Bu yılki raporun özelliği, AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınması için Avrupa Komisyonu’na çağrısı yapılması. Bununla birlikte, parlamentodaki sağ, aşırı sağ ve AB karşıtı grupların çoğunluğu müzakerelerin askıya alınması önerisini yeterli bulmuyor; bu gruplar söz konusu çağrıda ‘üyelik müzakerelerinin askıya alınması’ değil, ‘sürecin tamamen sonlandırılması’ ve ‘Türkiye’nin adaylık statüsünün geri alınması’ ifadelerinin kullanılmasını istiyor.
KATİ PİRİ’DEN AVRUPALI LİDERLERE ELEŞTİRİ
Kati Piri, oylama öncesinde düzenlediği basın toplantısında Avrupalı liderleri ‘Türkiye’deki insan hakları ihlalleri karşısında sessiz kalmakla’ suçladı; Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye tek gösterdiği vakaların kendi vatandaşlarının gözaltına alındığı durumlar olduğu eleştirisi getirdi.
YENİ STRATEJİ ÇAĞRISI: ELİNİZDEKİ ARAÇLARI KULLANIN
Piri, Avrupa Komisyonu’na Türkiye’de insan hakları ihlallerinin engellenmesi için yeni bir strateji geliştirmeye de çağırdı. Piri, ‘AB’nin şu an müzakereleri fiilen dondurmanın ötesine geçmediğini; gümrük birliği, fonlar ve başka araçlar ile Türkiye üzerinde insan hakları ihlallerinin engellenmesi için baskı kurmanın mümkün olduğunu’ söyledi.
KAVALA VURGUSU
Piri, Gezi iddianamesine de değindi; 498 gündür hapiste olan iş insanı Osman Kavala ve 16 kişinin ‘hükümeti devirmek’le suçlandığı iddianameyi ‘Erdoğan muhaliflerine karşı cadı avının parçası’ diye niteledi. Piri, “Türkiye’de demokrasinin düştüğü durum bu” ifadelerini kullandı.
Piri, Türkiye’de ‘artık yargı bağımsızlığı ve medya özgürlüğü’ olmadığını da belirtti.
Piri’nin raporunun kabul edilmesi halinde, Avrupa Parlamentosu ilk kez üyelik sürecindeki bir aday ülkeyle müzakerelerin askıya alınması çağrısı yapmış olacak. Bununla birlikte, parlamento oylaması sembolik önem taşıyor; Komisyon üzerinde bağlayıcı yetkisi bulunmuyor. (Dış Haberler)