YÜKSEKDAĞ: KAZANDIK YİNE KAZANACAĞIZ
Figen Yüksekdağ, mesajında “Gelişme ve yaşama olasılıklarını yitirmiş, kendileriyle birlikte ülkeyi çürüten bu iktidara karşı tek seçenek bizleriz. Türkiye’nin umudu ve geleceği olarak HDP’nin ileriye yürüyüşünü hiçbir saldırı, tutsaklık, kuşatma durduramayacak. Direne direne kazandık, yine kazanacağız” ifadelerine yer verdi.
DEMİRTAŞ VE ZEYDAN: SORUNLAR KATMERLEŞİP DERİNLEŞTİ
Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan, ortak mesaj yayınladı: “Bizi tutuklatarak sorunları sözde çözme yöntemini hayata geçirenler bu iki yılda her alanda sorunları katmerleştirip derinleştirdiler. Bizse halen demokrasi, özgürlük ve barış çizgisinde ısrarla dimdik mücadelemizi sürdürüyoruz. HDP’ye yönelik 4 Kasım siyasi darbesi sonuç almamıştır, almayacaktır. HDP bütün baskılara rağmen bugün dünden daha güçlüdür.”
KIŞANAK: BİR TEK SÖZE BİLE TAHAMMÜL EDİLMEDİ
Soruşturmaları “Türkiye tarihinin en büyük siyasi soykırım operasyonu” olarak nitelendiren Gültan Kışanak, “İnsan kalmak için mücadele eden tüm kesimleri hedef alan, siyasi bir darbeydi. Ardı arkası kesilmedi. Bir tek söze bile tahammül edilmedi. Ama zaman şunu çok açık gösterdi ki; ne aman dileyen var, ne inandığı demokratik, özgürlükçü, barışçıl bir gelecek arayışından cayan var” dedi.
ÖZKAN: DEMOKRATİK ZEMİNDE BİR ARAYA GELİNMELİ
“Ortak geleceğin inşası zor değildir” diyen Burcu Çelik Özkan, “Yakın tarihe baktığımızda bugün çözüm olarak dayatılan politikaların daha ağır çözümsüzlük doğurduğu her kesimce kabul edilmelidir. Bu anlamda Türkiye halklarının amacı ortak yaşam ve birliktelik olmalıdır. Bunun için de bütün ‘ama’lar bütün ‘fakat’lar bir kenara bırakılmalı ve demokratik bir zeminde bir araya gelinmelidir” ifadelerini kullandı.
BALUKEN: BÜTÜN ARKADAŞLARIMIZ BARIŞ İRADESİNDE ISRAR ETTİ
Tutuklamaların hukuksuz olduğu belirten İdris Baluken, şöyle devam etti:
“Zindanlara atılan bütün arkadaşlarımız demokratik siyaset ve barış iradesindeki ısrarlarını ortaya koymuşlardır. Aradan geçen 2 yıllık süre, hem içeride hem dışarıda bizim, partimizin, halkımızın umudunu, inancını, kararlılığını büyütmüş; demokrasi ve özgürlük mücadelesine olan bağlılığını tarih sayfalarına şimdiden not etmiştir. Düşüncelerden korkarak, baskı ve zor yöntemleri ile iktidarını sürdürmeye çalışanların hazin sonları tarih sayfalarında fazlasıyla mevcuttur.”
DEMİREL VE IRMAK: KÜRT SORUNU ANCAK MAHKEMELERDE KONUŞULABİLİYOR
Kandıra Cezaevi’nde bulunan Çağlar Demirel ve Selma Irmak da ortak mesaj yayınladı:
“Kürt sorunu, dün olduğu gibi bugün de, ancak mahkeme salonlarında ve siyasetin emrinde olan yargı karşısında konuşulabilmektedir. Bugün Türkiye’de yaşanan ekonomik, siyasal ve politik krizin yapısal hali buradan kaynaklanmaktadır.
Tutuklu siyasetçiler olarak çağrımız şudur ki; ‘Baskı ve sindirme yöntemi sonuç almamış, ülkeyi bir uçuruma sürüklemiştir. Bir an önce, bu uçurumun ucundan dönülmeli, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılarak özgürlük ve güvenlik koşulları sağlanmalı, demokratik çözüm ve müzakere sürecine geri dönülmelidir.’ Halkımıza, kadın arkadaşlarımıza ve gençlerimize mesajımız; ‘Direnmeden vazgeçilmediği sürece başarmak mümkündür. Direneceğiz ve başaracağız.'” (DUVAR)