Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde İzmirli akademisyenlerin düzenlediği “Akademi Barış İstiyor” çalıştayında konuştu.
Yüksekdağ’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
‘Başkan olamayan bedelini halka ödetiyor’
“Tek bir partinin tek bir adamın iktidarı için kaos çıkarıyorlar. Bunu 3 ay önce dile getirdiler ve bugün uygulamaya başladılar. 3 ay önce haklara ‘HDP barajı geçerse memlekette kaos olur’ dediler. Erdoğan sıkılmadan, utanmadan, ‘Verin 400 vekili bu sorun huzurla çözülsün’ dedi.
“7 Haziran’da halklar Erdoğan’a 400 vekil vermedi. Vermeyebilir. Şu an başkan olamayan, bunun bedelini Türkiye’nin huzurunu bozarak veriyor. Yine seçimler sürecinde HDP’nin barajı geçmesi takdirde kaos çıkacağını ilan ettiler, tehdit ettiler, bugün bu tehditlerini hayata geçirdiler.
‘Bir darbe ile karşı karşıyayız’
“Eğer AKP oy verseydiniz, bunlar başınıza gelmezdi. Bu acıları yaşamazdınız. Bugün de çok önceden ilan edilmiş bir savaşı yaşıyoruz. Türkiye’de kimse ‘Bu savaş nerden çıktı’ diye bir gerekçe aramazsın. Bu savaşın musibeti saraydır. Bu savaş bir ara rejimi teşvik etmiştir. Erdoğan aldığı oylara dayanarak ‘Türkiye’de rejim değiştirmiştir’ deme rahatlığını gösterebiliyor.
“Sen seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olabilirsin, ama bizler de seçimlerden sonra seçilmiş bir Meclis iradesiyiz. Erdoğan, kendi seçimini kabulleniyor ama 7 Haziran seçimlerindeki iradeyi tanımıyor. Bir darbeyle karşı karşıyız. Bir adamın iki dudağı arasındaki sözlere bakıyoruz. Türkiye toplumunda seçmenlere zarar veren, seçmenleri cezalandıran bir zihniyetle karşı karşıyız.
‘Bizzat kendileri darbe yapıyorlar’
“Saray merkezli bir darbe ile karşı karşıyayız. Bu darbeyi yapan 28 Şubat darbesi mağduru olduğunu söyleyendir. 28 Şubat darbesinde mağdur olanlar, kendilerini demokrasinin bekçileri olarak ilan edenler, bugün bizzat kendileri darbe yapıyorlar. Erdoğan bugün, ‘Anayasayı kabul etmiyorum, ülkede rejim değişmiştir, ister kabul edin ister etmeyin’ diyor. Kabul etmiyoruz.
“Seçim sonuçları bu toplumsal mücadelesinin ara mecrasının finalidir. Toplum aklını kullanarak oy kullandı. Türkiye toplumu seçimlerde ortaya koyduğu düzeyle ne kadar geleceğe hazır olduğunu söyledi. Ancak ne yazık ki siyasal iktidarlar geleceğe hazır olmadığını söyledi. Türkiye’de toplum ne kadar bilinçlense de siyasal iktidarlar gericileşmiştir.
‘Bizler iktidara’
“Ok yaydan çıkmıştır. Bizler başladığımız işi bitireceğiz. Bizler neyi bitireceğiz, bu baskıcı statükocu, faşizan zihniyeti ve yönetimi bitireceğiz.
“Bizler ana muhalefet olarak başlattığımız bu süreci 7 Haziran seçimlerinde hakların iktidarı olarak başaracağız. Seçimlerde ‘Bizler Meclis’e’ dedik, ama HDP’yi hazmedemiyorlar. Bizler sözümüzü 7 Haziran’da tuttuk ve tutarız.
“Barış, demokrasinin ve yeni bir yönetiminin, büyük insanlığın kendi kendini yönetmesi için en esaslı yol en kritik halkadır.
‘AKP’yi sıfırladığı için cezalandırılıyorlar’
“Günlerdir bölgede adı konulmamış resmi olarak kabul edilmeyen bir savaş yaşanıyor. 90’lı yıllardan daha tahrip edici, gayri ahlaki bir kirli savaş yürütüyor. Bu kirli savaş zeminin bir parti, bir kişi buradan iktidar olmayı devşirmeyi amaçlıyorsa baştan yenilmişlerdir.
“Türkiye toplumu Kürtler böyle bir şeyi hak etmediler. Kürtler neyin cezasını çekiyorlar. Yüzde 90 oy verilen yerlerde HDP’ye destek vermenin cezası veriliyor. Seçilen yerler tesadüf değil, seçilen yerler AKP’nin sıfırlandığı yerlerdir. Halkı AKP’yi sıfırladığı için cezalandırıyorlar. Partimize oy verenleri pişman etmek istiyorlar. Türkiye toplumunu da bunu yapıyorlar. Yaşamını yitirenler askerler, polisler bizim insanlarımız.
‘Barış için gözlerimizi karartmalıyız’
“Onlar savaş için gözünü karartıyorlarsa bizler de barış için gözlerimizi karartacağız. Barış için direnmek, imkansız denilen bir hedefe ulaşmak için verilen mücadeledir. Barış, sadece silahların kullandığı bir yerlerde çocuklara kreş kurma düşünmesidir. Bizler de bu karanlık günlerde, barışın bize uzak bulduğu günlerde, bizler barışın hemen yanımızda olma düşüncesiyle harekete geçmeliyiz.”