Anayasa Mahkemesi’nin Ayşe öğretmen kararının ardından gözler yakın dönemde kamuoyunda çokça tartışılan TTB Merkez Konseyi yöneticilerine verilen hapis cezasına ve ‘Barış Bildirisi’ni imzalayan akademisyenlere ilişkin davalara çevrildi. CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, TTB avukatı Ziynet Özçelik ve Ayşe Çelik’in avukatı Mahsuni Karaman ile Anaysa Mahkemesi’nin Ayşe öğretmen kararının hekimleri ve akademisyenleri nasıl etkileyeceği üzerine konuştuk.
HEKİMLERE VE AKADEMİSYENLERE HAPİS CEZASI
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi’nin 2016-2018 dönemi üyesi 11 hekim, Afrin Operasyonu’na ilişkin “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklamaları ve “Dünya Barış Günü”ndeki açıklamaları nedeniyle “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla 20 ay hapis cezası aldı. Hekimlerin dosyası istinaf mahkemesinde görüşülecek.
“Barış Bildirisi”ni imzalayan ve haklarında “Terör örgütü propagandası yapmak” ve TCK’nin 301’inci maddesindeki “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlarından davalar açılan akademisyenlerin yargılamaları da devam ediyor. “Barış Bildirisi” imzacısı Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı ve cezaevine giren ilk imzacı akademisyen oldu.
‘KURULAN TEZGAHI ALT ÜST EDİCİ BİR KARAR’
OHAL döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen ‘Barış Bildirisi’ imzacısı CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, AYM’nin Ayşe öğretmen kararına ilişkin, “Barış akademisyenleri davalarında kurulan tezgahı alt üst edici bir karardır ve bu açıdan çok olumlu bir karar olarak değerlendiriyorum. Türkiye’de son yıllarda yaşanan ve özellikle ilk derece mahkemelerinin her türlü açıklamayı, hükümete yönelik eleştirileri, güney doğuya yönelik açıklamaları terör propagandası sayan ve cezalandıran kararları karşısında önemli bir karar” dedi.
‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÇERÇEVESİ ÇİZİLİYOR’
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın TTB yöneticileri ve “Barış Bildirisi” imzacısı akademisyenler için de emsal oluşturduğunu belirten Kaboğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu karar esasen barış akademisyenleri adını verdiğimiz davalar zincirini etkileyicidir. Aynı zamanda ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ açıklaması yapan ve ceza alan TTB Merkez Konsey üyelerine yönelik davayı ve mahkumiyeti de etkileyecek bir karardır. TTB’nin bu kararı istinaf mahkemesine sunmak suretiyle Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı bozması konusunda talepte bulunması gerekiyor. Barış akademisyenleri davasını dikkate aldığımızda kimisi 301’den, çoğu Ayşe Çelik’te olduğu gibi terör örgütü propagandası yapmaktan yargılanıyor. Bu kararla ifade özgürlüğünün çerçevesi çiziliyor. Mahkemelerin, farklı maddelerden cezalar verilse dâhi Anayasa Mahkemesi’nin çizmiş olduğu ifade özgürlüğü alanını ölçü alması gerekiyor. ”
‘İSTİNAFIN TTB YÖNETİCİLERİNE VERDİĞİ CEZALARI KALDIRACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ’
Yaptıkları açıklamalar nedeniyle hapis cezası alan TTB Merkez Konsey üyesi hekimlerin avukatı Ziynet Özçelik, mahkemenin gerekçeli kararını beklediklerini kısa istinaf dilekçesini ise sunduklarını söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin Ayşe öğretmen kararının ardından hekimlerin dosyasını görüşecek istinaf mahkemesinin verilen cezaları kaldıracağını düşündüklerini aktaran Özçelik şunları kaydetti:
“Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının ardından istinaf mahkemesinin TTB yöneticilerine verilen cezaları kaldıracağını düşünüyoruz. İstinaf sonucuna göre Anayasa Mahkemesi’ne başvurabiliriz, olağan yolu tüketeceğiz. Anayasa Mahkemesi bu kararıyla yargıçlara, yargıçlık hukukuna, mahkemelere yani varlık nedenlerine aykırı davrandıklarını söyleyip buna uygun davranmalarını belirtti. Kararın özü budur. Bugün Kürt sorunu konuşulabilir yarın başka bir konu konuşulabilir. Mesele yargıçların yargıçlık hukukuna ve yargılama hukukuna aykırı davranması. Bu karar da bunu söylüyor.”
‘DÜŞÜNCELERİNİ İFADE ETTİĞİ İÇİN YARGILANAN BİREYLER AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ ŞEYLER SÖYLÜYOR’
AYM’nin Ayşe öğretmen kararının ifade özgürlüğüyle ilgili çok sayıda dosyayı etkileyeceğini belirten Özçelik sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu karar, TTB’nin açıklamaları açısından, barış akademisyenleri de dahil düşüncelerini ifade ettiği için yargılanan bireyler açısından çok önemli şeyler söylüyor. Mahkemelerin dosyalardaki kanıtlardan bağımsız, savcıların iddianamesini esas alıp niyet okumaya dayalı karar almalarına yönelik önemli tespitte bulunuyor karar. Her ne kadar bunu açıkça belirtmemişse de karardan bu çıkarılıyor. Mahkemelere, ‘Eğer düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasına ilişkin hukuka uygunluk nedenlerini saptayacaksanız bunun kanıtlarını açıkça göstermek zorundasınız’ diyor.”
‘BU KARARI VERENLERİN TTB YÖNETİCİLERİ VE BARIŞ AKADEMİSYENLERİ DAVALARINA DA TEMAS ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’
AYM’nin Ayşe öğretmen kararını “Propaganda suçunun asgari standartını ortaya koyan bir karar” olarak niteleyen Ayşe Çelik’in avukatı Mahsuni Karaman ise şunları söyledi:
“Bu kararı verenlerin sadece Ayşe Çelik açısından değil, hem TTB yöneticileri hem de barış akademisyenleri davalarına da temas ettiğini düşünüyorum. Bunlara yönelik bir karar olduğunu ve o davaları da etkileyeceğini düşünüyorum. Ayşe Çelik dosyasının derece mahkemelerinde ve istinafta tartışılmaması bu saatten sonra mümkün mü? Bu karar TTB Merkez Konsey üyeleriyle ilgili başvurulacak istinafta kullanılacak bir karar. Diğer taraftan barış akademisyenleriyle ilgili süren davalarda dosyalarda tüm meslektaşlarımız güncel olarak bu kararı kullanacaklardır.” / DUVAR