Aynı zamanda Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin genel sekreter yardımcısı görevini de yürüten Resul, ‘Kürt halkı ahlaki tartışmayı kazandı – Dünya bizim bağımsızlığımızı kucaklamalı’başlıklı makalesinde, bağımsızlık koşullarının henüz sağlanmadığı iddiasına tepki gösterdi. Resul, “Birçok başarılı ulus bizden çok daha kötü bir noktadan başladı. Şüphecileri, bir toplumun aşırılıkçı etkileri püskürtüp olumlu olanları kucakladığında Irak’ın nasıl bir yere dönüşmüş olabileceğini görmeleri için misafirim olarak buraya davet ediyorum” dedi.
Resul makalesinde Amerikalıların bağımsızlık mücadelesiyle Kürt halkının mücadelesi arasında benzerlik kurarak, “ABD’yi dünyanın en büyük ulusu haline getiren felsefeye ve halkının gösterdiği dirence hayranlık duyuyoruz. Sizin hikâyenizi biliyoruz: Yabancı bir güve direndiniz, halkınızı birleştirdiniz ve hakikaten özgür, refah içinde bir cumhuriyet modeli kurdunuz” ifadelerini kullandı. Resul, “Bizim kendi kaderimizi tayin için meşru gerekçelerimiz, sizin 1776’daki gerekçelerinizden farklı değil. Ve Avrupa’da Brexit gibi bağımsızlık yanlısı tavırlara bakıldığında, sadece Batılı ülkelerin kendi aileleri ve gelecek nesilleri için istediği şeyi istiyoruz” diye yazdı.
‘ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE GÖRE HAKKIMIZ VAR’
Resul makalede, referandumun ‘uluslararası meşruiyetinin bulunmadığı’ tezine de şöyle yanıt verdi: “BM Şartı’ndan Montevideo Sözleşmesi’ne, uluslararası hukukun temelini oluşturan belgeler halkımızın kendi kaderini tayin hakkına sahip olduğunu tartışmasız biçimde ilan ediyor. Bu anlaşmalar, uzaktaki ülkelerin zamanlama kendileri için doğru olmadığında bir halkın temel haklarından mahrum bırakılabileceğini söylemiyor.”
‘BATI DESTEĞİ BURAYA KADAR MIYDI?’
Iraklı Kürt yetkili, Batılı ülkelerin sessizliğine de tepki gösterdi: “Kürtlere verilen Batı desteği IŞİD’e karşı savaşla başlayıp, biz kendi haklarımızı istediğimiz anda son mu buldu? Biz Irak güçleri ile İran’ın terör vekillerinin darbesiyle karşı karşıya kalırken Amerika gerçekten de sessizliği mi seçiyor?”
‘TÜRKİYE DEĞİL, BİZ KARAR VERECEĞİZ’
“Çocuklarımızın ve güvenliğimizin geleceği konusunda birleşik bir Irak’a dair hayalperest fantezi için kumar oynama çağrılarına yanıt vermeyeceğiz” diyen Resul, makalesine şu sözlerle son verdi:
“Kürdistan Bölgesi ile Irak’tan geriye kalan şeyin yolu da kaderi de her geçen gün geri döndürülemez biçimde ayrışıyor. Bizim kaderimize ne İran ve Türkiye gibi bölgesel aktörler, ne de küresel çıkarlar karar verecek. Kaderimiz sadece bizim elimizde. Dünyanın bunu kabul etmesinin vakti geldi. Kürt halkının, önümüzdeki parlak, bağımsız geleceği resmen kucaklamaya başlamasının vakti geldi.” (Dış Haberler)