Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, heyet yaptıkları görüşme ardından Leyla Güven’in evinin önünde basın açıklaması yaptı. İlk olarak konuşan İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, ziyareti farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirdiklerini söyledi.
Türkdoğan, “DTK Eş Başkanı ve bir milletvekili arkadaşımız 79 günü cezaevinde olmak üzere 95 gündür süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde. Bu açlık grevi ile Türkiye hapishanelerindeki tecrit sorununa değiniyor. Özel olarak İmralı Cezaevi’nde Abdullah Öcalan ve arkadaşları üzerindeki tecride dikkat çekiyor” dedi.
TÜRKDOĞAN: HERKESİN KANUNLARA UYMASI GEREKİR
İnfaz yasasının açık olduğunu ve kanunların herkese eşit uygulanması gerektiğinin belirten Türkdoğan, “Türkiye’deki hiçbir tutuklu ve hükümlü üzerinde katı görüş yasakları, katı tecrit ve izolasyon uygulanmamalı. Hükümet ve devlet yetkililerine sık sık hatırlatıyoruz. Burası bir kanun devleti ise herkesin kanunlara uyması gerekir” diye konuştu.
Leyla Güven’in sürdürdüğü açlık grevi eyleminin bütün Türkiye tarafından görülmesi gerektiğini söyleyen Türkdoğan, “Bizler insan hakları savunucuları olarak yaşamdan ve sağlıktan yanayız. Kendisini sağlıklı bir şekilde aramızda görmek istiyoruz. Umuyorum ki; bu sese kulak verilir ve Türkiye’deki tecrit kaldırılır. Bizler de Leyla Güven ve açlık grevindeki 300’ü aşkın mahpusun sağlık haklarını korumuş oluruz” ifadelerini kullandı.
‘İLK FIRSATTA CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞMEK İSTERİZ’
Öztürk Türkdoğan, “Ziyaretleriniz sürecek mi?” sorusuna “Bu konuda daha önce Sayın Adalet Bakanı ile görüştük. İlk fırsatta Sayın Cumhurbaşkanı ile bu konuyu görüşmek isteriz. Bu tamamen hukuki bir talep. Türkiye cezaevlerinde tecridin kalkmasını istemek, infaz yasasının İmralı hapishanesine uygulanmasını istemek kadar yasal bir talep olamaz. Bu talebi yerine getirmek hükümet tarafından oldukça kolaydır” yanıtını verdi.
BAYRAMOĞLU: ÜLKEDE İNANILMAZ BİR DUYARSIZLIK VAR
Leyla Güven’i ziyaret etmelerinin nedenlerini anlatan gazeteci Ali Bayramoğlu, şunları söyledi:
“Birincisi; vicdan ve duyarsızlık. Bir milletvekili üç aydır hayatını ve bedenini, inancı veya bazı siyasi talepleri için ortaya koyuyor. İçinde bulunduğumuz ülkede ve iklimde inanılmaz bir duyarsızlık, farkında olmama, vicdansızlık hali var. Leyla hanım bu açıdan hem bir mücadelenin sembolü hem de duyarsızlığın ne noktaya gelebileceğinin sembolü. İkinci önemli olan ise siyaset. Leyla hanım katıldığım ve etkileyen cümleler kurdu. Bunları kendi kelimelerimle söylüyorum; tecridin kalkması için yola çıktım ama bugün Türkiye’nin geldiği noktada bu eylem büyük bir siyasi tecridin ve bir topluluk ve siyasetine yönelik tecridin kalkmasının simgesi haline döndü. Üçüncü boyut; saygı ve ben onun yaşamasını istiyorum. Herkesin yaşam hakkının verilecek mücadeleler için elzem olduğu açıktır.”
CAN: ÖLÜMLER YAŞANMAMALI, TÜRKİYE BUNU KALDIRMAZ
78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ise, “Kamuoyunda, hükümette Leyla hanıma karşı yeterli bir duyarlılık söz konusu değil. Leyla hanımın bu direnişi topluma yayılmaya başladı. Çeşitli sesler duyulmaya başladı. Leyla hanımın tek başına Öcalan üzerindeki tecritten çıkmaya başlamış ancak bu toplum üzerindeki genel bir tecride karşı yürütülen bir eylemdir” dedi.
Cezaevlerinde açlık grevi eylemini sürdüren tutukluların sağlık ve yaşam koşullarına dikkat çeken Can, “Cezaevlerinden ölümler gelebilecek. Seçime doğru giderken, Türkiye demokrasi açığını kapatmaya çalışırken, 300 insan açlık grevi içerisinde ciddi bir hal alması gibi bir durumu beraberinde yaşayacağız. İstemediğimiz halde, belki ölümler de olacak” ifadelerini kullandı.
Hükümete açlık grevi eylemlerinin taleplerinin karşılanması için çağrıda bulunan Can, “Bu direnişin talepleri karşılanmalıdır. Türkiye ölümleri yaşamamalıdır. 21’inci yüzyılda açlıktan ölen insanları, bir milletvekilinin ölümü yaşanmamalıdır. Tutsakların cezaevlerinde ölümünü yaşamamalıdır. Türkiye bunu kaldıramaz. Çok daha kötü sonuçlar ortaya çıkar” diye konuştu.
Ziyarete katılamayan Baskın Oran’ın mesajını aktaran Can, “İnsan hayatı ideolojinin üzerindedir. Leyla hanımı canlı istiyoruz” dedi. / DUVAR