DBP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel tarafından yapılan açıklamada, belediyelere kayyum atamasının 12 Eylül darbesinden farklı olmadığı belirtildi, “Bu darbeye karşı direnmek en meşru haktır” denildi.
Tuncel, “AKP Hükümeti belediyelerimize kendisine bağlı il ve ilçe başkanları gibi çalışan vali yardımcıları ve kaymakamları kayyum olarak atamıştır” dedi.
Polislerin ‘Yönetime el koyduk’ sözleri
Tuncel, kayyum atanan belediyelere baskın yapan polislerin “Yönetime el koyduk” sözlerini ise şöyle değerlendirdi:
“Bu anlayış, 12 Eylül’de yönetime el koyan Yurtta Sulh Konseyi’nden farklı bir durum değildir. Bugün AKP Hükümeti kayyım atamasıyla benzeri bir yaklaşım sergilemiştir. Bizim için bu iki yaklaşım da aynıdır. Sadece Kürt halkının değil, Türkiye halklarının da bunu kabul etmemesi lazım. Bugün Kanun Hükmünde Kararnameler ile ülkeyi yönetenler, bu ülkeye hak ve özgürlükler sunamazlar.”
“Hemen yarın seçime gidelim”
“Kaymakam ve Vali Yardımcılarının belediyelerde ne işi var?” diye soran Tuncel, “Bu belediyeler konusunda sorununuz varsa, halkın belediyeleri olmadığını iddia ediyorsanız hemen yarın seçimlere gidelim. Bu halk da iradesini ortaya koysun” dedi.
Bölgede AK Parti’nin halk karşısında bir hükmünün kalmadığını vurgulayan Tuncel, “AKP hükümeti halkın evini başına yıkan, sivilleri katleden devlet gücüdür. AKP, Kürdistan’da sadece vali ve kaymakamlarla kalmıştır, başkaca da hükmü yoktur” dedi.
Tuncel devamla şunları söyledi:
“Kayyumlar yok hükmündedir”
“KHK hala parlamentoda görüşülmemiştir. Torba yasada geçirilemedi. Bunu onaylamamızı istiyorlar utanmadan bizi tehdit ediyorlar. Kendilerine gelince sokağa çıkmak meşru bize gelince bunu suç sayıyorlar. Kabul etmemiz mümkün değil darbelere karşı mücadele edeceğiz ve sorunda kazanan halkımız olacak. Devletin zor ve zulüm politikasını bu halk en ince yöntemlere kadar yaşadı ama özgürlüğünden, demokrasiden vazgeçmedi.
“Türkiye halklarına, tüm siyasi partilere sesleniyoruz. Bugün yapılan demokratik siyasetin askıya alınması, yerel demokrasinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bütün Türkiye halklarının buna karşı tepki göstermesi gerekiyor. Seçimlere 2 yıl var. Bu süreçte bunlar halka hizmet edebilecek mi halkın karşısına nasıl çıkacaklar. Halk onlara oy vermediği gibi son bir yılda işkencenin, zulmün ortağı oldular.
“Silopi’yi, Cizre’yi yerle bir eden, insanların diri diri yakılmasının emrini veren, Şırnak’ta saldırıların emrini verenler, Silvan’ı yerle bir edenler, Sur’u yerle bir edenler, zulmedenler, insanların ölümüne neden olanlar şimdi oranın yerel yönetiminden sorumlu kılınmıştır. Bu halka zulmedenlerin bu halka verecek neyi olabilir?
“Halkımızın demokratik mücadelesini geliştirmesi ve bugüne kadar ortaya koyduğu iradenin açığa çıkarılması gerektiğini söylüyoruz.Bütün sorunların nedeni devletin Kürt sorununa yaklaşımıdır. Halkımızı cezalandıran bu yaklaşıma karşı sessiz kalmak insanlık onurundan vazgeçmektir. Biz onurumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Bu kayyumlar yok hükmündedir. Bu uzun soluklu bir mücadele olacak. Umudumuzu kırmak istiyorlar ama biz umudumuzu mücadelemizi büyüterek başarıya ulaşacağız halkımızın bundan kuşkusu olmasın.”