Kamuoyunda "Yeni Yargı Paketi" olarak bilinen, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı, Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Kanunda, hasta tutsakların tahliyesine ilişkin yeterli bir düzenleme yapılmadı. Tahliyeler için sadece, "toplum güvenliği bakımından tehlikelilik" unsuruna "ağır ve somut bir tehlike" kriteri eklendi.
'İHTİYACI KARŞILAMAZ'
ANF'ye açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Söz konusu düzenleme hiçbir şekilde ihtiyacı karşılamaz; hasta tutsaklarla ilgili tedavi ve tahliyelerin önünü açmaz. Adli Tıp Kurumu'nun 'cezaevinde kalamaz' raporu verdiği tutsakların, Savcılık tarafından 'toplum güvenliği için tehlike arz ediyor' raporu vermesiyle ilgili olarak, sadece somut ve ağır gerekçe isteyen bir durumdur. Bu gruptaki arkadaşlar dışında kalan, Adli Tıp Kurumu'nun ağır sağlık problemleri olmasına rağmen 'cezaevinde kalabilir' raporu verdiği ya da üniversite ve devlet hastanelerinden 'cezaevinde kalamaz' raporu olduğu halde yine Adli Tıp'tan siyasi bir şekilde rapor verilen hastalar için yeterli bir şey yok" diye konuştu.
HDP'NİN BEKLENTİLERİ NELER?
"Böylesi bir düzenleme için yasaya da gerek yok" diyen Baluken, sadece Savcılık ve kolluğun art niyetli yorumunun pratik olarak önüne geçilebileceğini belirtti. Baluken, beklentilerini ise şöyle sıraladı:
"Ağır hasta olan tüm tutsakların -bunların sayısı 252 civarında-, her an ağırlaşabilecek ve ölebilecek tutsakların tahliye ve tedavilerinin önünü açacak düzenleme yapılmalı. Hasta arkadaşlarla ilgili değerlendirme raporları için üniversite hastanelerinin ve tam teşekküllü eğitim araştırma hastanelerinin verdikleri raporların geçerli sayılması gerekiyor. Ağır psikolojik rahatsızlığı olanların bu bahsetmiş olduğumuz karar süreçlerine, prosedürlere takılmadan tahliye edilmeleri gerekiyor. Yine tutuklama kararı sırasında gebe olan ya da yeni doğum yapmış olan hasta tutsaklarla ilgili de tahliyelerin önünün açılması lazım."
Baluken, "Bu getirilen düzenleme sadece Adli Tıp'ın 'cezaevinde kalamaz' raporu verdiği ve Savcı ile kolluğun da 'toplum güvenliğini tehlikeye atıyor' dediği mekanizmaya düzenleme getiriyor. Bu, zaten utanç vericiydi. 20 yıl cezaevinde yatan birinin toplum için tehlike teşkil edip etmediği emniyet mensubundan öğrenilemez" diye ekledi.
'ADIM ATIYORMUŞ GİBİ GÖSTERMEK ETİK DIŞI'
Baluken, Başbakan Yardımcısı ve diğer bazı hükümet yetkilileriyle görüştüklerinde kendilerine hasta tutsaklar sorununun çözüleceği sözünün verildiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Şimdi bunu uyduruk bir yasal tanım üzerinden, sanki adım atıyormuş gibi göstermek son derece yanlış ve etik dışıdır. 'Çözüm süreci' yürüyecekse, hasta arkadaşlarla ilgili pratik olarak tahliyelerin derhal yapılması gerekiyor. Mevcut yasal sistem içinde de yapılacağı düşünülüyorsa bir an önce bunun işletilmesi gerekiyor. Hükümet, eğer yasal mevzuatın yeterli olmadığını düşünüyorsa, Meclis kapanmadan bu işle ilgili mutlaka bir düzenlemenin getirilmesini bekliyoruz. Olay biraz da zihniyetle alakalı. Yani gerekirse lokal bazı direnç noktaları kırılabilirse tamamının tahliyesi sağlanabilir."
'GÜVEN KIRINTILARI BERHAVA OLUR'
Baluken, hasta tutsaklar sorununun sadece "çözüm süreci" ile değil; insani, vicdani, ahlaki olarak bir öneminin olduğuna dikkat çekerek, "Hükümet insani, vicdani, ahlaki bir konuda bile adım atmayacaksa, tabii ki var olan güven kırıntıları berhava olur" dedi. / anf