Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "Zorunlu din derslerinin bir insan hakları ihlali" olduğuna ilişkin kararını yazılı bir açıklama ile değerlendirdi.
"MAHKEME BİZ ALEVİLERİ HAKLI BULDU"
Mahkemenin verdiği karar ile Alevileri haklı bulduğu ifade edilerek, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir kez daha zorunlu din derslerinin bir insan hakları ihlali olduğuna karar verdi. Mahkeme biz Alevileri haklı buldu. Çocuklara ailelerin inanç ve kültürüne aykırı din dersi verilemeyeceğine ve her ne şekilde olursa olsun din dersi almaya zorlanamayacağına oy birliğiyle karar verdi. Şimdi hükümetten bir kez daha inancımıza saygı göstermesini ve zorunlu din dersi işkencesinin son bulmasını talep ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
"HÜKÜMETLER ALEVİLERİN FERYADINA KULAK TIKIYOR VİCDANSIZ UYGULAMAYI SÜRDÜRMEDE ISRAR EDİYORLAR"
12 Eylül Anayasası ile din derslerinin zorunlu hale getirildiği belirtilen açıklamada, "Alevi toplumu olarak 12 Eylül Anayasası ile zorunlu hale getirilen din derslerinin çocuklarımız üzerinde bir zulüm ve işkenceye dönüştüğünü yıllardır dile getiriyoruz. Ne var ki hükümetler Alevilerin bu feryadına kulak tıkıyorlar bu vicdansız uygulamayı sürdürmeye ısrarla devam ediyorlar. Başvurduğumuz yargısal süreçlerde yerel mahkemeler zorunlu din dersi uygulamasının bir insan hakları ihlali olduğunu tespit etmiş olmalarına rağmen hükümetler bu ihlali ortadan kaldıracak bir düzenlemeler yapmaktan yani mahkeme kararlarını uygulamaktan özenle kaçınmışlardır. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtığımız davalarda da AİHM Alevilerin lehine karar vererek Türkiye'yi mahkum etmiş olmasına rağmen bu kararlar da 10 yıla yakın bir süredir uygulanmamıştır. AİHM önceki gün verdiği yeni bir kararda zorunlu din dersi uygulaması nedeniyle 'Türkiye'nin, orta eğitimde uyguladığı din derslerinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin eğitim hakkını düzenleyen 1 No'lu Protokolü'nün 2'nci maddesini ihlal ettiğine' hükmetmiştir. Kararda, "Mahkememiz, Türk eğitim sisteminin, din eğitimi konusunda, ailelerin inançlarına saygı gösterecek uygun metotları halen yürürlüğe koymadığını tespit etmiştir. 1 No'lu Protokol'ün 2'nci maddesi ihlal edilmiştir" denilmiştir. AİHM, "Türkiye'nin bir an evvel dini eğitiminde, ailelere, inançlarını belirtmeye zorlanmadan seçme hakkının" verilmesi yönünde düzeltme yapılmasını istemiştir" denildi.
"UYGULAMASI ZORUNLU OLAN AİHM KARARI"
Yapılan açıklamada mahkemenin verdiği kararın uygulanması gerektiği belirtilerek, "Mahkeme zorunlu din dersinin varlığını din, vicdan özgürlüğü ve eğitim hakkının ihlali olarak tespit etmiştir. Hükümetin din dersi kitaplarında yaptığını ileri sürdüğü sözde düzenlemelerin bir anlam ifade etmediğini, kitaplarda Aleviliğe de yer verdik savunmasının geçersiz olduğunu, düzenlemelerin tarafsız ve adil olma özelliği taşımadığını yani alevi çocukları açısından hak ihlallerinin devam ettiğini belirlemiştir. Mahkeme 'öğrencilerin, anne ve babalarının dini ya da felsefi görüşlerini açıklamadan din ve ahlak derslerinden muaf olabilecekleri bir sistem sunmalıdır' kararı ile yalnız Aleviler açısından değil tüm öğrenciler açısından din dersinin zorunlu olamayacağına hükmetmiştir. Ayrıca mahkeme din dersi almamak için gerekçe açıklamaya zorlanamayacağına da hükmetmiştir. Uygulaması zorunlu olan bu AİHM kararı üzerine Alevi toplumu olarak hükümetten inancımıza saygı göstermesini bir kez daha talep ediyoruz. Zorunlu din dersi işkencesi derhal son bulmalıdır" ifadelerine yer verildi.
CEM Vakfı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'de zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesine ilişkin kararını değerlendirirken, "1905 kişi adına yapılan idari başvuru ve açılan davalardaki haklılığımızı teyit etmiştir. Aleviler'e yapılan bu ve benzer haksızlıkta direnen siyasi iktidar bu davayı kaybetmiştir" dedi.
Cem Vakfı Hukuk Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında Alevi İslam inancının da gereği gibi yer alması istemiyle önce Milli Eğitim Bakanlığı'na başvu yapıldığı, taleplerin reddedilmesi üzerine 2005 yılında 2 bin kişi adına İdare Mahkemesi'nde dava açıldığını hatırlatıldı. Davanın Ankara 10'uncu İdare Mahkemesi tarafından da reddedilmesi üzerine, temyiz başvurusunda bulunulduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
"Danıştay red kararını onamıştı. İç hukuk sürecinin tamamlanmış olması üzerine 1 Eylül 2010 tarihinde Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan tarafından yapılan bir basın toplantısı ile davanın AİHM'e götürüleceği kamuoyuna duyurulmuş ve dava açılmıştı. Cem Vakfı'nın girişimi ile AİHM'e götürülen davamız sonuçlanmıştır. Alevilere yapılan bu ve benzer haksızlıkta direnen siyasi iktidar bu davayı kaybetmiştir."
AİHM tarafından görülen ve karara bağlanan davada Mahkemenin, Türk eğitim sisteminde değişik din ve görüşlerin hala eğitim sisteminde hayata geçirmediğini tespit ettiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye'nin, 'eğitim hakkı'na dair Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerini ihlal ettiğine hükmetmiştir. Mahkeme, geçmişte Hasan ve Eylem Zengin'in açtığı davada da Türkiye'nin aynı konuda mahkum olduğu belirterek, 'Türkiye'nin geçen süre zarfında sorunu halletmediği, en kısa zamanda eğitim sisteminde gereken değişiklikleri yaparak istemeyen öğrencilerin bir gerekçe göstermeden Din ve Ahlak Bilgisi derslerine girmeme haklarının verilmesine' karar verilmiştir. Kararda ayrıca, Türkiye'de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarının içeriğinde yapılan son değişikliklerin 'yetersiz' olduğu belirtilip, devletin dini konularla ilgili düzenlemelerde 'yansız ve tarafsız olma yükümlülüğü' hatırlatılmıştır. Mahkeme, kararını oy birliği ile vermiştir. AİHM, yukarıda belirtilen kararı ile Vakfımız öncülüğünde bin 905 kişi adına yapılan idari başvuru ve açılan davalardaki haklılığımızı teyit etmiştir." / dha
"MAHKEME BİZ ALEVİLERİ HAKLI BULDU"
Mahkemenin verdiği karar ile Alevileri haklı bulduğu ifade edilerek, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir kez daha zorunlu din derslerinin bir insan hakları ihlali olduğuna karar verdi. Mahkeme biz Alevileri haklı buldu. Çocuklara ailelerin inanç ve kültürüne aykırı din dersi verilemeyeceğine ve her ne şekilde olursa olsun din dersi almaya zorlanamayacağına oy birliğiyle karar verdi. Şimdi hükümetten bir kez daha inancımıza saygı göstermesini ve zorunlu din dersi işkencesinin son bulmasını talep ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
"HÜKÜMETLER ALEVİLERİN FERYADINA KULAK TIKIYOR VİCDANSIZ UYGULAMAYI SÜRDÜRMEDE ISRAR EDİYORLAR"
12 Eylül Anayasası ile din derslerinin zorunlu hale getirildiği belirtilen açıklamada, "Alevi toplumu olarak 12 Eylül Anayasası ile zorunlu hale getirilen din derslerinin çocuklarımız üzerinde bir zulüm ve işkenceye dönüştüğünü yıllardır dile getiriyoruz. Ne var ki hükümetler Alevilerin bu feryadına kulak tıkıyorlar bu vicdansız uygulamayı sürdürmeye ısrarla devam ediyorlar. Başvurduğumuz yargısal süreçlerde yerel mahkemeler zorunlu din dersi uygulamasının bir insan hakları ihlali olduğunu tespit etmiş olmalarına rağmen hükümetler bu ihlali ortadan kaldıracak bir düzenlemeler yapmaktan yani mahkeme kararlarını uygulamaktan özenle kaçınmışlardır. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtığımız davalarda da AİHM Alevilerin lehine karar vererek Türkiye'yi mahkum etmiş olmasına rağmen bu kararlar da 10 yıla yakın bir süredir uygulanmamıştır. AİHM önceki gün verdiği yeni bir kararda zorunlu din dersi uygulaması nedeniyle 'Türkiye'nin, orta eğitimde uyguladığı din derslerinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin eğitim hakkını düzenleyen 1 No'lu Protokolü'nün 2'nci maddesini ihlal ettiğine' hükmetmiştir. Kararda, "Mahkememiz, Türk eğitim sisteminin, din eğitimi konusunda, ailelerin inançlarına saygı gösterecek uygun metotları halen yürürlüğe koymadığını tespit etmiştir. 1 No'lu Protokol'ün 2'nci maddesi ihlal edilmiştir" denilmiştir. AİHM, "Türkiye'nin bir an evvel dini eğitiminde, ailelere, inançlarını belirtmeye zorlanmadan seçme hakkının" verilmesi yönünde düzeltme yapılmasını istemiştir" denildi.
"UYGULAMASI ZORUNLU OLAN AİHM KARARI"
Yapılan açıklamada mahkemenin verdiği kararın uygulanması gerektiği belirtilerek, "Mahkeme zorunlu din dersinin varlığını din, vicdan özgürlüğü ve eğitim hakkının ihlali olarak tespit etmiştir. Hükümetin din dersi kitaplarında yaptığını ileri sürdüğü sözde düzenlemelerin bir anlam ifade etmediğini, kitaplarda Aleviliğe de yer verdik savunmasının geçersiz olduğunu, düzenlemelerin tarafsız ve adil olma özelliği taşımadığını yani alevi çocukları açısından hak ihlallerinin devam ettiğini belirlemiştir. Mahkeme 'öğrencilerin, anne ve babalarının dini ya da felsefi görüşlerini açıklamadan din ve ahlak derslerinden muaf olabilecekleri bir sistem sunmalıdır' kararı ile yalnız Aleviler açısından değil tüm öğrenciler açısından din dersinin zorunlu olamayacağına hükmetmiştir. Ayrıca mahkeme din dersi almamak için gerekçe açıklamaya zorlanamayacağına da hükmetmiştir. Uygulaması zorunlu olan bu AİHM kararı üzerine Alevi toplumu olarak hükümetten inancımıza saygı göstermesini bir kez daha talep ediyoruz. Zorunlu din dersi işkencesi derhal son bulmalıdır" ifadelerine yer verildi.
CEM Vakfı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'de zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesine ilişkin kararını değerlendirirken, "1905 kişi adına yapılan idari başvuru ve açılan davalardaki haklılığımızı teyit etmiştir. Aleviler'e yapılan bu ve benzer haksızlıkta direnen siyasi iktidar bu davayı kaybetmiştir" dedi.
Cem Vakfı Hukuk Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında Alevi İslam inancının da gereği gibi yer alması istemiyle önce Milli Eğitim Bakanlığı'na başvu yapıldığı, taleplerin reddedilmesi üzerine 2005 yılında 2 bin kişi adına İdare Mahkemesi'nde dava açıldığını hatırlatıldı. Davanın Ankara 10'uncu İdare Mahkemesi tarafından da reddedilmesi üzerine, temyiz başvurusunda bulunulduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
"Danıştay red kararını onamıştı. İç hukuk sürecinin tamamlanmış olması üzerine 1 Eylül 2010 tarihinde Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan tarafından yapılan bir basın toplantısı ile davanın AİHM'e götürüleceği kamuoyuna duyurulmuş ve dava açılmıştı. Cem Vakfı'nın girişimi ile AİHM'e götürülen davamız sonuçlanmıştır. Alevilere yapılan bu ve benzer haksızlıkta direnen siyasi iktidar bu davayı kaybetmiştir."
AİHM tarafından görülen ve karara bağlanan davada Mahkemenin, Türk eğitim sisteminde değişik din ve görüşlerin hala eğitim sisteminde hayata geçirmediğini tespit ettiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye'nin, 'eğitim hakkı'na dair Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerini ihlal ettiğine hükmetmiştir. Mahkeme, geçmişte Hasan ve Eylem Zengin'in açtığı davada da Türkiye'nin aynı konuda mahkum olduğu belirterek, 'Türkiye'nin geçen süre zarfında sorunu halletmediği, en kısa zamanda eğitim sisteminde gereken değişiklikleri yaparak istemeyen öğrencilerin bir gerekçe göstermeden Din ve Ahlak Bilgisi derslerine girmeme haklarının verilmesine' karar verilmiştir. Kararda ayrıca, Türkiye'de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarının içeriğinde yapılan son değişikliklerin 'yetersiz' olduğu belirtilip, devletin dini konularla ilgili düzenlemelerde 'yansız ve tarafsız olma yükümlülüğü' hatırlatılmıştır. Mahkeme, kararını oy birliği ile vermiştir. AİHM, yukarıda belirtilen kararı ile Vakfımız öncülüğünde bin 905 kişi adına yapılan idari başvuru ve açılan davalardaki haklılığımızı teyit etmiştir." / dha