ŞemdinliHaber

BDP'li Beştaş: Kürtler duvarlarınızı tanımıyor!

Politika

BDP Eş Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, AKP’nin yürüttüğü politikalarla Kürtleri tehdit ettiğini belirterek “AKP Rojava'da ve Kuzey'de Kürtleri tehdit ediyor.

Almanya'nın Köln kentinde yapılan 'Taksim-Ve Sonrası' konferansında konuşan BDP Eş Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, AKP’nin yürüttüğü politikalarla Kürtleri tehdit ettiğini belirterek “AKP Rojava'da ve Kuzey'de Kürtleri tehdit ediyor. Sınırlar çizerek duvarlar örüyor. Biz açık ve net söylüyoruz; hiç bir duvarı tanımıyoruz. Bunu iyi anlayın” dedi. 

Merkezi Almanya'nın Köln kentinde bulunan Almanya Türkiye İnsan Hakları Derneği’nin (TUDAY) ve Rosa Luxemburg Vakfı tarafından Türkiye'de yaşanan gelişmelere ışık tutmak amacıyla "Taksim-Ve Sonrası" konferansında "Gezi Direnişi" AKP'nin Kürt politikaları ve “Türkiye'nin Rojava ile dış politikaları” ele alınarak tartışıldı. Dün gün boyu devam eden konferansın öğleden sonraki bölümünde "AKP hükümetinin yeni Osmanlı yaratma hırsı ve bunun iç ve dış politikaları yetkileri" isimli oturumda Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkanı Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Gazteci Nuray Mert, Cumhuriyet Halk Partisi CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu konuştu. "Yeni Anayasa taslağı-yeni bir düzen için talepler" isimli oturumda ise Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Andrej Hunko hazır bulundu.

Konferansta Meral Danış Beştaş,Türkiye'nin dış politikaları Kürt düşmanlığı üzerinde şekillendiğini belirtirken Nuray Mert ise Kürtçenin kamu dili olması gerektiğini söyledi. Prof. Buşra Eraslanlı da yaptığı konuşmada Türkiye'de tek ve merkeziyetçi örgütleme yanılgısı olduğunu söylerken Sengin Tanrıkulu da kendisine ayrılan konuşmasının büyük bir bölümünü dinleyicilerden gelen eleştirilere karşı CHP'yi savunmaya ayırdı. 

BEŞTAŞ:AKP KÜRT DÜŞMANLIĞI YAPIYOR

Murat Çakır'ın moderatörlüğünü yaptığı "AKP hükümetinin yeni Osmanlı yaratma hırsı ve bunun iç ve dış politikaları yetkileri" isimli oturumda konuşan BDP Eş Başkanı Yardımcısı Meral Danış Beştaş, AKP 2002 yılında dış politikada sıfır sorun sloganıyla iktidara geldiğini belirterek "Şu anda sıfır dost ile karşı karşıya. Bu da Ortadoğu ve dış politikadaki yanlış hesaplardan kaynaklanıyor. Bir Osmanlı İmparatorluğu geleneğinin yaklaşımı var. İslam ve Türkçülük politikalarıyla yayılma ve işgal kültürü söz konusu" dedi. 

AKP'nin dış politikası Kürt düşmanlığı üzerinde şekillendiğine dikkat çeken Beştaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "AKP'nin dış politikasında sadece Rojava'da Kürt karşıtlığı yok. Genel Kürt karşıtlığı var. Bunu Roj Tv'nin kapatılmasında, Paris'te katledilen 3 devrimci Kürt kadının cinayetinde ve yine AB'nin PKK'yi terör listesine alınması yönünde yapılan faaliyetlerinde açık ve net görüyoruz. Amaç Kürtlerin mücadelesini uluslararası alanda kısıtlayarak içeriyle paralel bir politika sergilemektir. PYD'ye karşı çıkıyor Kürtlerin Rojava'da yaratmak istediği devrimi boğmak istiyor. Bunu El-Kaide ve El Nusra eliyle yapıyor. O yetmiyor bir de sınır hattında Kürtler arasında duvar örüyor. Biz defalarca bunu dile getirdik sınırlar bizi bağlamıyor. Hiç bir Kürt sınır ve duvarı tanımıyor. Çünkü Kürtler artık her yönüyle bir birliği yaşıyor."

Türkiye'nin Güney Kürdistan ilişkilerine de değinen Meral Danış Beştaş bunu da ekonomik çıkarlara bağlayarak" Türkiye Güney Kürdistan'ı ekonomik olarak işgal etmiştir. Oraya gittiğinizde kendinizi İstanbul'da görürsünüz" diye konuştu.

'AKP KÜRTLERİ TEHDİT EDİYOR'

Beştaş AKP'nin kamuoyuna açıkladığı paketi de değerlendirerek "Türk başbakanı Erdoğan'ın açıklamasında bir tek Kürt sözcüğü geçmemiştir. Kürt ve Kürdistan Türkiye'nin korkulu rüyası olmuştur. AKP Kürtlere küçük şeyler vererek kandırıyor. Paket boş çıktı. Açıklananı zaten Kürtler bunu yıllardır fiiliyatta yapıyorlardı. Bu yeni birşey değil ki. Ama bu yolla adeta makyaj yapıyor. Dünya ve Avrupa kamuoyunu da böylece kandırmaya çalışıyor. Bugün herkes AKP'nin gerçek niyetini biliyor. Şu anda binlerce siyasetçi ve BDP'li tutuklu. Muhalefet baskıyla karşı karşıya. AKP Kürtleri tehdit ediyor. Eş başkanımıza yönelik tavrı açık ve net bir tehdittir. Sen kimsin ki Kürtlerin temsilcisini tehdit ediyorsun. Senin gücün yeter mi buna. Eğer senin tehditlerine boyun eğseydik şuanda evimizde otururduk" diyerek tepkisi gösterdi.

 MERT: İKTİDAR KÜRT SORUNUNU ANLAMIYOR

Yazar Nuray Mert de AKP'nin dış politikası Osmanlı İmparatorluğu'na bir arzu ve istem olduğunu belirterek "Bu yayılmacı bir siyaset anlayışıdır. Bu politikalar 1950 yıllarından sonra gelişen sağ İslamcı anlayış olarak doğdu. Bu Türk ve Sünni vurgulu bir referanstır. Yayılmacı bir Türk milletçiliğidir. Eski Osmanlı toprakları üzerine hak iddia etmektedir. İslam topraklarında liderlik etme anlayışıdır" dedi. Mert, R. Tayyip Erdoğan'ın "Geçmişte Beşar Esad ile arası iyiyiydi" düşüncesine katılmadığını ifade ederek Erdoğan ile Esad'ı bir araya getiren ortak noktanın Kürt düşmanlığı olduğunu söyledi. PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından Türkiye'de Kürt sorunun çözümü için başlattığı sürece de değinen Nuray Mert konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sürecin bu noktaya gelmesinin nedeni iktidardır. Bana göre iktidar Kürt sorununu anlamıyor. Kendi çıkarları dışında sorunu kavramış değil. Kürt sorunun çözümü Kürtlerin siyasi bir statü kazanmasıyla olur. Bu konuda Kürt tarafı demokratik özerklikle barış teklifi yapmıştır. Çözüm bu teklifi kabul etmekten geçer. Bunun dışında gerilim ve çatışma yaratmaktan başka birşey değildir." Mert, AKP'nin paketindeki ana dil maddesini de eleştirerek "Kürtçenin kamu dili olması için ciddi bir çalışma gerekiyor. Bu sadece özel okullarla olunacak birşey değil" dedi. 

SORULAR TANRIKULU'YU TERLETTİ

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da moderatör Murat Çakır'ın "CHP'nin Türkiye dış politikaları ulusal güvenlik çerçevesinde ele alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi: "Dış politikalarla CHP'yi değerlendirecek olursak eksik kalır. Parti programı ve hazırladığı birçok çalışma ile değerlendirmek gerekiyor. CHP Sosyalist Enternasyonal ile paralelde dış politika yapmak istiyor. Ancak beceremiyor. Çünkü CHP içerisinde bir çok anlayış var. Bunu aşmaya çalışıyoruz."

Sezgin Tanrıkulu CHP'yi yeniden sol ve demokratik bir kimlikle buluşturmak istediklerini belirterek" Bunun çabasındayız. Ancak bunu becerebilirmiyiz onu bilmiyoruz. Şu anda iki Türkiye var. Biz CHP olarak bir program ile Türkiye'yi birleştirmeye çalışıyoruz" dedi. Tanrıkulu, AKP'nin Rojava politikasını da eleştirerek CHP'nin Suriye politikalarını savundu. 

Tanrıkulu, oturumun soru- cevap bölümünde ise "CHP BDP ve HDP ile itifak yapar mı?" sorusuna ise "Bizim öyle bir fantezimiz yok. BDP'nin yapmadığını CHP yapıyor. Bütün uçları buluşturmaya çalışıyor" diye cevaplarken gelen birçok eleştirisel sorulara karşı da cevap verdi.

Bunun üzerine söz alan BDP'li Meral Danış Beştaş ise "CHP her şeyden önce parti olacak mı olmayacak mı ona karar versin. Biz CHP'nin daha iyi ve muhalefet olmasını isterdik. Ancak ne yazık ki bugün CHP MHP ve İşçi Partisi ile aynı tarafta yer alıyor. Biz ırkçılarla aynı tarafta yer alamayız" diyerek eleştiri oklarını Tanrıkulu'ya yöneltti. 

PROF.ERASLANLI: TEK DİL VE TEK BAYRAK ZİHNİYETİ VAR

"Yeni Anayasa taslağı-yeni bir düzen için talepler" isimli oturumda söz alan Prof. Buşra Eraslanlı, AKP iktidarıyla birlikte Türkiye'de tek partililik yaşandığını belirterek "Tek ve merkezci örgütleme yanılgısı yaratılıyor. AKP ve Erdoğan yüzde 50 ile yetinmiyor. Şimdi de yüzde 75 diyor. Bu muhalefete ve farklı düşüncelere tahammülsüzlüğü gösteriyor. Halbuki partiler toplumların talepleri yerine getirmek zorunda. Ama Türkiye'de tam tersi bir durum yaşanıyor" dedi. AKP'nin anadil ile ilgili politikalarını da eleştiren Prof. Ersanlı şunları söyledi: "Yaşananlara bakılacak olursak gülünçtür. Bu da tek dil tek bayrak ve tek millet zihniyetinden geliyor." 

PROF. KABOĞLU: PAKET KÜRTLERE LÜTÜF GİBİ SUNULDU

Prof. İbrahim Kaboğlu da konuşmasında yeni anayasanın nasıl olunması gerektiğine vurgu yaptı. Prof. Kaboğlu 21. yüzyılın anayasası kimlik inanç kapsayıcı ve özgür yurttaşlığı içeren bir anayasa olması gerektiğini belirterek "Ancak açılan paketlerdeki maddelerin her biri 1982 anayasasının çok gerisinde. Bu sadece iktidarı kalıcılaştırmak için hazırlanmış anayasadır. Kürtlere verilen haklar sanki lütufmuş gibi sunuldu. Halbuki 2002 yılının yarısındaki Kürt dili serbestliği yer alıyor. Bu pakette ise sadece örtü çıktı diyebiliriz" diyerek AKP'yi eleştirdi. 

HUNKO: PKK KRİMİNALİZE EDİLİYOR

Sol Parti Avrupa Parlamentosu Milletvekili Andrej Hunko ise konuşmasında Türkiye'de vatandaşlık hukukunun olmadığını ifade ederek "Türkiye'de insanlar özgür değil. Ciddi bir baskıyla karşı karşıyadır. Bu günümüzde de devam ediyor" dedi. Avrupa Birliği'ni (AB) eleştiren Hunko şunları söyledi: "AB insanların haklarını yeterince korumuyor. Bu konuda çok kötü bir karneye sahip. Bunu kendi çıkarları için kullanıyor. Özellikle Kürtler baskı altında. Kurumları ve dernekleri bir gözetim altında. Yine PKK terör listesine alınarak kriminalize edilmek isteniliyor." / anf

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.