ŞemdinliHaber

Tuğluk: 'Devlet yüzleşmekten kaçıyor'

Güncel

Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı ve Van bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk, devletin geçmişiyle yüzleşmekten kaçındığı için barış sürecinde ciddi sıkıntılar yaşandığını söyledi.

Amed’de düzenlenen "Zorla yerinden edilme ve köye geri dönüş konferansı"nda konuşan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı ve Van bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk, devletin geçmişiyle yüzleşmekten kaçındığı için barış sürecinde ciddi sıkıntılar yaşandığını söyledi. Tuğluk, "Devlet geçmişiyle yüzleşmekten kaçınıyor. Yapacağımız toplumsal ve siyasal muhalefetle bunları devletin önüne koyacağız " dedi.


Demokratik Toplum Kongresi tarafından düzenlenen ve 2 gün sürecek "zorla yerinden edilme ve köye geri dönüş konferansı" Kayapınar ilçesindeki Cegerxwîn Kültür Merkezi'nde başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan DTK Eşbaşkanı ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, 1980 ve 1990'lı yıllarda yaşanan göç ve göçün beraberinde getirdiği sorunları ele aldı.

Kürtlerin ve Kürdistan'ın zorunlu göçlerle başına gelenlerin statüsüzlükten kaynaklandığını belirten Tuğluk şunları söyledi: "Kürt sorunun bir haksızlık, eşitsizlik ve hukuksuzluk sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Bu temelde, Kürt sorunu, hakkı olmayan, eşit görülmeyen ve herhangi bir statüye sahip olmayan kocaman Kürt halkının ve Kürdistan coğrafyasının varlık-yokluk sorunudur. Çünkü bir halkın ve yaşadığı coğrafyasının statüsünün olmaması, hukuki düzlemde var olmaması anlamına gelir. Hukuki anlamda var olmayan bir kolektif kimlik ve aidiyet ise, her türlü hukuksuzluğun ve haksızlığın muhatabı olur. Kürtlerin ve Kürdistan'ın başına gelen de budur. Kürt halkına karşı uygulanmış olan zorla yerinden edilme uygulamalarının temel nedeni bu statüsüzlük durumundan kaynaklanmaktadır. Koskocaman bir coğrafyanın yerleşim birimleri ve insan yoğunluğu alt üst edilmiştir. Egemenler zorla yerinden etme uygulamalarıyla bir kez daha Kürdistan coğrafyasına kast etmişlerdir. Kürdistan coğrafyasını tarümar etmişlerdir. Zorla yerinden edilme uygulamalarının sonucunda Kürt sorunu en somut haline Kürdistan'ın dışına taşmıştır. Ülkenin büyük metropollerinde Kürt sorunu en çarpıcı biçimde görünür olmuştur."

‘ZORUNLU GÖÇ ERMENİ TECHİRİNDEN AYRI DEĞİL’

Kürtlerin 1990'larda yerlerinden göç ettirilmesinin 1915 yılındaki Ermeni tehcirinden ayrı olmadığını da dile getiren Tuğluk, "1990'lar boyunca siviller zorla yerinden edildi. Devletin 1993 konsepti ile bu uygulamalar hız kazandı. Kürdistan insansızlaştırılmak istendi. Köyler, mezralar boşaltıldı. En az 1 milyon kişi zorla yerinden edildi, göç ettirildi. En az 3 bin yerleşim yeri boşaltıldı. Ancak tüm bunlar görmezden gelindi. Kamuoyundan saklandı. 1990'larda Kürtlere uygulanan bu politakalar asla 1915'teki Ermeni Techirinden, 1924'teki Anadolu ve Balkanlardaki Müslüman ve Hıristiyan ahalinin değiş tokuş edilmesinden, 1925-1938 arasında Kürtlerin katledilmeleri sonrası yerlerinden edilip Anadolu'nun çeşitli yerlerine yeniden iskana tabii tutulmasından ayrı değildi. Tüm bu uygulamalar aynı amaç temelinde gerçekleştirilmiştir. Tüm bu göç ettirme mübadel, tehcir zorla yerinde etme gibi ulusu ve coğrafyayı planlama uygulamalarının nedeni milliyetçiliktir. Tüm coğrafyayı ve tüm halkları Türkleştirmeye zorlamaktadır. Bu gerçeklikle yüzleşilmeden yasal alt yapı hazırlanmadan Kürt sorunun demokratik ve barışçıl nihai çözümünün gerçekleşmesi mümkün olmayacaktır" şeklinde konuştu.

‘MAYINLAR KÖYE GERİ DÖNENLERİ VURUYOR’

Köylerine dönen bazı vatandaşların arazilerine döşenen mayınlar yüzünden yaşamını yitirdiğini de belirten Tuğluk, "Köylerine dönmek isteyen yurttaşların tüm başvurularına rağmen tapu kadastro çalışmaları ise arazilerin mayınlı olmasından dolayı gerçekleştirilememektedir. Hatta köylerine bir biçimde dönmüş yurttaşlar ne yazik ki kendi topraklarına döşenen mayınlar nedeniyle yaşamlarını yitirmektedir. Ortada ciddi bir mağduriyet, derin bir travma ve ciddi bir hukuksuzluk vardır. Bunlar giderilmek durumundadır. Köylere dönüşlerin gerçekleşmesi için yasal alt yapı oluşturulmak zorundadır" dedi.

Konuşmasının sonunda barış sürecinre de değinen Aysel Tuğluk, "Bir çözüm ve barış sürecindeyiz diyoruz. Ancak çok ciddi sıkıntılar söz konusu. Devlet geçmişiyle yüzleşmekten kaçıyor. Yapacağımız toplumsal ve siyasal muhalefetle bunları devletin önüne koyacağız. Ve onlarla yüzleşmeye zorlayacağız. Bir mücadele süreci içindeyiz. Şunu hepimiz aklımızdan çıkarmamalıyız. Kürtler bugüne kadar ne kazandıysalar mücadele ederek kazandılar. Bundan sonra da mücadele ederek kazanacağız. AKP'yi bekleyerek değil. En nihayetinde AKP egemenlerle uzlaşma içerisinde olan bir iktidardır. Biz kendi geleceğimizi nasıl bir yaşam istiyorsak, bütün bunları kendi mücadelemizle yapacağız. Geçmişte yapılanların hesaplarını da böyle soracağız " diye konuştu. / anf

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.