Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tutukluluk durumları Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındı. Demirtaş ve Yüksekdağ’ın Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 4 Kasım günü tutuklanmasının ardından tutukluluklarına itirazların yerel mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine avukatlar Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Başvuru dosyası parti avukatları ve HDP’li milletvekilleri Mithat Sancar, Pervin Buldan, Nimettullah Erdoğmuş, Osman Baydemir, Çağlar Demirel ve Meral Danış Beştaş’ın da bulunduğu bir grup tarafından mahkemeye sunuldu.
Başvuruda, tutuklamaların hukuksuz olduğu vurgusu yapılırken, milletvekillerinin tutuklu yargılanamayacakları konusunda AYM tarafından önceki dönemde verilen kararlarda emsal olarak hatırlatıldı.
Başvuru sonrası AYM önünde bir açıklama yapan HDP Eş Genel Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, tutuklamaları bir darbe olarak değerlendirdiklerinin altını çizerek, “Anayasa aykırı bir tutuklama süreci hayata geçirildi. Bizler bu uygulamayı hem anayasaya hem de uluslararası normlara aykırı olarak gördüğümüz için başvuruda bulunduk. Umut ediyoruz AYM uluslararası sözleşmelere aykırı olan bu hukuk dışı uygulamada hukuku devreye sokarak, milletvekili ve eş başkanlarımızın serbest bırakılmasının önünü açacak bir karar alır” dedi.
‘BEĞENMEDİĞİMİZ DARBE ANAYASASINA DAHİ AYKIRIDIR’
Başvurucu avukatlardan Reyhan Yalçındağ ise şöyle konuştu: “Bu ülkede hukuk kişiye göre uygulanıyor. Kişilerin siyasal kimliklerine göre kararlara veriliyor. Bir kez daha buradayız. Arkamızda bir AYM var çünkü AİHM önüne götürülmeyi hak eden son derece sistematik hak ihlalleri ile ilgili ciddi bir mekanizma olduğu için buradayız. Türkiye tarihinde korkunç bir hukuk katliamı ile karşı karşıyayız. Sadece bugün değil, her seferinde söyledik. 20 Mayıs’ta Meclis’ten çıktığı haliyle onaylandığı haliyle söz konusu değişikliğin kendisi hiç beğenmediğimiz darbe anayasasına bile aykırıdır. Eğer AYM bireysel başvuru hakkını adil bir şekilde sürdüreceğini ispatlayacaksa kendi verdiği kararlara sahip çıkmasından geçecek. O zaman bütün yurttaşlar diyecek ki ‘kişiye göre değil ihlal mahkemesine göre bir tutum alabilir’ diyecek.
AYM KENDİ KARARINA SAHİP ÇIKMALIDIR
Başvurucu müvekkillerimiz dokunulmazlıkları devam eden milletvekilleridir. Gözaltına alınma şekilleri dahi mafyatiktir. Jet kullanıldı, müvekkillerimizin cezaevlerine sevkinde jetler kullanıldı. Darbe olarak değerlendirmeyecek miyiz bunu. Başka bir biçimiyle darbenin devam ettiğini söylemeyecek miyiz. Aldığımız meslek ahlakı bunu gerektiriyor. O nedenle de yüksek mahkemeye çağrımız kendi kararına sahip çıkarak derhal bu her türlü uluslar arası sözleşmelere de imzacı olduğu bütün ulusal üstü sözleşmelere uyarak hemen öncelikli bir biçimde ele alarak bu hukuksuzluktan geri dönülmesini bekliyoruz” dedi.
BALBAY KARARI EMSAL TEŞKİL EDİYOR
HDP Milletvekili Mithat Sancar ise “Dokunulmazlıklarımızın kaldırılması da darbenin bir parçasıydı. Hukuksuz olduğunu daha önce söyledik. Operasyon siyasidir. Buna karşı mevcut bütün hukuk yollarını kullanacağız. Bu da siyasi mücadelenin bir zeminidir. AYM’nin bu konuda verdiği Balbay kararı var. Milletvekillerinin tutuklu yargılanamayacağı kararı vermişti. Bugünkü durum daha da vahimdir. Bu bir siyasi operasyondur, buna karşı mücadelemiz her alanda sürecektir” ifadelerini kullandı.
Başvuruya dair kararın önümüzdeki haftalarda çıkması bekleniyor. / Evrensel