Murat YETKİN /RADİKAL
Kürt paketinin açıklanması neden gecikiyor? AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik hemen düzeltiyor: “Demokrasi paketi... Kendisini yerleşik düzen karşısında öteki hisseden bütün kesimlere bir rahatlama getirmek maksadıyla hazırlanan kapsamlı bir paket olacak. Gayrimüslimler, mütedeyyin Müslümanlar, Aleviler ve Kürtler gibi pek çok kesime hitap edecek.”
Başbakan Tayyip Erdoğan dün bu paketin toplumun geniş kesimlerinin beklentilerine cevap vereceğini söyledi. Peki, bu gecikme neden? Demokratikleşme paketinin Meclis temmuzda tatile girmeden açıklanması beklentisi, araya ramazan, bayram girince ağustosa kalmış, hatta PKK ve BDP’den 1 Eylül’den önce adım atılması uyarıları gelmesine neden olmuştu. Birbiri ardından gelen ‘gelecek hafta’ açıklamaları en son dün Başbakan’ın ‘bu ayın sonuna dek bizzat açıklayacağı’ beyanına dayandı.
O arada Başbakan Erdoğan bir MİT heyetini daha İmralı’ya Abdullah Öcalan ile görüşmeye gönderdi. Bunun üzerine çıkan “Hükümet paketi Öcalan’a gösteriyor” söylentileri Başbakanlıkça yalanlandı. O arada Adalet Bakanlığı yeni bir BDP heyetine izin verdi. Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan 15 Eylül günü, ilk ziyaretin yapıldığı 3 Ocak’tan bu yana, bu yıl içindeki 10’uncu BDP heyeti olarak İmralı’ya gittiler. Bunlar hep paket için hükümete zaman kazandırdı. En son geçen hafta yapılan ‘gelecek hafta’ beyanı bu hafta, ay sonuna bırakılmış oldu.
Ancak Çelik bu durumu bir ‘gecikme’ olarak adlandırmaktan yana değil. “Redaksiyon (düzeltme) çalışmaları yapılıyor” diyor; “Belki birkaç temas daha... Sayın Başbakan bugün (dün) il ve ilçe belediye başkanlarıyla, cuma günü il başkanlarıyla bir araya gelecek. Olabildiğince çok kesimle konuşuluyor.”
BDP Eşbaşkanı Demirtaş ise “Biz paketin bir maddesini dahi görmüş değiliz” diyor; “Sadece taleplerimizi sunduk. Ayrıca ben paketin aylar önce bitirilmiş olduğunu sanıyorum. Hükümet açıklamak için zamanını bekliyor ama Türkiye’nin gündemine değil, partinin gündemine göre bekliyor. Biz olağanüstü bir paket beklemiyoruz. Tabii kendileri yine bu paketi de insanoğlunun Ay’a ayak basması kadar önemli göstereceklerdir. Ama biz 25-30 maddelik vasat bir çalışma bekliyoruz. Bunu paketin içeriğini bildiğimden değil, AKP zihniyetini bildiğimi düşündüğüm için söylüyorum.”
Çelik bu yöndeki sorulara tepkili... “Siz” diyor, “hiç BDP’nin ya da PKK’nın Kürt sorunu konusunda bu hükümetin attığı olumlu adımlardan tatmin olduğunu gördünüz mü? Kürtçe TV yayını, seçmeli ders, hangisinden memnun oldular? ‘Kürt yoktur, Kürtçe yoktur’ noktasından buralara gelindi. Attığımız adımları dikkatle, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne zarar vermeden atmak zorundayız. Bu paket Türkçüleri de Kürtçüleri de memnun etmeyebilir. Ama biz bu paketi sadece şu ya da bu kesim, şu ya da bu örgüt memnun olsun diye çıkarmıyoruz. Bu işi PKK’yı memnun etmek için de yapmıyoruz.”
Öyle görülüyor ki, özellikle son Öcalan ziyaretinden sonra BDP artık ‘demokratikleşme paketine’ ilgisini yitirmiş. Öcalan’ın ‘Yeni, format’ dediği, diyalogdan ‘siyasi müzakereye’ geçiş hedefinde. Bunun için de Öcalan’ın ‘müzakereyi’ daha iyi yürüteceği iletişim imkânları talebindeler. “Bunlar kısa dönemde sağlanmazsa” diyor.
Demirtaş, “Öcalan hükümetin işi uzatmak istediğini, kalıcı barışın sağlanamayacağını düşünüyor. Kendisinin yapacağı bir iş kalmayacağını söylüyor.”
Karışık bir tablo bu... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün deyişiyle ülkenin bir numaralı sorunu bu tablo içinde çözüm bekliyor.
Apo’yu görünce şaşıracak mıyız? Selahattin Demirtaş’a Öcalan ile çektirdikleri fotoğrafları, kendilerine verilip verilmediğini ve ne zaman yayımlanacağını sordum.
Cezaevinde çekilen fotoğraflardan kendilerine de vermiş Adalet Bakanlığı, ama bir şartla: Yayımlanmayacak.
“Biz yayımlamak isteriz ama sözümüzde duruyoruz” dedi Demirtaş; “Bakanlıktan onay gelene kadar yayımlamayacağız, ancak onay gelirse...”
Peki, görünüşü nasıl? Tarif etmesini istiyorum.
“O da yaşlanıyor tabii” dedi Demirtaş; “65 yaşlarında bir insanda hangi yaşlanma belirtileri varsa, onda da var. Saçları, bıyıkları beyazlaşmakta, değişiyor tabii..”
Öcalan’ın fotoğrafları yayımlanırsa artık karşımızda kara kaşlı, kara saçlı Öcalan olmayacak, şaşırmayalım yani.