AKP hükümetinin 1 yıllık süreyi kapsayan savaş tezkeresinin görüşüldüğü oturuma ses sistemindeki problem nedeniyle verilen kısa aranın ardından HDP vekillerinin sunduğu araştırma önergelerinin okunmasıyla devam edildi. Araştırma önergelerinde Kürt sorunu boyunca özellikle Kürdistan’da yaşanan cinayetler, faili meçhuller, ekonomik kayıplar ve ihlallere dikkat çekildi.
Okunan tezkereler daha sonra oylamaya sunuldu.
AKP grubu adına çalışma günlerinin 14-15-16 Ekim’de yapılmasına ilişkin verilen önergeye ilişkin konuşmalar yapıldı. İlk olarak AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat, önergenin lehinde konuşma yaptı.
‘TEZKERE YETKİNİZ VARKEN NE YAPTINIZ?’
Önergenin aleyhinde konuşan HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, sınırların içinde ve ötesinde yansıdığı biçimiyle devam eden savaşa ve toplumsal olaylara karşı tepki verebilmesinin tezkereye bağlanamayacağını söyledi. Hükümete “geçtiğimiz yıl parlamentonun onayladığı Irak ve Suriye tezkeresi var. Suriye tezkeresinin gereğini niye yapmadınız?” diye soran Zozani, “Suriye’deki çetelerin palazlanmasında pay sahibisiniz. Bir yıl daha bu sürenin uzatılmasını istiyorsunuz. İki tezkereyi birleştirmekle yeni bir şey yapmış olmayacaksınız. Karşılığını koymuş olsaydınız Türkiye bu fotoğrafı görmeyecekti. IŞİD çetelerinin, askere 100 metre mesafede katliamlarını yapıyor. Niye müdahale etmediniz? Neredeydiniz? Yetkiniz yok muydu, var. Size tezkere yetkisi verildi. Niye gereğini yerine getirmediniz? Çünkü oradaki IŞİD çeteleri sizinle bir bağa sahipler” ifadelerinde bulundu.
‘IŞİD KONTROLÜNDEKİ KÖYE GİDEN TIRLARINIZ NE TAŞIYORDU’
Türkiye TIR’larının DAİŞ’in kontrolündeki köylerde neler indirdiklerini sorduklarını hatırlatan Zozani, “Niye yanıt vermiyorsunuz? 10 gün önce Türkiye sınırında IŞİD kontrolündeki köye ne indirildi? Niye bunun yanıtını vermiyorsunuz. Tezkereyle bunun devam etmesini mi sağlayacaksınız? Orada bir kıyım var. İnsanlar güpegündüz katlediliyor. Sivil halkı ve meşru savunma yapan Kobanê halkını insanlık düşmanı vahşet çetesiyle bir tutan tutumu ortaya koyuyorsunuz. Sonra çıkıp ya tezkereye evet diyeceksiniz ya çetelerle dirsek teması içinde olduğunuzu ifade etmiş olacaksınız. Yok öyle bir şey. Sizin üzerine atılı sabitleşmiş suçu başkasına yamayamayacaksınız. Çıplak gerçekler ortada. Türkiye çetelerin palazlanmasında pay sahibidir. Günahını ortadan kaldırmak için yapacağı şey bu değil” dedi.
‘IŞİD ÇETELERİNE MÜCAHİT DEDİNİZ’
“Güvenlikli bölge mevcuttu orada. Rojava’da halk kendini savunuyordu” diyen Zozani, “Halkın kazanımlarını geriletmek için müdahale etmediniz. Sınırınızın içindeki çete mensuplarına müdahale edebilirdiniz. Sınır ötesi yetkisi almaya gerek yok. IŞİD çetesi Türkiye hastanelerde tedavi edildiği, kamplarda eğitim gördüğü sabittir. Bunun gereğini Milli Savunma, Dışişleri ve İçişleri Bakanlıkları karşı koyabildi mi? İçişleri Bakanının Hatay ve Antep valiliklerine gönderdiği talimatlar var. Siz mücahit olarak tarif ettiniz. Onlar bugün çocukları kesiyor. Ne yaptığınızın farkında mısınız?” ifadelerinde bulundu.
‘KÜRTLER TÜM HALKLARI SAVUNUYOR’
Mevcut durumda Kürt siyasi hareketinin silahlı unsurlarının sınırı Afrin’den Kerkük’e kadar DAİŞ vahşetine karşı, Türkiye’deki demokratik yaşamı da korur pozisyonda olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Sadece Kürtleri değil, Êzidîsinden Süryanisine, Türkmenine, Arabına kadar herkes o koruma çemberi içinde. Bir ay olmadı, on binlerce Êzidî Türkiye’ye geldi. Hükümet bu konuda ne yaptı? Bir tek Êzidî’ye bir kibrit çöpünü verebildi mi? Yardımda bulundu mu, bulunmadı. Üzerinde durdu mu, durmadı. Sayın Cumhurbaşkanı konuşma yaptı. Özeleştiri olarak algılıyorum bunu. Cumhurbaşkanı yeni dönem açılış konuşmasında etnik kimlikleri sıraladı. Êzidîleri burada vurgulamak istiyorum. Hiçbir şeyi ötelemedik. Bu ötelemeyi şimdinin Cumhurbaşkanı dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan yaptı. Ekim 2012’de Elazığ’da yaptığı konuşmada bizi ‘Yezidisiniz, Zerdüştlük yapıyorsunuz’ diyerek suçladı. Farkında mı bilmiyorum, rojbaş demek istiyorum. Böyle bir halkın varlığını bilmiyor idiyse söylemiyor sayıyoruz.”
SINIR İÇİNE NİYE MÜDAHALE ETMİYORSUNUZ?
Zozani, Davutoğlu ile Dışişleri Bakanı iken konuştuklarını ve uyarılarını ilettiklerini belirterek, Suriye’deki vahşet çetelerinin eninde sonunda Türkiye’yi hedef alacağını söyledik. Sürekli kendi doğrularıyla hareket etiğinden uyarıları dikkate almadı. İstanbul Üniversitesi’nde gösteri yapıyor, öğrencilere saldırır pozisyondalar. Siz eliniz kolunuz bağlı bunları izliyorsunuz. Yetki istiyorsunuz, yetkiniz var. Sınır içindekine müdahale etmiyorsunuz. Fatih’te cenaze namazı kılan IŞİD yanlılarını görmediniz mi? İzlediniz televizyonlarda, niye müdahale etmiyorsunuz? IŞİD içimizde. Müdahale etmek istiyorsanız elinizi kolunuzu bağlayan yok” diye konuştu.
HAMZAÇEBİ: TEZKERE EMPERYAL YAYILMACI HEDEF İÇERİYOR
Tezkerenin aleyhine konuşan CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, ‘IŞİD’in teröründen herkes rahatsız. Buna bir son verilmeli. Türkiye bunda yer almalı. Derhal Şam yönetiminin bertaraf edilmesi’ cümlesinin DAİŞ’e karşı mücadele değil, emperyal yayılmacı hedeflerle Türkiye’nin Suriye’de işgalci bir konumda olacağını söyledi.
Hamzaçebi, DAİŞ’in bu duruma gelmesinde Türkiye’nin Suriye’nin iç işlerine müdahale ederek, muhaliflerin yanında yer aldığını belirterek, “Onları silah, lojistik olarak desteklemiştir. O grupların Türkiye’de kampları var. Türkiye bunlara silah, mühimmat desteği yapmıştır. Silah dolu tırlar yakalandı, aranması engellendi. Türkiye’nin verdiği silahlar, IŞİD’in eline geçmiştir. Bu iddianın aksi, hükümet tarafından kanıtlanabilmiş değil. Hükümet IŞİD’ten şikayet ediyor. Silahlar Türkiye üzerinden gidiyor!” diye konuştu.
‘IŞİD’E KARŞI MÜCADELE GÖRMÜYORUM’
“IŞİD için öfkeli, dışlanmış gruptur” diyen Başbakan Davutoğlu’nu eleştiren Hamzaçebi, CHP’nin tutumunun tezkere karşıtı olacağını yineledi. Hamzaçebi, Erdoğan ve Davutoğlu’nun İslam dünyasında emperyal liderlik oyununa karşı Türkiye’nin ateşe atılmasına izin vermeyeceklerini söyleyerek, “Burada savaş çığlığı görüyorum. IŞİD’e karşı mücadele görmüyorum.
Konuşmaların ardından oylamaya sunulan önerge, oy çokluğuyla kabul edildi. Oturum, devam ediyor.