Enis Berberoğlu kararın ardından yaptığı açıklamada, “Hukukun katledildiğini defalarca gördük. Bir haberden böyle bir mağduriyet yarattılar. Bu cezayı bana verenler şunu bilsinler ben bu cezayı girer vatanım için yatarım. Bir gazetecilik faaliyeti elde hiçbir delil olmamasına rağmen cezalandırıldı. Bu kararı verenler utansın” dedi. Çağlayan Adliyesi’ndeki işlemleri süren Berberoğlu’nun daha sonra Silivri Cezaevi’ne sevk edilmesi bekleniyor.
GÜL VE DÜNDAR’IN DOSYASI AYRILDI
Aynı dava kapsamında yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül hakkında ise karar vermeyen mahkeme iki sanık hakkındaki dosyayı ayırdı. Gül ve Dündar hakkındaki yargılama devam edecek. Savcılık 11 Ocak tarihinde yapılan duruşmada esas görüşünü açıklamış Berberoğlu’nun, “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak” suçundan müebbet ve “örgüt üyeliği” suçundan ise 10 yıla kadar hapsini istemişti.
ALTAY: BÖYLE ADALETE LANET OLSUN
Tutuklamanın ardından adliye çıkışında açıklama yapan CHP Milletvekili Engin Altay, “Böyle adalete lanet olsun” dedi. Altay yaptığı açıklamada, “Hep söylediğim bir sözle başlamak istiyorum. Bir yerde adliyenin olması, orada adaletin olduğu anlamına gelmez” ifadesini kullandı. CHP’li Altay şöyle devam etti: “Bugün Türkiye’de yargının tefessül ettiğini, yürütme organının emri altına bütünüyle girdiğinin açık bir örneğiyle karşı karşıyayız. Bir ülkede yargıçlar, diktatörü nasıl hoşnut ederim, vereceğim karar diktatörün bana nasıl sempatiyle bakmasını sağlar, diktatör beni nerelere yükseltir diye düşünüp karar veriyorsa böyle adalete lanet olsun. Bu karar Adalet ve Kalkınma Parti’sinden hoşnut olmayan herkese karşı gözdağıdır. Demokrasi yürüsün diyen bütün topluma da bir gözdağıdır. CHP’ye yönelik bir devlet zorbalığıdır. En açık diktatörlüklerde bile yapılabilecek büyük bir hakaretle karşı karşıyayız. Ama bilinsin ki CHP, bu ülkenin diktatörün çiftliği olmasına müsaade etmeyecektir” dedi.
‘ERDOĞAN UNUTMASIN CHP YANINA BIRAKMAZ’
Altay açıklamasının devamında şunları söyledi, “Değerli basın mensupları, bugün görüşülen dosya Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanmasının ana zeminini oluşturan dosyadır. Gün gelecek, bu evraklar, bu dosyalar nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanacaktır. Bugün itibarıyla bu davanın başlaması döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Onu öyle bırakmam’ ifadesi gerçek oldu. Ama Recep Tayyip Erdoğan şunu unutmasın, CHP bu yaptıklarını onun yanına bırakmayacaktır. OHAL uygulamaları, bir korku imparatorluğu oluşturma çabaları beyhudedir, nafiledir. Önünde daha istinaf mahkemesi süreci varken, yargıtay süreci varken ve TBMM üyesi olmasına rağmen yürütmenin gladyatörü şeklinde karar veren bir hakim tarafından tutuklanıyorsa, bu tuzun koktuğu yerdir. İstanbul Adliye Mahkemesi, bir çadıra, bir sirke dönüştüğünü; soytarıların krala şirin görünmek için bu tarz kararlar vermesini kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Bu mahkeme kararını aziz milletimizin vicdanına havale ederken, CHP’nin bütün üyeleriyle birlikte direneceğimizi, yargının siyasallaşmasına boyun eğmeyeceğimizi, demokrasiyi yaşatmak konusundaki kararlılığımızı da yüce milletimize beyan ediyorum.”
Gürsel Tekin: Bir tek CHP’li kalsa bile sonuna kadar bu ceberrüt düzene direnecektir
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de Berberoğlu’nun 25 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklanmasıyla ilgili de, “Hiç beklenmedik, kimsenin beklemediği bir sonucun hepimiz tarafından şaşkınlıkla karşılandığını belirtmek istiyorum. Bu galiba özellikle son dönemlerde muhalefetin tek sesi olan CHP’ye yönelik bir susturma operasyonudur. Ama bu kararın sahipleri kimlerse, bir tek CHP’li kalsa bile sonuna kadar bu ceberrüt düzene direnecektir. Damat kararları vardı üç beş gün önce. Anayasanın çok net kararları olmasına rağmen milletvekilinin tutuklanması, anayasayı hiçe saymaktır. Ergenekon’un savcısıyım diyenler, bugün de görüyoruz ki bu davaların savcısı. Ergenekon nasıl çöktüyse, bu davalar da çökecektir. Siyasetçiler, gazeteciler bir gün elbet özgür kalacaklardır” şeklinde konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ise, “Damatların üç günde serbest bırakıldığı, milletvekillerin tutuklandığı kararların hukuki olarak da bir geçerliliği yoktur” diyerek “Bir haber yayınlandığı için Enis Berberoğlu, elde hiçbir kanıt olmadan sadece ve sadece iktidarı hoşnut etmek için cezalandırılmıştır” ifadesini kullandı. “Damatların serbest bırakıldığı yerde milletvekillerin tutuklanması kabul edilemez” diyen Yarkadaş Enis Berberoğlu’nun şu mesajı verdiğini bildirdi: “Yaşadıklarımız bir çizgi film gibidir. Sanki biz de o oyunun içindeki aktörler gibiyiz. Bir komedinin içindeyiz. Bu cezayı bana verenler şunu bilsinler, ben bu cezaevine girerim, çıkarım, yatarım, vatanım için yatarım. Vatanımız sağ olsun. Yargıyla hesaplaşmayı sürdüreceğim"
Berberoğlu neyle suçlanıyordu?
Berberoğlu’nun, Dündar ve Gül gibi FETÖ/PDY’nin hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda, devletin güvenliği veya iç-dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal casusluk amacıyla Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasını sağlayarak, “FETÖ/PDY’ye yardım etmek” suçunu işlediği belirtilen savcılık mütalaasında, şu ifadeler kullanılmıştı: “Her ne kadar sanıklar Dündar ve Gül yönünden, ‘terör örgütüne üye olma’ suçu yönünden dosya ayrılsa da 15 Temmuz’daki kanlı darbe teşebbüsünde bulunulması süreçleri dikkate alındığında, FETÖ/PDY’nin silahlı terör örgütü olduğuna dair herhangi bir tereddüt yoktur. Kaldı ki Erzincan ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemelerince verilmiş FETÖ/PDY örgütünün silahlı terör örgütü olduğu yönünde yargı kararları bulunmaktadır. Bu itibarla sanıklar Can ve Gül’ün de Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220/7. maddesi yoluyla (örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır), 314/2 maddesi kapsamında kalan ‘silahlı terör örgütünün hiyerarşisine dahil olmaksızın terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde yapılan MİT tırlarına ilişkin haberlerin, 17/25 Aralık 2013 tarihlerinden sonra, yasal meşru hükümeti her türlü illegal yöntemle devirmeyi ve çalışamaz hale getirmeyi hedefleyen FETÖ/PDY yapılanmasının, gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyunu maniple ederek, meşru hükümeti baskı altına alıp çalışamaz hale getirmeyi, yine Türkiye’yi, ‘teröre destek veren ülke’ olarak yargılatmayı amaçladığı, bu şekilde siyasal hedeflere ulaşmak için yapılan yayının, siyasal casusluk olarak değerlendirilmesi gerektiği, sanık Enis Berberoğlu’nun, sanıklar Dündar ve Gül ile fikir ve eylem birliği içinde 29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde MİT tırlarına ilişkin haber yapılıp görüntülerin ifşa edilmesi eylemleri sürecine bizzat iştirak ederek, atılı TCK’nın 330/1. maddesi kapsamında kalan, ‘devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla yayınlayıp açıklamak’ suçunu işlediği anlaşılmıştır.” / Duvar