Evrensel‘den Şerif Karataş ve Fırat Topal’a konuşan Türk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sözlerini şöyle değerlendirdi “Sonuçta bir yerel seçim. Halk, iradesini ortaya koyarak yöneticilerini, hizmet edecek olan insanları seçecek. Ama bu seçimi, bir hesaplar seçimine, referanduma dönüştüren bir anlayışla karşı karşıyayız. Hatta bunun ötesinde Cumhurbaşkanı’nın, her gün meydanlarda bu yarattığı sistemi oylatmaya yönelik bir yaklaşım içerisinde olduğunu hissediyoruz, görüyoruz. Agresif bir dille Türkiye’nin geleceğine büyük zararlar veriyor. Bir iki puan uğruna Türkiye’yi bu hale getirmenin gerçekten yazık olacağını düşünüyorum ve buna inanıyorum. Yoksulluktan, işsizlikten ve ekonominin gidişatından söz edemiyor. Beraberinde bugün Kürtleri hedef alan, Kürtleri düşman gösteren bir mantıkla seçim yürütüyor. Bu da apolitik kesimlerin elinden tutmaya yönelik bir politikadır, “Yüzde 50 benim olsun gerisi önemli değil”dir.
‘YANINA GİTMEYİN, ELİNİ TUTMAYIN DİYORLAR’
Seçim çalışmalarında devlet baskısıyla karşılaştıklarını belirten Türk şöyle devam ediyor; “İlçelerden köylere kadar, her tarafta devletin baskısıyla karşı karşıyayız. Burada AKP diye bir şey yok, devlet bunu yapıyor. Midyat’ta kaymakam çıkıyor, seçim bürolarının açılmasını engelliyor. YSK’ye itirazı yapıyoruz, buralarda büroların açılması konusunda karar alıyoruz ama bundan sonra yine o kaymakam gidip dükkanını seçim bürosu için veren adamı tehdit ediyor. Köylere gidiyor “Ahmet Türk geldiği zaman yanına gitmeyeceksiniz, merhabalaşmayacaksınız, elini tutmayacaksınız” gibi ifadeler kullanıyor. Kamu görevi yapan kaymakam, vali eğer bir partinin il başkanı gibi çalışıyorsa bu nasıl bir demokratik seçim, nasıl demokratik ortam? Ama bütün bunlara rağmen aşacağız. Halk her şeyi görüyor, halk hakemdir. Halk iradesini ortaya koyacaktır.”