygusal kopuşu hızlandırıyor. Çünkü hükümet bunların hepsini kendi iç iktidar refleksleri üzerinde yapıyor” açıklamasında bulunmuştu. Aksünger ayrıca, “AKP, CHP nasılsa PYD de siyasi bir partidir” ifadesini kullanmıştı.
‘DEMİRTAŞ CEZAEVİNDE OLURSA KİMİNLE KONUŞACAKSINIZ’
Rûdaw’a konuşan CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, “Genel Başkan Yardımcımızın Selahattin Demirtaş için söyledikleri doğru ve yerindedir. Kürt sorununun çözüm yeri meclistir, diyalogtur. Bu da siyasi partilerle yapılır. Ancak Selahattin Demirtaş gibi bir kişi cezaevinde olursa kiminle görüşeceksiniz? Bu mantıklı bir şey değil” dedi.
HDP cephesi Aksünger’in sözlerine katılsa da CHP’yi, Kürt meselesinde ‘samimi’ bulmuyor. HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, “CHP Suriye tezkeresine ‘Evet’ dedi. bizim dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasına ‘Evet’ dedi. böyle bir yerden bakan bir siyasetten bahsediyoruz. Tabi bu bir kurumsal bakış açısı, hepsi öyle bakmıyor. Sorun, kurumsal bakış açılarında” diye konuştu.
Eski AK Parti Diyarbarbakır İl Başkanı Aydın Altaç ise, “Kürt sorunu CHP eliyle başladı, katliam yapan onlar, Kürtleri asimile eden yine onlar” diyerek, CHP’nin çıkışının ‘samimi olmadığını’ söyledi.