HDP Sözcüsü Bilgen, yargısal bir süreç olarak teknik, hukuki tartışmaların anlamını tümüyle yitirdiğini belirterek, "İl, ilçe eş başkanlarımız doğrudan doğruya operasyonlarla gözaltına alınması, tutuklanması, siyasetten tasfiye etmek içindir. Siyasetçilerimizin, partililerimizin yönelim ve baskıya maruz bırakılması içinde bulunduğumuz süreçte bir karşı duruşu bir muhalefet imkanının ortadan kaldırmaya yöneliktir" dedi.
'HALKIN İRADESİ YOK SAYILIYOR'
İktidarın, karşısında etkili muhalefet yapan bir özne istemediğini belirten Bilgen, "Başkanlık ve buna dair gerçekleştirilecek olan referandumda karşısında engel istemiyor. HDP'lilere yönelik bu tutum aynı zamanda halkın iradesini yok saymaktır. Belediye başkanları, meclis üyeleri, milletvekilleri sadece bir siyasi görüşü temsil etmezler. Aynı zamanda bir toplumu, bir halkı temsin ederler. Türkiye'de demokrasinin de milli iradenin de fiilen ortadan kaldırması, dışlanması onların temsil ettiği halkı yok saymaktır" diye konuştu.
'İNKAR VE RET YENİDEN TEZAHÜR ETTİ'
HDP'lilere yönelik tutuklamaların toplumda dışlanma duygusunu yarattığını söyleyen Bilgen, "Açık bir biçimde görünüyor ki geçmişteki ret ve inkar politikası yeniden tezahür etmiş ve toplumda yok sayılma psikolojisi yaratılmıştır" ifadesinde bulundu. Var olan anayasal düzen içinde sorunların aşılmasının imkansız hale geldiğini vurgulayan Bilgen, "Cizre'de, Sur'da sadece siyasi engellemeler, yasaklamalar değil yaşam hakkını bile ortadan kaldıran bir politika izlenmesinin ardından kayyum atamalar, milletvekillilerin tutuklanması demokrasi mücadelesinin yürütülmesine yönelik engel algısı yaratıyor" dedi.
'TOPLUM KUTUPLAŞIYOR'
AKP'nin izlediği siyaset sonucu toplumun kutuplaştığını ve demokrasiye olan inancın toplum tarafından sorgulandığını söyleyen Bilgen, "Demokrasi mücadelesi verdiğimiz bu platformlar bize lütuf değil, mücadele ile kazandığımızın bilincinde olalım" diye konuştu.
TAŞDEMİR: AMAÇ ORTAK RUHU, DURUŞU YOK ETMEK
HDP Ağrı Milletvekilli Dirayet Taşdemir ise 7 Haziran'da başlayan sürecin devam ettiğine işaret etti. HDP'nin, Türkiye tarihindeki tekçi zihniyete ve hükümetlerin asimilasyon politikalarına karşı tercih olarak ortaya çıkmasının iktidarı rahatsız ettiğini belirten Taşdemir, "HDP yönelik hazırlanan konseptin amacı halkları bir araya toplayan söylemi, duruşu, ruhu yok etmektir. Bu yüzden çok ciddi karalama ve alg operasyonlarına maruz kaldık. Parti binalarımızın ve mitinglerimizin bombalanmasıyla başlayan bu konsept eşbaşkanlarımızın, yöneticilerimizin tutuklanmasına kadar ulaştı" diye konuştu.
'4 BİN KİŞİ TUTUKLANDI'
HDP'nin, diktatörlüğe giden bir rejimi inşa eden AKP önünde engel olduğu için tavsiye edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Taşdemir, şöyle devam etti: "Eşbaşkanlarımız, milletvekillilerimiz, PM, MYK, akademisyen, gazeteci, HDP'ye sempati duyanlar, bu çizgide birleşen farklılıklar, kadınlar emekçiler hedef haline getirildi. Yaklaşık 4000 kişi tutuklanarak tasfiye edilmeye çalışıldı. Bunun sebebi ise AKP hükümetinin yaratmak istediği sistemdir. Çünkü tek adamdan başlayan ve diktatörlüğe giden bir rejim inşa ediyor. Ülkenin kodları, mekanizmaları değiştiriliyor. Bu durumu deşifre edebilen dik duran ve siyaset yapabilen tek yapı olan HDP gözaltı ve tutuklamalar ile ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.”
ÜLKE 14 YIL GERİYE GİTTİ
Ortadoğu politikasının öngörüsüzlük nedeniyle iflas ettiğini, ekonominin kötüye gittiğini belirten Dirayet Taşdemir “Ülkede ekonomik kriz var ve bu iktidarın, bu siyaseti toplumsal anlamda 14 yıl geri götürdü. İç ve dış politikalarına varana dek başarısız bir siyaset sergiledi. Bu başarısızlığın sorumluluğunu almamak ve hesap vermemek için algı operasyonu yapıyor” diye konuştu. / Evrensel