İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, gözaltında kayıp dosyalarının zamanaşımına uğramasına karşı "Cezasızlığa son; adalet istiyoruz" sloganıyla kampanya başlattı.
Cezayir toplantı salonunda düzenlenen basın açıklamasına Hasan Ocak, Rıdvan Karakoç, Fehmi Tosun, Hayrettin Eren, Hüseyin Taşkaya, Murat Yıldız, Nurettin Yedigöl, Cemil Kırbayır ve Ferhat Tepe'nin yakınları katıldı.
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, eski milletvekili ve insan hakları savunucusu Akın Birdal, sinema sanatçısı Menderes Samancılar, gazeteciler Can Dündar ve İsmail Saymaz, sanatçı Pınar Aydınlar, ESP PM Üyesi Ayhan Yener'in de içinde olduğu çok sayıda kişi ailelere destek verdi.
VEDAT TÜRKALİ'DEN KAYIP YAKINLARINA MESAJ
Komünist yazar Vedat Türkali Cumartesi Anneleri'ne bir mesaj göndererek, "Mücadelenizde yanınızdayım" dedi.
İHD adına açıklama yapan Sebla Arcan, kayıp dosyalarının zaman aşımı kararı ile kapatılmak istenmesine karşı bir araya geldiklerini belirtti.
'UNUTTURMAYA ÇALIŞIYORLAR, UNUTMAYACAĞIZ'
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, adaletin iyileştirici niteliğine dikkat çekti, "Bu yüzden de adalet arayışımız hiç durmadan devam edecek" dedi.
İnsanlık suçlarında zamanaşımının olmayacağını belirten Türkdoğan, şöyle konuştu: "Bunu hiçbir zaman kabul etmeyecek, mücadele edeceğiz" diye konuştu. Cumartesi Anneleri'nin 20 yıldır dört bir yanda adalet aradığını hatırlatan Türkdoğan, "20 yıldır geldiğimiz noktada siyasal iktidar, halen atılması gereken adımları atmadı. Bu ülkenin cezasızlık gereği o kadar yapısal ki bizi öfkelendiriyor, 'Bu kadar da olmaz' dedirtiyor."
Uluslararası yasalar göre savaş, soykırım ve insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının uygulanamayacağını belirten Türkdoğan, konuyla ilgili yeni bir kanun teklifi vereceklerini belirtti.
EMİNE OCAK: SADECE ADALET İSTİYORUM
İHD Genel Başkanı'nın ardından gözaltında kayıplara karşı mücadelenin sembollerinden Hasak Ocak'ın annesi Emine Ocak söz aldı. Anne Ocak, oğlunun davasının 21 Mart'ta zamanaşımına uğrayacağını hatırlatarak, "Ben 20 senedir Galatasaray'da oturuyorum. Adalet istiyorum. Ben onların vicdanına bırakıyorum. Sadece adalet istiyorum, vicdan istiyorum başka bir şey istemiyorum" şeklinde konuştu.
'ADALETİ HİÇ GÖRMEDİK'
Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe ise bugüne kadar adaletin yerine geldiğine hiç tanık olmadığını anlattı, "Katiller hep ellerini kollarını sallayarak gezdi, adaleti hiç görmedik. Zaman aşımını kabul etmiyoruz. Adaletin yerine getirilmesini istiyoruz" dedi.
Katillerin peşini bırakmayacaklarını belirten anne Tepe, "Çocuklarımızı yüreğimizde yaşatacağız. Katiller bulununcaya kadar mücadele edeceğiz" diye konuştu.
'ÇOCUĞUMUN BEDELİ 1 LİRA 80 KURUŞ MU?'
Davası, 23 Şubat'ta zamanaşımına uğrayacak olan Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız da anne ve babalara seslendi. Anne Yıldız, "Biz bıraktığınız yerden aynı acıyla, aynı hasretle devam ediyoruz" dedi. Çocuğunu, adalete güvendiği için kendi elleriyle karakola teslim ettiğini belirten anne Yıldız, "Ama güvenimi sarstılar. Çocuğumun katiline sadece 3 ay ceza verdiler. O da 1 lira 80 kuruş para cezasına çarptırıldı. 20 yıllık bir insanın değeri o muydu?" diye sordu.
'ZAMAN DEĞİL, YOLLARDA KALAN GÖZLERİM AŞINDI'
"Zamanaşımı nedir?" diye soran Hanife Yıldız, "Ben zamanaşımı denen şeyi tanımıyorum. Zaman değil, ben aşındım, bedenim aşındı, ayaklarım aşındı. 20 yıldır yollarda kalan gözlerim aşındı" dedi.
Geçtiğimiz hafta dosyası zamanaşımına uğrayan Hayrettin Eren'in annesi Elmas Eren de ilerleyen yaşına rağmen basın toplantısına katıldı. Anne Eren, "35 senedir yanıp kavruluyoruz. Bize ne kadar söz verseler de hiç birini göremedik. Her gün ağlamaktan gözümüzün pınarı bitti. Şimdi de zamanaşımı geldi başımıza. Böyle bir kanun olmaz, zamanaşımını kabul etmiyoruz. Ben çocuğumun mezarını istiyorum, kemiklerini istiyorum. Ben ne zaman ölürsem zaman aşımı o zaman olur ancak" diye konuştu.
'YAŞLI ANALARA BİR MEZAR TAŞI GÖSTERİN'
1995 yılında gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un dosyası da zamanaşımı tehlikesi altında. Hanım Tosun, eşi Fehmi Tosun'u andı ve ekledi: "Artık yeter 20 senedir sokaklarda adalet istiyoruz, kimse kaybolmasın diye mücadele ediyoruz. Biz bu ülkede adalet görmedik, görmüyoruz. Bir an önce bu katilleri ortaya çıkarsınlar. Bu adaletsizliğin peşindeyiz. Bugün Cumhurbaşkanı'na sadece cumhurbaşkanı diyemiyoruz. Her şeyi kendisi yapıyor, her şeyi kendisi istiyor. O şu an başbakan, adalet bakanı, emniyet müdürü, o artık her şey olmuş durumda. Bir an önce bu yaşlı analara bir mezar taşı gösterin, bu katilleri ortaya çıkarıp yargılayın. İçimizdeki yarayı zamanaşımı kapatmaz. Katillerin peşindeyiz, zamanaşımını tanımıyoruz."
'DEVLETTEN BİR CAN ALACAĞIM VAR'
Dosyası zamanaşımına uğrayacaklardan Rıdvan Karakoç'un annesi Asiye Karakoç konuşamadı. Onun yerine kardeşi Hasan Karakoç konuştu. Hasan Karakoç, "20 yıldır çok şey söyledik. 20 yıldır buradayız, 20 yıldır meydandayız. Adalet istedik, faillerin yargılanmasını istedik. İnsanlarımızı katledenlerin yargılanmasını istedik. Çok şey mi istedik?" diye sordu.
"Bizim vergilerimizle maaş alan üniformalılar, yetkililer bizim canlarımızı aldılar" diyen Karakoç, şöyle konuştu: "Bu ailelerden 'en şanslısı' biziz. Çünkü biz çiçek koyabilecek bir mezar bulabildik. Bu bile bir şans. Binlerce insancı bu şekilde katlettiler. Benim bu devletten alacağım bir can, bir kardeş alacağım var. Yalnız benim değil, binlerce insanın alacağı var. Kaybedilen insanların tümünün elleri, devletin yakasında olacak."
Basın toplantısı, desteğe gelenlerin konuşmalarıyla sona erdi.