Yazarlar 25 Ekim Cumartesi günü Suruç’ta olmaya hazırlanırken, ANF ile konuşan sınırda nöbet fikrinin sahibi yazar Aslı Erdoğan, “Genellikle yazarlar sadece sözleriyle ve yazdıklarıyla varlardır. Tüm bu sözlerin savaşla bastırıldığı bir ortamda bizde fiziksel olarak varız ve buradayız demek için sınırda olacağız” dedi. Erdoğan, “Komşum öldürüldüğünde ben bunu görmezden gelirsem ben bu cinayetin suç ortağı olurum. Sınıra gidip orada durmak bile ben suç ortağı olmak istemiyorum demektir” şekilde konuştu.
Yazar Asli Erdoğan’ın “SOS KOBANÊ “başlığıyla 10 gün önce Avrupalı ve Türkiyeli yazarlara yaptığı sınırda nöbet tutma çağırısı yankı buldu. Kobanê’ye koridorun açılması için imza veren yazarlar şimdi de sınırda nöbet tutmaya hazırlanıyor. “IŞİD Kobanê ile hepimizi kuşattı” diyen Erdoğan, geç de olsa yazarların böyle bir karar almasının önemli olduğunu vurguladı. Erdoğan, “Yan yana durmayı beceremezsek bu çemberi kıramayız” diye konuştu. Kobanê ile buluşmak için yüzlerce insanın Mürşitpınar sınırındaki telleri aştığını haberini aldığında çok etkilendiğini ve kendi kendine bizim de yazarlar olarak orada olmamız gerek dediğini aktaran Erdoğan, yazarlara e-mail atarak sınıra gitme çağrısında bulunduğunu söyledi.
Bu çağrıya en çok da Avrupa’daki yazarlardan destek geldiğine dikkat çeken Erdoğan, çağrı sonrası Fransız ve İngiltere PEN ‘den bir çok yazarın ve İzlanda Milletvekilli Birgitta Jonsdottir’in hemen kendisiyle iletişime geçtiğini belirti. Orada gidip durmanın bile simgesel bir anlam taşıdığını ifade eden Erdoğan, “Genellikle yazarlar sadece sözleriyle ve yazdıklarıyla varlar. Tüm bu sözlerin savaşla bastırıldığı bir ortamda bizde fiziksel olarak varız ve buradayız demek için sınırda olacağız” dedi. Erdoğan, tutacakları nöbetin aynı zamanda devletin tekrar sahneye koymak istenilen, Kürt-Türk, Alevi-Sünni, Laik-İslam çatışmasına da dur demenin bir yolu olacağını vurguladı.
HAYATI SEN DEĞİL HAYAT SENİ ANLAMLADIRIR
Bu girişiminde geç kaldığına yönelik eleştirilerin çok yerinde olduğunu kabul eden Erdoğan, “Biz yazarlar olarak maalesef çok geç harekete geçtik. Kendi içimizde tekil olmaya alışmış bir grup olduğumuz için hemen örgütlenemedik. Ancak geç olması hiç olmamasından iyidir ” dedi. Koridorun fiili olarak açılmasının savaş gerçeğini değiştirmediğini vurgulayan Erdoğan, Kürtler ile Türkler arasında iyice keskinleşen bariyerleri aşmak için esas bugün harekete geçmenin bir anlamı taşıdığına dikkat çekti. Brezilyalı bir şarkının sözlerinden örnek veren Erdoğan, “Sen hayatı anlamlandırmazsın hayat seni anlamlandırır” dedi. “Sınıra gidişimiz bizi anlamlandıracak, Kobanê’yi anlamlandıracak” diyen Erdoğan, “Diren Kobanê dediğinde sadece bir slogandır ama Kobanê direniyor dediğinde senin cümlen o zaman bir gerçeklik kazanıyor. Çünkü oraya giderek direniş nedir sorusunu bende öğreniyorum o cümleyi yazan kişi olarak” şeklinde konuştu.
İNSANLAR SÖZ KONUSU OLUNCA SINIR TANINMAZ !
Erdoğan, Cumartesi günü yazarlar Murathan Mungan, Sema Kaygusuz, Hatice Meryem, Gaye Boralıoğlu, Ayşegül Tözenen, Vivet Kanetti, Seray Şahiner, Menekşe Toprak, Can Öz, Işıl Özgentürk, ile İstanbul’dan Suruç’a uçaklarını, orada Sine Ergun, İlkay Akkaya ve bölgeden bir çok yazarıyla buluşacaklarını aktardı. Son iki gündür sınırda filen bir koridorun açılmasının çok önemli bir gelişme olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını dile getiren Erdoğan, sınırda yapacakları eylemin aynı zamanda insanlar arasında konulan sahte sınırları da bir tepki anlamını taşıyacağını kaydetti. Erdoğan, “Bu sınırlar sahte sınırlar, sistemler tarafından çıkarlar için konulan bu sınırlar insanlar söz konusu olunca sınır tanınmaz demenin de bir yolu aynı zamanda” diye konuştu.
SUSMAK CİNAYETE ORTAK OLMAKTIR
Kobanê’yi kendi meselesi olarak görmeyen kesimlere “Çok feci yanılıyorlar” diyerek eleştiren Erdoğan, “Anlatılan senin hikayendir dediğimiz gün gelecek. Bunun bir acıklı örneği de Soma felaketi. Bu hükümet senin de ölümün olacak bir gün” dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümetin IŞİD’de destek verdiği hiç kimse için bir sır değil. Bu devletin desteklediği bir katiller sürüsünden söz ediyoruz. Bu katiller sürüsü cinayet veya katliam gerçekleştirirken beni ilgilendirmiyor diyemeyiz. Üstelik bunu bizden alınan vergilerle yapılırken. Ama her şeyden önce yanı başında komşun öldürülürken nasıl senin meselen olmaz. Eğer komşum öldürüldüğü zaman ben bunu görmezden gelirsem ben de bu cinayetin suç ortağı olurum. Sınıra gidip orada durmak bile ben suç ortağı olmak istemiyorum demektir”. / Firatnews