Arınç, ilk kitabın adının ‘Küçük Erbakan’ olmasıyla ilgili bilgi verirken, “Kitabın adını ‘Küçük Erbakan’ olarak koydular. Çünkü ben hitabetiyle ünlenmiş bir insanım. Gençliğimden beri, Meclis konuşmalarımda ve diğerlerinde Necmettin Erbakan gibi benim de hitabetim çok beğenilirdi. Gittiğimiz yerlerde bana, ‘Küçük Erbakan’, ‘Mücahit Bülent’ dendiğini çok iyi biliyorum. Arkadaşlar, ‘Madem o dönem ağırlık olarak Erbakan ve Milli Görüş’e yönelik hatıralar anlatılacak, o zaman kitabın adı Küçük Erbakan olsun’ dediler. Kapağına da benim 12- 13 yaşlarında evimizin kedisi ile birlikte çektirdiğim fotoğrafı koydular. Hem ‘Küçük Erbakan’ hem ‘Küçük Bülent’ gibi bir güzel fotoğraf oldu. Umarım Türk siyaset hayatına güzel bir hatıra kitabı olacak” ifadelerini kullandı.
‘SİYASET BENİ BIRAKTI’
Aktif siyaseti bırakan Arınç, şimdi ‘arabuluculuk’ ve ‘hukuk danışmanlığı’ yaptığını söyleyerek şöyle devam etti: “Aktif siyaseti bıraktım. Aslında siyaset de beni bıraktı. Her şey aktif milletvekilliği, Meclis Başkanlığı ile ilgili değil, siyaset çok daha geniş bir kavram. Türkiye’de herkes siyaset konuşur aslında. Hayat pahalılığından şikayet eden bir insandan, ‘bu sistem iyi mi kötü mü, siyasetteki üslup iyi mi kötü mü, ayrıştırıcı mı birleştirici mi?’ bunları konuşan insan siyaset yapıyor aslında. Ben aktif olan kısmını bitirdim. Ama ben bulunduğum her ortamda ülkenin gidişatı ile ilgili bilgim, düşüncem varsa konuşuyorum. Ama bunu, ‘AK Partili olma’ hüviyetini muhafaza ederek yapıyorum. Yaptığım ikinci bir şey daha var. Ben iyi bir hukukçuydum, bununla iftihar ederim. Çok iyi bir avukat ve hukukçuyum. Burada tevazuya gerek yok. 22- 23 yıllık avukatlık yapmış bir insandım. Şimdi arabuluculuk yapıyorum, avukatlık yapmıyorum. Çok istememe rağmen avukatlık yapamıyorum. Bunun da bazı sebepleri var. Hukuk danışmanlığı yapıyorum. Çok mutluyum.”
‘ONLARA DEĞER VERİLMELİ’
Arınç, 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun yeni parti kurma hazırlığı içeresinde olduklarına ilişkin iddialarla ilgili de şöyle dedi: “Bugün bunlar çok yazılıp konuşuluyor. Ben AK Partiliyim ve AK Partili olmaya devam edeceğim. Ben onların içerisinde bulunduğu şartları çok iyi bilen ve onların hukukunu gözetmeye çok gayret eden bir insanım. Onların yaşadıklarını Türkiye’de başkaları yaşasaydı daha farklı tepkiler verirlerdi. Ben herkesin hem özel hayatına hem kişiliğine saygı duyulmasını istiyorum. Bu partide en küçük hizmeti yapmış olandan en büyük hizmetleri yapmış olanlara kadar, reddedilmeden, üstü kapatılmadan, trollerin ağzında parçalanmaya götürülmeden herkese kucak açılması ve onlara değer verilmesini arzu ediyorum. Bu yapılmazsa bu dedikoduların arkası kesilmez. Herkes her şeyi söyler. Ben arkadaşlarımı seviyorum. Ben AK Parti’den kim ayrıldıysa arkasından ‘Oh oldu, ne iyi oldu da gittiler’ dememiş bir insanım.”
AK Parti’den kopan isimlerin yeni bir parti kuracaklarına ihtimal vermediğini ifade eden Arınç, “Affetmeyeceğim bir tek şey var; AK Parti’nin karşısında bir başka parti kurup da, onunla AK Parti ile mücadele etmeye yeltenmeleri affedilecek bir şey değildir. Ama ayrılmıştır, AK Parti’ye olan küskünlüğü oluşmuştur. Ama kendi değerini muhafaza etmiştir, buna saygı duymalı. Ve onların AK Parti ile bütünleşmesini temin edecek tedbirler alınmalıdır. Benim, bu yaşımdan sonra artık bana bu şerefleri bahşeden partiye ve Genel Başkana bağlı olmaktan başka bir seçeneğim yok ve bunu da şerefle taşıyacağım” diye konuştu. (ANKARA-DHA)