Türkiye Barış Meclisi heyeti, DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yönelik saldırıları ile ilgili incelemelerde bulunmak için Urfa’nın Suruç ilçesindeki iki günlük görüşme ve izlenimlerini Suruç Belediye Konferans Salonu’nda basın toplantısıyla açıkladı. İlk önce Suruç Belediye Eş Başkanı Zuhal Ekmez ile makamında görüşme yapan heyet, daha sonra Belediye Konferans Salonu’nda açıklama yaptı. İlk olarak heyet üyelerini tanıdıktan sonra kısa bir açıklama yapan Türkiye Barış Meclis Sözcüsü Hakan Tahmaz, Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan Kobanê’ye geçtiklerini Kobanê Kantonu Dışişleri Bakanı İbrahim Kurdo ve kanton yetkilileri ile görüştüklerini, ardından Çalışma ve Sosyal Bakanı Faruk Çelik, HDP, DTK ve DBP yetkilileri en son olarak da Suruç Belediye Eş Başkanı Zuhal Ekmez ile görüştüklerini belirtti. Bu görüşmelerde önemli mesajlar çıktığını belirten Tahmaz, çıkan en önemli mesaj Türkiye yetkililerinin barış için bir adım atılacaksa buradaki Rojava politikaları ve DAİŞ politikalarını değiştirilmeye, revize edilmeye ihtiyaç olduğu düşüncesi ve bu beklenti ortaya çıktığını söyledi.
‘SİLAH İHTİYACIMIZ VAR’
Tahmaz, kısa açıklamanın ardından sözü Profesör Mithat Sancar’a verdi. Sancar ise ilk olarak DAİŞ tarafından atılan havan mermilerin düştüğü Dewşan köyüne gittiklerini belirterek, oradaki incelemenin ardından bölgede Çalışma ve Sosyal Bakanı Faruk Çelik’in orada olduğunu ve onunla görüşme imkanı bulduğunu ve kendi gözlemleri ve değerlendirmelerini aktardıklarını söyledi. Ardından Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan Kobanê’ye geçtiklerini, orada Kobanê Kantonu Dışişleri Bakanı İbrahim Kurdo ile kanton yetkilileri ile görüştüklerini aktaran Sancar, “İbrahim Kurdo ile görüştük ve şu soruyu sorduk sizin ne gibi ihtiyacınız var, bize ‘silaha ihtiyacımız var’, tekrar sorduk başka ne ihtiyacınız var biraz durduktan sonra tekrar ‘silah ihtiyacımız var, başka ihtiyacımız yok, eğer bize silah desteği verilirse bizim kararlılığımız ve gücümüz var’ dedi. Doğudan, güneyden ve Batıdan iki koldan saldırı düzenlediklerini zaten bizde biliyoruz” dedi.
‘KOBANÊ DÜŞERSE TÜRKİYE’DE ÇÖZÜM SÜRECİNİN DE SONU OLUR DÜŞÜNCESİ HAKİM’
Sancar, “Çetelerin ne kadar yaklaştığını sorduk, İbrahim Kurdo şu bilgiyi verdi, Kobanê doğusunda 5 kilometre, güneyinde 8 kilometre, batısında ise 10 kilometre yaklaştıklarını söyledi” diyerek, şunları aktardı: “IŞİD’in yaklaşmasındaki en önemli faktörün Musul’da ve Suriye’den elde ettiği ağır silahlar olduğunu kamuoyunun öğrendiği bir bilgidir. Eğer Kobanê düşerse ne olur sorusuna herkes tarafından verilecek cevabı gayet açık, siyasi ve insani açısından bir felaket olur. İnsani açısından felaketi on binler yüzbinler buraya gelebilir, şehir içinde çatışmalar yaşanırsa ölümler yaşanacak, sadece can kaybı değil öfke patlaması da yaşanacak. Bu Türkiye’de barış sürecini çok olumsuz etkileyeceğini herkes söylüyor ve bizler de bu görüşü paylaşıyoruz. Özellikle KCK yetkilileri, eğer Kobanê düşerse, Türkiye’ye bir mesajıdır bu çözüm sürecin sonu olur. Neden düşerse bu sürecin sonu olur, gerekçesini aslında burada yaptığımız görüşmelerde de destekliyor açıkçası. Yani yurttaşlarla görüştük parti ve sivil toplum örgütleri ile de görüştük, açıkçası şunu belirtiyorlar, Türkiye IŞİD çetelerinin saldırıları başladığı günden bu yana çetelere destek verdiğini ve hala vermeye devam ettiğini belirtiyorlar. Diğer yandan, PYD’yi Suriye savaşından bu yana bir kıskaca alarak, Kürtleri zayıflatıp, IŞİD tarafının savunduğu cihatçı kesimi destekleyen ikili bir politika izleniyor. Ve bu politikanın katmerli avantajını IŞID çok iyi kullanıyor. Bu kanaat çok yaygın, bu düşünce çok yaygın. O nedenle eğer bu savaşın daha kötü bir duruma gelmesini istemiyorsak, devam eden barış süreci yara almasını hata çökmesini istemiyorsak, Türkiye’nin şuana kadar yaratığı kötü durumun sonuçlarını düzeltmesi gerektiğin düşünülüyor, biz de bu konuda aynı düşüncedeyiz.”
‘HAVADAN VE KARADAN ASKERİ DESTEK VERİLMESİ GEREKİR’
Türkiye’nin DAİŞ çetelerinin püskürtülmesi için askeri anlamda bir şeylerin yapılması gerektiğini düşündüklerini altını çizen Sancar, “Ne yapılmalı sorusuna yönelik aldığımız izlenim şunlardır; hava destekli anlamda yani koalisyonun hatta Türkiye’nin kendisi Kobanê etrafındaki IŞİD mevzilerine hava saldırısı yapabilir. Dün sorduk Amerika veya koalisyon tarafından IŞİD mevzilerine havadan bir saldırı yapıldı mı diye sorduk, İbrahim Kurdo ‘evet’ cevabını verdi. Zaten Rakka bölgesine vurduklarını biliyoruz ama Kobanê etrafındaki IŞİD’in mevzilerine vurulmuş mu hiç? Dün vurulduğunu iki tank isabet edilmiş ve çetelerin kayıplarının da olduğunu aktardı bize” dedi.
‘TÜRKLER İÇİN ÇANAKKALE NE İSE KÜRTLER İÇİN KOBANÊ O DUR’
Kobanê düşerse yaratacağı sonuca ilişkin halkla yaptıkları bir görüşmeyi aktaran Sancar, şöyle konuştu: “Urfa’da bir esnaf yanımıza geldi, onun sözleri gerçekten çok çarpıcıydı. Bize ‘Hocam Kobanê bizim için Çanakkale’dir. Türkler için Çanakkale ne ise biz Kürtler için de Kobanê o dur. Ben Türk kardeşlerime sesleniyorum gitsinler Çanakkale’deki duvarlara baksınlar kaç tane Kürt’ün ismi kaç tane bu bölge halklarının isimleri var görsünler. Eğer gerçekten kardeşsek biz o zaman Çanakkale’de Türk kardeşlerimize yaptığımızı Türk kardeşlerimiz de bugün burada bekliyoruz. Doğrudan burada yanımızda görmek istiyoruz’ dedi. Gerçeği çıplak bir şekilde ortaya koydu, ben bunun üzerine söz söylemek istemiyorum.”
‘CİZİRÊ KANTONU’NDAN BURASI ÜZERİNDEN BİR YARDIM KORDONU AÇILABİLİR’
Yapılan görüşmelerde nasıl bir askeri destek verilebilir düşüncesi önerilerin ortaya çıktığını belirten Sancar, “Ben dün bunu Bakan Faruk Çelik’e de aktardım. Cizirê Kantonu ile Kobanê arasında Tıl Ebyad var dolayısıyla oradan YPG güçleri, askeri destek bu tarafa gelemiyor, ya da çok çok uzun bir savaş gerekiyor. Dolayısıyla Cizîrê Kantonu’ndan Türkiye, yani Urfa üzerinden Kobanê’ye askeri silah yardım koridoru oluşturması gerekiyor. Bu aynı zamanda Güney Kürdistan yönetiminin de Kobanê’ye asker ve silah desteğinin yapması en etkili yol olacağı düşüncesi hakim. Ben kendi adıma bunun hiç vakit geçirmeden yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bunu bakan beye de aktardım. Her gün biraz daha geç kalmış olabiliriz. Eğer bu çeteler Kobanê içine geçecek durum yaşanırsa gerçekten felaketin sonuçlarını önlemek çok zor olur. Henüz vakit varken ve bu vaktin çok az olduğunu bilerek, koalisyon oluşturan güçlere, uluslararası güçlere çağrımız; IŞİD’in ağır silahlarla eşitsiz şartlarda yaptığı saldırıyı durdurun” dedi.
‘BARIŞ SÜRECİ SADECE TÜRKİYE’NİN İÇİNDE SREN BİR MESELE DEĞİL’
Türkiye’nin de askeri anlamda Kobanê’ye destek vermeleri çağrısında bulunan Sancar, “Türkiye’ye de sesleniyoruz; ‘barış süreci’ sadece Türkiye’nin içinde süren bir mesele değil, aynı zamanda bütün bölgedeki Kürtleri ilgilendiren, Kürdistan’ın dört parçasında etkisi olan bir süreçtir. Bu sürecin en hassas yeri Rojava’dır, Rojava’nın en hassas yeri Kobanê’dir. Kobanê’nin düşmemesi için Türkiye’nin de IŞiD’e karşı askeri anlamda açık tavır koyması gerekir” diye konuştu.
Sancar, Türklerin de buradaki Kürtlere desteklerinin olmaması kırılmaya yol açtığını dile getirerek, “Şimdi Türkiye batısında yaşayan Türklerin IŞİD vahşetine karşı bu sessizlik, buradaki Kürtlere insani yardım konusundaki isteksizlik, kırılmayı derinleştiriyor” dedi.
Heyet daha sonra tekrar dün IŞiD çeteleri tarafından atılan havan topunun düştüğü Dewşen köyüne gitti. Burada direniş nöbetinde bulunanlarla yapılan sohbet ardından bölgeden ayrıldı.