ŞemdinliHaber

Demirtaş: Hendeği bana maletmek için basın konuşmalarımızı vermedi

Politika

Tutuklu yargılandığı davanın ikinci gününde savunmasını sürdüren Selahattin Demirtaş, suçlama konusu yapılan 'demokratik özerklik" savunması yaptı. Demirtaş "Demokratik özerkliği savunduk, hendek-barikatı eleştirdik. Kapatılması için uğraştık ve sonlanması için uğraştık" dedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) bir önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına ikinci günde devam edildi. Demirtaş, bugünkü oturumda fezlekelerde suçlama konusu yapılan demokratik özerkliğe ilişkin savunma yaptı. Sokağa çıkma yasaklarına da değinen Demirtaş “Demokratik özerkliği savunduk, barikatı eleştirdik” açıklaması yaptı.


2015’te bazı Kürt ilçelerinde kazılan hendek ve barikatlar hakkında hazırlanan fezlekeler yönünde yapan Demirtaş, “Bu konuda yanıldığımı itiraf ediyorum.Kusura bakmasınlar, hendek ve barikat var diye yıllardır savunduğum demokratik özerkliği savunmaktan vazgeçemezdim. Ama o dönem hendek ve barikata da karşı çıkmaya devam ettik. Bu ilçelerde yaptığımız konuşmaları ilginç bir şekilde merkez medya vermediği gibi, Kürt medyası da vermedi.” dedi.

Demirtaş’ın savunmasının bugünkü bölümünün satır başları şöyle;

CUMHURİYET’E DEMOKRATİK FORMAT ATILSIN:  Tekrarlamayayım ama tekçilik üzerine inşa edilmiş, tek kimlik, tek inanç üzerine, yaşam tarzı üzerine inşa edilmiş ulus. Türkiye Cumhuriyeti devleti bunu yaratmak istedi, olmadı. Başarılamadı, Kürtler de diğer kimlikler de kabul etmedi. Biz de diyoruz ki; aradan yüzyıl geçti, cumhuriyete demokratik bir format atılsın. Cumhuriyet yürürken, bundan sonra devam ederken, demokratik öğesi daha da güçlendirerek devam etsin. Biz de bu cumhuriyetin, ülkenin bir parçasıyız. Burası bizim de anavatanımız, biz başka yerden sürgünle buraya gelmedik, geçerken yanlışlıkla sınırları geçip burada kalmadık. Mülteci olarak Türkiye’ye sığınmadık ki onların hepsini yurttaş olarak veya mülteci olarak hakları vardır ayrı bir konu ama biz bu toprakların insanlarıyız. Almanya’ya göç etmiş Kürtler veya Türkler değiliz. Alman hükümetinden ya da Alman devletinden ‘Türkçe eğitim istiyorum’ diyen Türkün bile orada hakkı varken, kendi anavatanındaki Kürdün ‘Ben anadilimde eğitim istiyorum, kendimi yönetmek istiyorum yerelde, bu devletin birliği ülkenin sınırları içerisinde ben de bir yönetime dahil olmak istiyorum’ demesi suç oluyor.

ÖZERKLİK HENDEKTİR’ ALGISI YARATILDI: Bizler ta ilk siyasete girdiğimiz günden bu yana savunduğumuz bir siyasi projeyi koşullar ne olursa olsun savunmaya devam ettik hendek barikat döneminde ısrarla parti projemizden geri adım atmamız için demokratik özerklik eşittir hendek-barikat algısı yaratıldı. Bize bunu yapmaya çalıştılar biz de buna karşı çıktık. Demokratik özerkliği savunduk, hendek-barikatı eleştirdik. Kapatılması için uğraştık ve sonlanması için uğraştık. Onunla ilgili de çabalarımı, arkadaşlarımla birlikte neler yaptığımızı yeri geldiğinde her fezlekede ayrı ayrı ifade edeceğim.

‘HENDEK VE BARİKATLAR 2015’TEN ÖNCE VARDI’

Fezlekelerde kendisi ve partisine yönelik yapılan suçlamaları kabul etmediğini ve bu suçlamaların haksız olduğunu dile getiren Demirtaş, şöyle devam etti; “Hendek ve barikat olayları 2015 yılının sonlarına doğru çıkmadı. İlk olarak 2014 yılının sonlarına doğru Cizre’de, Diyarbakır-Bingöl karayolunda ortaya çıktı. Bu sırada çözüm süreci devam ediyordu. Bu hendekleri kazanlar, ‘hiçbir neden yokken polis evimizi basıyor, bizi gözaltına alıyor’ diyorlardı. Lice’de ise halk karakol yapımını istemiyordu. Bunun için köylüler yolu kazıp hendek açmışlardı. Bunların ilk ortaya çıkışı 2014’ün sonudur. Bu iki vakadır. Bu olaylar milletvekillerimiz ve partililerimizin gayreti ile hiçbir operasyona gerek kalmadan, ikna yoluyla, diyalogla çözüldü. Hendek ve yol kapatmalarla ilgili yetkililerle kurduğumuz temas, diyalog ve ikna ile çözelim anlayışı, Cizre’de bunu başardık. Zor oluyor, ancak diyalogla başarılabilir dedik.”

‘HENDEKLERİN BU KADAR YAYGIN OLDUĞUNU BİLMİYORDUM’

2015 Ağustos ve Eylül aylarında bazı ilçelerden hendeklerin kazıldığı yönünde haberlerin basına düşmesi sonucu toplantı yaptıklarını belirten Demirtaş, “7 Haziran seçimlerinden yeni çıkmıştık. Hükümet kurulamamış, erken secim hazırlıkları yapılıyordu. Çözüm süreci fiilen sona ermişti, ancak yeniden canlandırılabilir umutları vardı. Biz de parti olarak bunu tartışıyorduk. Hendek ve barikat kazıldı haberleri çıktı. Bunun Cizre ve Lice’dekini aşan, ondan daha yaygın olduğu bilgisini altık. Şunu samimiyetle söylemeliyim; parti içerisinde herkesle sıcak ilişkiler kurabilen, halkla ilişkileri güçlü bir siyasetçi olduğumu düşünüyordum. Bu konuda yanıldığımı itiraf ediyorum. İlk haberler geldiğinde, bu kadar yaygın olduğunu bilmiyordum. Böyle olduğunu bilmiyordum ve tahmin de edemedim. Bunu partililerime bir öz eleştiri olarak söylüyorum” dedi.

‘İLÇELERİ GEZDİK HENDEKLERİN KALDIRILMASINI İSTEDİK’

Aradan 15 gün geçtikten sonra partililerden olaylarla ilgili raporlar geldiğini belirten Demirtaş, şöyle devam etti; “Olayların yaygın olduğu ve sivil halkında bunun içinde olduğu raporları geldi. İnsanların büyük bir kısmı, ‘çözüm süreci bitirildi, seçimi tanımadılar, halkın iradesini tanımadılar, bize yapılan bu darbeye karşı olacağız’ diyerek, sadece siyasallaşmış insanların değil, sıradan halkın da desteklediği olaylar olduğunu gördük. Siyaset yaptığım dönemde maalesef ıskaladığım bir konu bu olmuştu. Daha sonra parti kurullarında bir karar aldık. Bu hendek barikat olan ilçelerin tamamında, eylül ayı ortasından itibaren her gün 2 ya da 3 ilçede miting yapma kararıydı. Cizre, Nusaybin, Diyadin, Başkale, Yüksekova, Varto ve Silvan ilçelerinin tamamını gezerek miting yaptık. Gittiğimiz ilçelerde, ‘Siz bize oy verdiğiniz. Hendek barikat ve çatışma yoluyla hiçbir gencimiz bu işte olmayacak. Bir bedel ödenecekse, siyaseten biz ödeyeceğiz’ diyerek hendeklerin kaldırılmasını istedik.”

‘YAPTIĞIM KÜRT KONUŞMALARI MEDYA VERMEDİ’

Hükümetin hendek ve barikat olaylarını öne sürerek kendini ‘Demokratik Özerlik’ siyasetinden vazgeçirmeye zorladığını anlatan Demirtaş, şunları söyledi; “Kusura bakmasınlar, hendek ve barikat var diye yıllardır savunduğum demokratik özerkliği savunmaktan vazgeçemezdim. Ama o dönem hendek ve barikata da karşı çıkmaya devam ettik. Bu ilçelerde yaptığımız konuşmaları ilginç bir şekilde merkez medya vermediği gibi, Kürt medyası da vermedi. Bütün o hendek olaylarını HDP’ye ve bana mal etmek için basın bu konuşmalarımızı vermedi. Sesimizi ilçe halkı dışında kimseye duyuramadık. Biz hendek ve barikat olayları kaldırılsın diye bir direniş başlattık. Bizim bu direnişimiz, iddianamede farklı yansıtılmış.” (MA- DHA)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.